Ayşe Özel
Sesimi Duyan Var Mı?
“Hafif acılar üzerinde konuşulur ağır acıların sessizliği derin olur.” diye okumuştum öyleymiş. İnsan kocaman kelimelerle konuşmak istiyor ama kelimeler karşılığını bulamıyor. Ağır bir dönemden geçiyoruz. Yüzyılın en ağır depremi olarak kayıtlara giren oldukça korkunç bir gerçekle yüz yüzeyiz.
Uyuyan fayların, derin uykuda olanları sarstığı bir geceyle açtık gözümüzü. Gördüklerimizin silinmesi belki mümkün değil ama yaşayanların bu durumu atlatması durumu çok daha farklı. Çünkü kime mikrofon uzatılsa bir yakınının adını vererek ağlamaya başlıyor. Sağ çıkanlar kendi canlarından evvel can bildiğini soruyor. On ili kapsayan bir deprem, dondurucu soğuk, kapanan yollar, enkaz altındaki sesler, dışarıda acı içinde bekleyenler…
Liste öylesine acı ki neresinden bakarsan bak yürek dağlıyor. Bir mühendis olarak yaptığımız işin ne denli olduğunu bir kez daha fark etmiş oluyoruz böylece. İşin temelinde yapılacak çalışmalar, malzemenin de bilimin de ne kadar uzağında sadece para hırsıyla yapılmış binaların tuzla buz olduğunu elbet gösterecek. Olay yerinde yapılacak çalışmalarla dizi dizi belgelerle yetkililer elbette konuşup açıklamalar yapacak. Fakat hayattan kopan her bir canın hesabını vermeyi ve dahası vicdanlarını temize çıkarmayı o yapıları inşa edenler nasıl becerecek bilmiyorum.
Bugün millet olarak neyimiz var ise hepsini dualarımızla tırlara yüklediğimiz gibi bu yükün altından kalkacağız. Zor olacak, kalbimizdeki sızı hep kanayacak ama atlatacağız. Ve umuruyorum ki deprem gerçeğinin bilincinde olarak bina kontrolleri ve yapımında daha da büyük adımlarla hareket edeceğiz.
Yazılacak pek çok şey var elbette ama kelimeler karşılığını bulamıyor. Duamız daha çok cana bir an evvel ulaşılabilmesi ve bilançonun daha da ağırlaşmaması.
Sevgi ve saygı ile…