Biyolojik yaşınızı biliyor musunuz? 20 soruda test edin!

Biyolojik yaşınızı biliyor musunuz? 20 soruda test edin!
Yaşlanma ve yaşlılık sorunları günümüzün en çok konuşulan, gündemde olan ve araştırılan sağlıklı yaşam konularından biri. Peki, biyolojik yaşınız kaç, ruhunuz genç yaşınız ileri mi? Kağıt kalemi hazırlayın. İşte size 20 soruluk anket...

Yaşlanma ve yaşlılık sorunları günümüzün en çok konuşulan, gündemde olan ve araştırılan sağlıklı yaşam konularından biri. Peki, biyolojik yaşınız kaç, ruhunuz genç yaşınız ileri mi? İşte size 20 soruluk anket...

Hürriyet yazarlarından Osman Müftüoğlu bugün, 'Dikkat Yaşlanıyoruz' başlığı ile biyolojik yaşımıza dair tüyolar verdi.

İşte o yazı ve 20 soruluk anket:

YAŞLANMA ve yaşlılık sorunları günümüzün en çok konuşulan, gündemde olan ve araştırılan sağlıklı yaşam konularından biri.

Aslında bu gelişme sürpriz de değil. Zira zengin, fakir, gelişmiş ya da geri kalmış hemen her ülkede “BEKLENEN YAŞAM SÜRESİ” -koşullara göre değişmek üzere- az veya çok uzuyor. Bu uzamadan en çok nasibini alan ülkelerden biri de güzel ülkemiz, Türkiye’miz. Bizde de -çok şükür- ortalama yaşam süresi sürekli artıyor. Yakın bir gelecekte kadınlarımızın 80’leri geçmesi, erkeklerimizin de 80’leri yakalaması bekleniyor. Peki, bu güzel gelişmelerin bazı olumsuz sonuçları yok mu? Var!

İYİ BİLGİ 1

FİZYOLOJİMİZ DE YAŞLANIYOR

YAŞLANMAYLA birlikte fizyolojik süreçlerimiz ve gücümüzde kesintisiz ve önlenemez bazı düşüşlerin ortaya çıkması beklenen -doğal- bir sonuç. Yaşımız ilerledikçe hücre, doku, organ ve sistemlerimiz eski güçlerini kaybediyor. Neticede ortaya çıkan işlevsel yetersizlikler, fiziksel bir düşkünlük halini de beraberinde getiriyor. Kalplerimiz eskisi kadar iyi pompalayamıyor, akciğerlerimiz gaz değişiminde yetersiz kalıyor, karaciğerlerimiz yeteri kadar tedbirli davranmıyor, sindirim sistemimiz gıdaları eskisi kadar iyi öğütüp hazmedemiyor, böbreklerimiz toksinleri kâfi derecede uzaklaştıramıyor, eklemlerimiz yıpranıyor, kas ve kemiklerimiz eriyor. Canınızı sıkacak ama sadece cildimiz değil, beyinlerimiz bile bir ölçüde küçülmeye, büzüşmeye, kırışmaya başlıyor. Kısacası yaşlanmanın fizyolojik sonuçları, ekonomik ve entelektüel imkânlarımız ne olursa olsun -hele bir de işi oluruna bırakırsak, çaba gösterip gerekli önlemleri almazsak- hepimizde az ya da çok “FİZYOLOJİK BİR DÜŞKÜNLÜK HALİ” yaratıyor.

İYİ BİLGİ 2

PSİKOLOJİMİZ YIPRANIYOR

YAŞLANMANIN ya da güncel kibar, nazik, sevilen tanımıyla “YAŞ ALMA” sürecinin önemli sonuçlarından biri de “RUHSAL YIPRANMA” yani “PSİKOLOJİK YAŞLANMA”dır. Yaş ilerledikçe çoğumuzun zihinsel yetenekleri ve işlevleri azalmaya, psikolojik dünyası küçülmeye, duygusal yapılanması törpülenmeye ve güçsüzleşmeye başlıyor. Depresyon eğilimi artıyor. Yorgunluklar çoğalıyor. Unutkanlıklar üzüyor. Uyku kayıplarımız yıpratıyor. Hatta bazen bizi bir “huysuz ihtiyar” bile yapabiliyor. Kısacası psikolojik yaşlanma bizi bir ölçüde huzur limanına park ettirse de o limanların huzursuz komşularıyla uğraşmamıza da yol açabiliyor.

İYİ BİLGİ 3

EKONOMİK YAŞLANMA DA ÖNEMLİ

SOHBET ettiğim yaşlıların çoğunda gördüğüm önemli bir iyi yaşlanma yanlışı ya da eksikliği daha var: Çoğunun EKONOMİK YAŞLANMA konusunda herhangi bir tedbirleri yok. Oysa gelir düzeyiniz ne olursa olsun yaşlılık devreye girdiği andan itibaren -hele hele bir de emekli olmuşsanız- gelir düzeyiniz azalmakta, mali yapınız zayıflamakta, ekonomik imkânlarınızın sınırları giderek daralmaktadır. Bu nedenle İYİ YAŞLANMA PLANI yapan herkesin fizyolojik ve psikolojik sağlığı kadar EKONOMİK SAĞLIĞINA da önem göstermesi şart!

