Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi: (1)

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi: (1)
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tahıl sevkiyatı anlaşmasına ilişkin, "Her ne kadar muhalefet idrak edemese de ülkemizin öncülüğünde başlatılan bu çalışma insani ihtiyaçların karşılanmasına...

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tahıl sevkiyatı anlaşmasına ilişkin, "Her ne kadar muhalefet idrak edemese de ülkemizin öncülüğünde başlatılan bu çalışma insani ihtiyaçların karşılanmasına yönelik önemli bir diplomatik başarıdır." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, tüm Müslümanların muharrem ayı ile 1444 hicri yılbaşını tebrik etti.

İnanç ve medeniyetlerinde önemli bir yeri olan muharrem ayının 10'unun aynı zamanda Aşura Günü olduğunu anımsatan Erdoğan, "Aşura Günü, tüm İslam dünyasında öncesi ve sonrasında tutulan oruçlarla, yapılan ibadetlerle temizlenmenin, tazelenmenin vesilesi olarak görülür. Hazreti Hüseyin efendimizin Kerbela'da şehit ediliş tarihi olması hasebiyle bu mübarek gün aynı zamanda hepimiz için bir hüzün ve matem günüdür." diye konuştu.

Divan şairi Fuzuli'nin "Mah-ı Muharrem oldu meserret haramdır / Matem bugün şeri'ate bir ihtiramdır / Her medd-i ah kim çekilir Ehl-i Beyt için / Miftah-ı bab-ı ravza-i darüs's-selamdır / Şad olmasın bu vakı'adan şad olan gönül / Bir dem bela vü gussadan azad olan gönül" mersiyesi ile Ehl-i Beyti ve tüm şehitleri rahmetle yad eden Erdoğan, "Muharrem ayının milletimizle beraber tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diliyor, Rabb'im birliğimizi, dirliğimizi, muhabbetimizi daim eylesin diyorum." ifadelerini kullandı.

Son Kabine Toplantısının ertesi günü Tahran'da Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 7'nci toplantısı ile Astana süreci kapsamındaki Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, her iki toplantının da oldukça verimli geçtiğini söyledi.

- "Sürecin sağlıklı bir şekilde devamı için her türlü gayreti gösteriyoruz"

Rusya ve Ukrayna taraflarıyla da her seviyede görüşmeleri sürdürdüklerini belirten Erdoğan, "Dünyanın yakından izlediği tahıl krizinin aşılması konusunda atılan adımın tamamen ülkemizin gayretlerinin ürünü olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Öyle ki son olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres bunu şükranlarıyla ifade etti, Türkiye'ye teşekkürleriyle ifade etti. Ve artık bugün adım atıldı ve gemiler de yola çıktı. İstanbul'da 22 Temmuz'da imzalanan anlaşmalar dünyanın neredeyse üçte birinin tahıl ihtiyacını karşılayan Rusya ve Ukrayna pazarlarındaki düğümün çözümü bakımından tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Türkiye-Rusya-Ukrayna ve Birleşmiş Milletler'in iş birliğiyle yürüyen bu sürecin sağlıklı bir şekilde devamı için her türlü gayreti gösteriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, süreci takip edecek Müşterek Koordinasyon Merkezi'nin 23 Temmuz'da İstanbul'da faaliyete geçtiğini hatırlatarak, "Tahıl yüklü ilk gemi bugün Ukrayna'nın Odessa Limanı'ndan hareket etti. Bu gemi İstanbul Boğazı'na ulaştığında Rusya-Ukrayna-Türkiye ve Birleşmiş Milletler temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından kontrol edilecek, ardından da yükünü indireceği limana doğru yolculuğunu sürdürecek. Diğer gemilerin de belirlenen şartlar çerçevesinde tahıl ve diğer gıda ürünlerini taşımaya devam edeceğine inanıyoruz. Her ne kadar muhalefet idrak edemese de ülkemizin öncülüğünde başlatılan bu çalışma insani ihtiyaçların karşılanmasına yönelik önemli bir diplomatik başarıdır. İnşallah benzer diplomatik çalışmaları enerji başta olmak üzere diğer alanlara da teşmil edebiliriz." diye konuştu.

