Köklü geçmiş ve tarihine dayanan kültür ve âdetleri içerisinde doğum, Konya’da kendine özgü bir kimlik inşa etmiştir. Konya yıllardan beri gelenek, görenek ve âdetlere bağlı kalan yapısı ile modernliğin yanında geleneksel sayılabilecek bir şehir kimliğini oluşturmaktadır. “Her bölgenin kendisine has bir yapısı vardır” varsayımı Konya için de geçerliliğini korumuştur.
Doğum ve öncesi ile ilgili yapılan Uygulamalar
Gebelik sürecinin başlangıcından doğum gerçekleşinceye kadar hamile kadının çevresindeki kişiler tarafından birtakım tahminler yürütülmektedir. Hatta bazıları tahminden de öteye geçerek bir uygulama biçimine dönüşmüştür. Gebelik öncesinde tercih edilen cinsiyetin olması için adak ve kurban adama, hocalara başvurma, muska yazdırma, cinsel birleşme sırasında kadının sağ taraftan yatıp sağ taraftan kalkma, gelinin yatağına erkek çocuğu yuvarlama, evlendiği gün kadının kucağına erkek çocuğu verme, erkek doğuruncaya kadar doğum yapma gibi uygulamalara rastlanılmaktadır. Tüm bunların yanında Hamile kadının yediği yiyeceklerden de bebeğin cinsiyetine dair birtakım çıkarımlarda bulunulmaktadır. Örneğin: Ekşi yiyen annenin kız çocuğu, tatlı yiyen annenin ise erkek çocuğunun olacağına inanılır.
Doğum ile ilgili yapılan Uygulamalar :
Doğum yapacak olan kadının doğumu kolay geçsin diye daha önce kolay doğum yapan kadının elinden veya eteğinden su içirilir. Hamile kadının doğum sancıları başladığında elmayı dişletip bıraktırılır. Hamilenin dişlediği bu elma bebeği olmayan bir kadına verilir ve yemesi sağlanırsa onunda bebeği olur. Hamile kadın, doğuma başı açık giderse doğumun kolay olmayacağına inanılır. Bu yüzden başının kapatılması gerekildiği düşünülür. Bunlara ek olarak bebeğin anne karnında ilk kıpırdadığı an anne kime bakarsa, dünyaya getireceği bebeğin ona benzeyeceğine inanılır.
Doğumdan sonrası yapılan uygulamalar :
Konya’nın geleneklerine göre bebek doğduktan sonra bebeği ziyarete gelenlere “lohusa şerbeti” ikram edilir. Çeşitli baharatlar ve şekeri içinde barındıran lohusa şerbetinin yeni doğum yapmış anneye yararlı olduğu ve bebeğin daha rahat süt emmesini sağladığı düşünülür. Lohusa dönemine ilişkin yapılan bir diğer uygulama ise bebeğin kırk gün yıkanmamasıdır. Halk arasında “kırkı çıktı” gibi söylemler ile anılır. Kırk uçurma bebeğin kırkının çıktıktan sonra yapılan küçük seremoniye verilen isimdir.
Keyifli Okumalar…
Uzman Aile Danışmanı
Miyasenur Duysak