İYİ BİLGİ 4

SOSYAL YAŞLANMAYI ISKALAMAYIN

YAŞLANMA sürecinin önemli olumsuzluklarından biri de SOSYAL YAŞLANMA kavramının ıskalanmasıdır. Oysa “SOSYAL ZENGİNLİK” en az “EKONOMİK ZENGİNLİK” ve “FİZYOLOJİK VE PSİKOLOJİK GÜÇ” kadar önemli bir iyi yaşlanma ayrıntısıdır. Ne var ki çoğu zaman nedense -farkına varılmadan- gözden kaçmaktadır. Oysa ilerleyen yaşla birlikte “SOSYOKÜLTÜREL YAŞLANMA” da muhakkak devreye girmekte, neticede yaşlanan insanın “toplumsal bağları zayıflamakta, sosyal network’ü güç kaybetmekte, toplumsal statüsü törpülenmekte”, bütün bu gelişmeler ise
yaşlılığı en az fizyolojik, psikolojik ve ekonomik yaşlanma kadar olumsuz yönde etkilemektedir.

BİR TEST

BİYOLOJİK YAŞINIZ NE

BİYOLOJİK yaşınızı hesaplamak için önce aşağıdaki 20 soruya samimi yanıtlar verin ve testin sonuçlarını ona göre değerlendirmelisiniz.

  1. Günde 6-8 bardak su, meyve suyu veya bitki çayı içiyor musunuz?
  2. Gece 22.30’dan önce uykuya geçip iyi bir uyku uyuyor musunuz?
  3. Günlük egzersizlerinizi düzenli yapıyor musunuz?
  4. Aşırı yemek yeme alışkanlığınız var mı?
  5. Duygularınızı kolayca dışa vurabiliyor musunuz?
  6. Stres ile mücadeleniz yeterli mi?
  7. Kendinizi değerli bulup kendinize iyi bakıyor musunuz?
  8. Diyetiniz yeterli ve dengeli mi?
  9. Hayvansal yağlar yerine zeytinyağı tercih ediyor musunuz?
  10. Vejetaryen diyet yapıyor ya da sık sık kırmızı et yerine balık yiyor musunuz?
  11. Antioksidan destekler kullanıyor musunuz?
  12. Solunum egzersiz tekniklerini kullanıyor musunuz?
  13. Kendinizi beğendiğinizi ifade etmekten korkuyor musunuz?
  14. Kendinize de gülebiliyor musunuz?
  15. Olumlu düşüncede biri misiniz?
  16. Düzenli olarak detoks kürleri uyguluyor musunuz?
  17. Sağlıklı ve yeterli sosyal ilişkilere sahip misiniz?
  18. İşinizden keyif alıp yaratıcı faaliyetler gösteriyor musunuz?
  19. 80 yaşın üzerinde sağlıklı yaşayan aile büyükleriniz var mı?
  20. Huzurlu biri misiniz?

NOT 1:

CEVAPLARINIZI PUANLAYIN...

Asla: 0
Ender: 1
Seyrek: 2
Sık: 3
Alışkanlık:4

NOT 2:

BİYOLOJİK YAŞINIZI HESAPLAMAK İÇİN PUANLARINIZI TOPLAYIN...

0-10 kronolojik yaşınıza 10 yıl ekleyiniz

11-20 kronolojik yaşınıza 5 yıl ekleyiniz.

21-40 kronolojik yaşınız = Biyolojik yaşınız.

41-60 kronolojik yaşınızdan 5 yıl çıkarınız.

61-80 kronolojik yaşınızdan 10 yıl çıkarınız.

ÖZETİ ŞUDUR

Hedef: İyi yaşlanmak

YAŞLANMA önlenemez ve değiştirilemez bir biyolojik süreç olsa da yaşlılık sürecini daha güzel, daha mutlu, daha keyifli, hastalıklardan daha az etkilenen, daha formda ve fit bir zaman dilimi haline getirmemiz mümkündür. Bunu belirleyen de sadece genetik mirasımız değil. Yaşam tarzı değişikliklerimiz ve yaşadığımız çevrenin de en az genetiğimiz kadar etkili olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle önümüzdeki günlerde köşemizi yaşlılık sorunlarına daha sık ayıracağım ve daha iyi yaşlanmanın yol haritasını AKADEMİK BİR YAPILANMA da oluşturarak sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Sizin bu konudaki katkılarınızı da önemsiyor, merak ve büyük bir istekle bekliyorum.

OSMAN MÜFTÜOĞLU'NUN YAZISINA ERİŞMEK İÇİN TIKLAYIN...