Rusya-Ukrayna savaşının her iki taraf açısından adil bir barışla neticelenmesi için de çok gayret sarf ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "İstanbul ve Antalya'da yapılan toplantılarda ortaya çıkan olumlu hava maalesef sahadaki müessif gelişmelerle akamete uğradı. Şayet bir gün taraflar yeniden barışa yönelirlerse bunu bizim kolaylaştıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın." dedi.

- "Ülkemize yeni eserler ve hizmetler kazandırmayı sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu'nun temmuz ayı toplantısında terörle mücadeleden NATO zirvesine, Yunanistan'ın iyi komşuluk ilişkileriyle uyuşmayan tavırlarından Kıbrıs'a kadar pek çok meseleyi enine boyuna değerlendirdiklerini söyledi.

İstanbul'un ilçelerinden Eyüp Sultan'da 22 Temmuz'da belediye tarafından tamamlanan eser ve hizmetlerin açılışına katıldıklarını anımsatan Erdoğan, "Bu vesileyle İstanbul'un manevi muhafızı Eyüp Sultan Hazretlerini bir kez daha rahmetle, tazimle yad ettik. Aynı gün İstanbul Arkeoloji Müzelerimizdeki sergilerin açılışını da gerçekleştirerek her köşesi buram buram tarih, kültür ve sanat kokan İstanbulumuzun zenginliğini bir kez daha hatırladık." dedi.

Programları el verdiği sürece hafta sonları bir şehri ziyaret ederek hem vatandaşlarla hasret giderdiklerini hem de tamamlanan eser ve hizmetlerin resmi açılışını yaptıklarını anlatan Erdoğan, önceki hafta sonu Kayseri'de kamu, belediyeler ve özel sektörün Kayseri'ye kazandırdığı 30 milyar liralık yatırımı hizmete açtıklarını, 24 milyar liralık Ankara-Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı Projesi'nin de temelini attıklarını ifade etti.

Kendilerini coşkuyla karşılayan Kayserililere selamlarını ileten Erdoğan, 24 Temmuz'da da İbn Haldun Üniversitesi'nin ilk mezuniyet töreninde öğrencilerin sevinçlerine ortak olduklarını bildirdi.

Cumartesi günü Ordu'da toplu açılış törenine katıldıklarını, Toprak Mahsulleri Ofisinin fındık alım fiyatını açıkladıklarını ve Ordulularla hasret giderdiklerini söyleyen Erdoğan, halkın ilgisinin ayrı bir heyecan vesilesi olduğunu dile getirdi.

İki haftalık süre boyunca çok sayıda kabul, toplantı ve görüşmeyle milletin kendilerine tevdi ettiği sorumlulukları yerine getirmeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, "İnşallah bu hafta sonu cumartesi günü de Kocaeli'de yine Kocaeli'deki tüm halkımızla, kardeşlerimizle hem toplu açılışlar hem de bir bütünleşmeyi birlikte yaşayacağız. Allah ömür ve milletimiz de destek verdikçe büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda gece gündüz çalışmayı, mücadele etmeyi, ülkemize yeni eserler ve hizmetler kazandırmayı sürdüreceğiz." diye konuştu.

- "Ayağımızdaki geri kalmıştık prangasını söküp attık"

Türkiye'nin son 20 yılda demokrasi ve kalkınma yolunda katettiği mesafenin önemini karşılarına çıkan her bölgesel ve küresel krizde bir kez daha gördüklerini söyleyen ve "Peki son 20 yılda ne yaptık?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sadece başlıklarıyla ve birer cümleyle ifade edecek olursak son 20 yılda ülkemiz demokrasisini vesayetin cenderesinden kurtararak her kesimden insanımızın asırlık hak ve özgürlük beklentilerini karşıladık. Temel hizmetlere ilişkin altyapımızı, eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora kadar her alanda tamamlayarak ayağımızdaki geri kalmıştık prangasını söküp attık. Terör örgütleriyle mücadelemizi sınırlarımız dışına taşıyarak, mafyatik yapılara göz açtırmayarak 81 vilayetimizin tamamında insanlarımızın huzur içinde hayatını sürdürebileceği bir güven iklimini tesis ettik. Türkiye'nin siyasi, ekonomik, diplomatik gücünü dost, düşman herkese kabul ettirerek haklarımızı ve çıkarlarımızı en etkin şekilde savunabileceğimiz bir devlet konumuna geldik. İmkanları artmış, potansiyeli genişlemiş, altyapısı tamamlanmış, özgüveni güçlenmiş bir ülke olarak her alanda hedeflerimizi büyüttük. Velhasıl gelecek bir ayımızı, bir yılımızı bile göremediğimiz bir yerden Allah'a hamdolsun bugün 2053 vizyonunu inşa etmeye başlamış bir ülke durumuna geldik."

