Alsam şimdi kalemi kağıdı elime, bütün satırlarım hep sana çıkar...
Bütün mısralarımda sen olursun..
Öyle bir nakşederim ki seni, ilmek ilmek...
Her virgül sen, her ünlemde sen, bütün soru işaretlerimde yine yeniden sen...
Asla nokta koymam;
Hatta nokta koymaktan korkarım..
Cümlelerim bitmesin, sen bitme, sen varya sen benden gitme isterim..
Bak yine bir gün daha sensiz doğdu, yine yeniden gözlerimi sensizliğe açtım..
Gözlerimi sensizliğe açarken ben yine susuz, yine sana açtım..
Ey gönlümü sevda rüzgarlarına açan sevgili, bu koca okyanus da sensiz bırakma olurmu??
Ben sana cümlelerimi bitiremezken, ben sana noktalı virgül bile koyamazken, bütün satırlarıma üç nokta sıralarken, ne olursun sen bana nokta koyma..
Her noktada asiliğim, her noktada deliliğim, her noktada ben benliğimden gider...
Yani anlayacağın sevgili noktaları sevmiyorum..
Bırak deli sevdam aygır şelalesinden dökülür gibi dökülsün, bırak aşkım çarşamba çayı gibi coşkun aksın, bırak ben seni apa barajında birikmiş sular gibi içimde biriktireyim..
Sen noktaları kaldır, ben baraj kapaklarını..
Deli sevdam öyle bir aksın ki tüm Konya ovası korksun..
Çekilsinler yolumdan ulaşayım sana...
Yeşersin yeniden umutlarımız, yeşersin çorak topraklarımız..
Sevda filizleri dal dal uzansın, miski amber koksun topraklar, burcu burcu yayılsın cihana..
Toprak ve suyun buluşma kokumuz...
Ey deli sevdam, ben sana bakmaya bile kıyamazken, ben seni sevmeye bile doyamazken, ben seni hiç bir yere sığdıramazken, ben senin aşkına alev alev yanarken, bir bakışına bin ömür adarken, ne olur ne olursun bana nokta koyma..
Hem sen biliyormusun?
Senin her nokta koymanda, ömrümden ömür gidiyor..
Yavaş yavaş ölüyorum;
Ölüyorum be sevgili...