Emrullah Nergiz
Türkiye Yüzyılı İçin Son Dönemeç
Dananın kuyruğunun kopacağı haftaya girdik. Türkiye son yılların en önemli seçimine gidiyor.
Artık büyük oranda kararsız seçmen kalmadı.
Bundan sonrası için ya sandığa gitmeyenler olur ya da gidip oyunu kullanacak olanlar.
Partilerin teşkilatları, belediyeler, kendini bir gruba mensup hissedenler ellerinden geleni yaptılar. Milletin çoğunluğunun verdiği karar geçerli olacak.
Türkiye seçmeni feraset sahibidir. En doğru kararı verir.
Gelecek hafta bugün istediğimiz olmadı diye seçmene çamur atanları lütfen dikkate almayın.
Zira ‘Mevla neylerse güzel eyleyecek’ seçilecek olan aday kader döngüsünün üzerine çıkamaz.
Bu yüzden içimiz çok ama çok rahat. Zira Rabbimizin dediği olacak.
28 Şubat hepimize zulüm gibi gelmişti. Lakin sonrasında Müslümanların sıkıntı çekmediği, özgürce yaşadığı, Kur’an’ını baskı altında kalmadan öğrendiği, örtüsünü rahatça örtündüğü, huzursuz olmadan dinini diyanetini öğrendiği bir 20-22 yıl yaşadık.
Allah’ımıza şükürler olsun.
Bugün ekonomi üzerinden bu kazanımları yok sayarsak elbette bunun bir sonucu olur. Ve yaşar öğreniriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hataları ile sevapları ile 20 yıldır büyük çoğunluğu Müslüman olan bu belde için elinden geleni yaptı.
Türkiye’de yaşayan her kesimi mutlu edebilmek için çalıştı çabaladı.
En basit örneği ile Taksim’e Cami de yaptı, karşısına dünyanın en modern kültür merkezlerinden birini de dikti.
Din dil ırk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin Türkiye’yi yönetmeye çalıştı.
Buna şahit olan milyonlar var.
Şimdi kalkıp onca esere yok diyebilen için söyleyecek sözümüz yok.
Görmeyen gözler bizlerin söylemesi ile görecek değil elbet…
Yalnız vicdanımızın sesine kulak verme vaktindeyiz.
Elbette yıllar içerisinde kızdığımız küstüğümüz şeyler oldu.
Belki bir yakınımız işe alınmazken başkası o göreve getirildi. Belki hak ettiğimiz maaşla çalışmıyoruz, belki hak ettiğimiz yerde yaşamıyoruz…
Belki çocuklarımız istediğimiz okullarda okuyamıyor. Belki polis-adliye önünde hiç hak etmediğimiz bir yargılamaya maruz kaldık. Kim bilir belki haksız yere mahkûm olduk.
Haklısınız. Bunlara diyecek kelam yok. Lakin vicdan terazimi çok hassas işletelim. Kızgınlıklarımızı ve kırgınlıklarımızı ülkemizin menfaatlerine tercih etmeyelim.
Türkiye, geçen yüzyılda lime lime edilen imparatorluğunu; dünya ölçeğinde yeniden var etmek için bir fırsat yakaladı. Bugün çoğu kıtada güçlenen bir devletimiz var.
Ve her ne olduysa son 20-25 yılda oldu. Öncesinde bozuk ‘Heron’lara muhtaç edilen, kendi yazılımı olmadığı için ABD’nin istemediği alana bomba atamayan F-16’lara sahiptik.
Bu yüzyıl bizim yükselme dönemimiz olacak.
Allah’a bin şükür ki; her gün şehit verilen günlerden bugünlere geldik.
Kafasını mağaradan çıkaramayan bir PKK var artık. Kendilerine devletin çözüm sürecinde verdiği fırsatı değerlendirmeyen siyasi uzantılarıyla birlikte…
PKK demişken, bölücü uzantıyla ilgili de birkaç kelam edelim.
MECLİSİ HDP’YE MAHKÛM ETMEK!
Bugün maalesef o siyasi uzantı mecliste çok kritik bir konuma doğru sürükleniyor. Eğer ‘Erdoğan’a oy vereceğim ama partiye oy vermeyeceğim’ diyenler çoğunlukta olursa Cumhur ve Millet İttifakları 300 milletvekili rakamının altında kalacak. Aşağı yukarı 50 vekili olan HDP (YSP) ise; istediklerini yaptırmak için her fırsatta meclisi kilitleyecek. Bu sürece katkı sağlamamak önemli.
CHP’nin zaten birçok konuda taviz verdiği, güneydoğu sınırımızdaki operasyonların durdurulması dâhil ciddi pazarlık ettiği sıklıkla iddia edildi bu süreçte. Ancak seçimden sonra oluşan tabloya göre çok şey değişecektir. Devlet politikaları parti politikalarına kurban edilemez.
Suhulet içesinde geçireceğimiz, birbirimizi kırmadan kavga etmeden sonuçlanacak bir seçim olur inşallah. Vatanımız, milletimiz ve dinimiz için hayırlar getirir…
Kalın sağlıcakla.