- "Oyunları artık işe yaramıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin her adımında elde ettikleri kazanımların yanında büyük bedeller de ödediklerini vurgulayarak, "Son dönemde verdiğimiz mücadelede de enflasyonun sembolü olduğu bedeller ödemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar her başarımızı gayrete, sabra ve azme borçluyuz. İnşallah mevcut sıkıntılarımızın üstesinden de çok çalışarak, sabrederek ve azmederek geleceğiz. Önümüzdeki fırsatların ödediğimiz bedellerden çok daha büyük olduğunu bilerek kararlılıkla hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Geçmişte özellikle ülkemizi siyasi istikrarsızlıklarla, sosyal gerilimlerle, ekonomik yıkımlarla, yeri geldiğinde darbelerle kendi istedikleri çizgide tutanların oyunları artık işe yaramıyor." dedi.

Türkiye'yi bu tür oyunlarla sömürerek geri kalmışlığa mahkum edenlerin artık kendi güvenlik ve refah düzenlerini korumakta bile zorluk çektiklerine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tablonun ilk önemli işareti 2008 küresel finans krizinde görülmüştü. Bir sağlık krizi olarak başlayıp genişleyen koronavirüs salgınıyla gelişmiş ülkelerin üzerine titredikleri sırça köşklerin camlarında çok daha derin çatlaklar oluştu. Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği küresel ekonomik kriz ise makyajları iyice dökmüş, ardındaki gerçek yüzü ortaya çıkarmıştır. Dünya siyasi ve ekonomik olarak kaçınılmaz bir yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Türkiye olarak bu tarihi dönüşümü asırlardır dışlandığımız küresel yönetim sisteminde hak ettiğimiz yeri almanın bir fırsatı olarak görüyoruz. Ülkemizi uzunca bir süredir küçük sorunlar, küçük aktörler, küçük krizler, küçük ödüller üzerinden oyalayanların bu fırsatı değerlendirmemize engel olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Artık bu ülkeyi terörle, darbeci sivil ve askeri bürokrasiyle üretmek yerine rantiyeyle beslenen iş dünyasıyla, kifayetsiz siyasetçilerle oyalama devri bitmiştir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık devlet ve millet olarak tüm bu hakikatlerin farkında olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Ülkemize yapılan dış ve iç dayatmaları reddediyoruz. Kendi vizyonumuzdan ve hedeflerimizden zerre taviz vermiyoruz, sorunlarımızı çözecek imkana ve dirayete sahip olduğumuz gerçeğinden hareketle yolumuzda kararlılıkla yürüyoruz. Bu anlattıklarımın hiçbiri hikaye değildir, senaryo değildir, muhal bir geçmiş değildir, tam tersine yaşı 35-40'ın üzerinde olan her vatandaşımız filmi şöyle bir geriye sardığında bu sürecin kendi hayatındaki izlerini rahatça görecektir. Eski Türkiye'yi yaşamamış gençlerimiz ise hem büyüklerinden sorarak hem de bilgiye erişmenin bu kadar kolay olduğu bir dönemde basit bir araştırmayla aynı gerçeklere ulaşabilecektir. Doğruyu eğriden ayırmazsak hele bir de unutursak aynı felaketleri tekrar yaşama ihtimalimize karşı bu tür hatırlatmaları zaman zaman yapıyoruz."

(Sürecek)