Bakan Yanık ve Azerbaycanlı Komite Başkanı Muradova, Şuşa'da "birlik" mesajı verdi:
ŞUŞA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Taşıdığımız sarsılmaz ve kopmaz bağlarla gelecekte güçlenerek daha müreffeh, bölgesinde daha çok güven tesis eden Türkiye ve Azerbaycan'ı inşallah birlikte inşa edeceğiz." dedi.
Çalışma ziyareti kapsamında Azerbaycan'da bulunan Yanık, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova ile birlikte Ermenistan işgalinden kurtulan Şuşa'yı ziyaret etti ve yerinde incelemelerde bulundu.
Bakan Yanık ve Komite Başkanı Muradova, AA muhabirine Karabağ zaferi ve yaşanan süreçlere ilişkin değerlendirme yaptı.
Yanık, Zafer Yolu boyunca işgal döneminde zarar gören, yıkılan yerlerin kendisini derinden sarstığını belirterek, "Son derece hüzünlendik. Şükürler olsun bu hüznün sonu selamet oldu. İnşallah buralar eskisinden de daha güzel imar edilmiş şekle dönecek ve buraların hak sahipleri kendi yurtlarına, vatanlarına, doğup büyüdükleri yerlere dönecekler. Buralar, eski şenlikli olduğu zamana dönecek." diye konuştu.
Kendisinin Şuşa'ya ilk kez geldiğini ifade eden Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir taraftan çok mutluyum, bir taraftan ise sürekli bir duygu yoğunluğu yaşıyoruz. Mutluluk ve hüzün gözyaşları birbirine karışıyor. Şükürler olsun ki Şuşa ve işgal altındaki toprakların önemli bir kısmı özgürlüğüne kavuştu. İmar faaliyetleri ve çok hızlı bir altyapı çalışması sürüyor. Bunlar da bittikten sonra buraya Azerbaycanlı kardeşlerimiz tekrar kendi yurtlarına dönecekler."
Karabağ'ın Azerbaycan'ın en verimli, en yeşil ve en güzel yerlerinden biri olduğunu anlatan Yanık, yeniden bölgenin simgesi olan har-ı bülbül çiçeğiyle donanacağını söyledi.
Yanık, iki ülkenin her zaman yan yana ve iş birliği içinde olduğunun ve bunun her zaman da böyle kalacağının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Azerbaycan ve Türkiye'nin tarihten gelen sarsılmaz, kopmaz bağları var. Aynı zamanda Azerbaycan ve Türkiye'nin bölgesel anlamda üzerinde bulunduğumuz topraklarımız itibarıyla stratejik kader ortaklığı var. Dolayısıyla bizim Azerbaycan ile kardeşlik hukukumuzun yanında coğrafyadan ve konjonktürden kaynaklanan bir ortaklığımız var. İkisini birleştirdiğinizde dünden bugüne taşıdığımız sarsılmaz ve kopmaz bağlar, gelecekte güçlenerek daha müreffeh, bölgesinde daha çok güven tesis eden Türkiye ve Azerbaycan'ı inşallah birlikte inşa edeceğiz."
- "Karabağ, Azerbaycan'dır, ülkemle gurur duyuyorum"
Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova da işgal döneminde yaşanılanların sözlerle ifade edilmesinin oldukça zor olduğunu, bunların ancak yaşanarak anlaşılabildiğini söyledi.
Atalarından kendilerine miras kalan topraklarında yaşanan işgalin çok derin yaralar açtığını ifade eden Muradova, bölgeyi gezip gören herkesin hüzünlendiğini belirtti.
Muradova, zor günler yaşandığını ve sonunda Azerbaycan'ın bu süreçten zaferle çıktığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti bizim yanımızdadır. Burada bölgenin yeniden inşası için çalışan şirketlerin çoğu Türk şirketleridir. Türkiye'nin siyasi ve manevi desteğini her zaman yanımızda hissettik. Bugün bu arazilerin yeniden yapılandırılması için çalışıyoruz.
Tarihte defalarca Azerbaycan topraklarına Ermeniler tarafından saldırılar olmuş. Ne oldu? Bunun cevabını tarih ve zaman verdi. Bugün de yine Türk gücüyle onların cevabını verdik. Bugün burada olmaktan gurur ve şeref duyuyorum. Karabağ, Azerbaycan'dır ve Azerbaycan güçlü bir memlekettir. Azerbaycan, Türkiye ile birlikte bütün Türk gücünü kendi özünde taşıyor. İnanıyorum ki, biz iki devlet olarak bu gücü bir yumrukta birleştirerek, birliğimizle bize karşı duran tüm güçlere cevap vereceğiz ve adaleti sağlayacağız. Çünkü, tarihte de Türk dünyası, her zaman adaletin elçisi olmuştur. Bugün de öyledir ve ülkemle gurur duyuyorum."
- Şuşa, yaralarını sarıyor
Şuşa, deniz seviyesinden 1300 ila 1600 metre yükseklikte bulunan, üç tarafı kayalık olduğundan doğal kaleye benzetilen ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan bir kent. Ormanların çevrelediği Şuşa'nın güney kesiminde yer alan Cıdır Ovası, uzun yıllar Azerbaycanlıların at yarışı oyunlarına, festival ve spor etkinliklerine ev sahipliği yaptı.
Cabbar Karyağdıoğlu, Kurban Pirimov, Bülbül, Seyit Şuşinski, Han Şuşinksi, Üzeyir Hacıbeyov, Reşit Behbudov, Niyazi, Fikret Emirov gibi ünlü Azerbaycanlı müzisyenlerin vatanı Şuşa, Hurşudbanu Natavan, Kasım Bey Zakir, Süleyman Sani Ahundov, Abdurrahim Hakverdiyev, Necef Bey Vezirov gibi ünlü yazar ve düşünürlerin doğup büyüdüğü bir kent.
Bugün yaralarını sarmaya çalışan Suşa, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Kültür Bakanları Daimi Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nda, "2023 Türk Dünyası Kültür Başkenti" ilan edildi.
Ermenistan 8 Mayıs 1992'de işgal ettiği Şuşa'yı savunmak için savaşan yüzlerce Azerbaycanlı yaşamını yitirdi, binlerce kişi topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Azerbaycanlılar 28 yıl boyunca Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde hayatlarını sürdürdü. Bu süreçte, Azerbaycanlılara ait 300'den fazla tarihi anıt tahrip edildi. Azerbaycan ordusu, 28 yıl sonra başlattığı karşı operasyonla işgal altındaki illeri ardı ardına kurtardı. Şuşa da 8 Kasım 2020'de özgürlüğüne kavuştu.