Bu gün hekim reçetemi yazdı.
Bir tutam sevgi, bir avuç mutluluk, çokça huzur ve alabildiğince gülmek;
Bunları bul iyice harmanla yaralarına sar dedi.
Yaralar iyi olana kadar ise sabır, sûkut ve tevekkül kullan..
Eee sonrası dedim!..
Sonrasımı, al sana kocaman bir gönül rahatlığı, işte iyi oldun dedi.
Peki reçetenin ilk başındakileri bulamazsam dedim!..
Hayır, bulması çok kolay dedi, hekim..
Kendini, kendinde ara, sana yük olanları bırak, fazlası sana zarar verir.
Çokça sev herkesi, ama taşıyabildiğin kadar insan al yüreğine, fazla düşün ama az konuş;
Anlat, fakat konuştuğun dinlenir olsun;
Söylediklerinle ve yaptıkların uyuşsun, tutarlı ol davranışlarında, dedi; Hekim..
Dedim ki, hekime, bunlar çok zor değilmi?..
Evet ilk başta zor, ama zamanla kolaylaşır hepsi, dedi..
Peki kolaylaşması ve yapabilmem için ne yapmalıyım?
Dedim...
Dilini zikre, kalbini şükre, yüzünü tebessüme, ruhunu ise hüzne vur, dedi..
Dilinden tevhid, gönlünden Allah sevgisini eksiltme.
Dünya'ya hüzün, ahirete ise gülen gözlerle bak, dedi.
Ve sustu hekim..
Tam kapıdan çıkacaktım ki, unutma dedi..
Neyi dedim?
Neyi unutmayım?
Kendini, kendinde, aramayı, ve bulmayı, dedi..
Bende EYVALLAH dedim, hekime
EYVALLAH...
Ve "YA HUU" diyerek, kapattım kapıyı.