Saray ahalisi bir gün uyanmışlar ki bahçedeki tüm güller talan edilmiş.
Kim yaptı bunu derken, muhafızlar aramaya koyulmuşlar.
Bahçenin diğer köşesinde yaşlı bir adamcağız ellerinde güllerin dalları ile yakalanmış.
Muhafızlar tutukladıkları gibi zindana atmışlar.
Bir kaç gün zindanda kaldıktan sonra mahkeme edilmek üzere kadının huzuruna götürmüşler.
Kadı efendi sormuş?
Hiç mi utanmadın yaşından, başından, hadi ondan geçtim, Allah'tandamı korkmadın, bütün gülleri yolarken, o güzelim bahçeyi talan ederken?
Demiş!..
Yaşlı adam!..
Küçük bir tebessüm ile ne talan etmesi kadı efendi ne yolması demiş!..
Kadı bu kez hiddetlenmiş, bunca şahit var, bahçenin hali belli, niye yaptın be adam demiş?
Yaşlı adam yine hiç moralini bozmadan, tekrar küçük bir tebessüm ile şöyle cevap vermiş.
Kadı efendi ben gül yolmadım, güllere zarar vermedim, kim yapmış bunları diye bakarken bir yandan da kalan köklerini temizleyip tekrar yeşermesi için onların bakımını yapıyordum.
Ben hiç bir şey anlamadan bir anda kendimi önce zindan da sonra ise sizin huzurunuzda buldum;
Demiş ve devam etmiş!..
Doğru ellerimde gül ile yakalandım.
Herkes beni katil bildi;
Ama hiç kimse düşünmedi gül ektiğimi ve ellerimdeki güllerin ektiğim güller olduğunu..
O yüzden her olaya ön yargı ile değil, güzel tarafından bakarsak eğer, özümüzü de yüzümüzü de hatta kişiliğimizi de bozmamış oluruz.. (Alıntıdır.)