Filistin, Lübnan, Suriye, Irak.
Mazlum coğrafya Ortadoğu…
Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri, bu topraklarda yaşayanların bir gün olsun yüzü gülmedi.
Osmanlı’nın ahı mı tuttu diye düşünmeden edemiyorum.
Yüz yıldır savaşlar, entrikalar, ihanetler eksik olmadı.
Ve katliamlar da…
***
Katliamların en acımasızı en vahşi ve barbarcası Sabra ve Şatilla’da yaşandı.
Katliamın üzerinden tam kırk yıl geçmesine rağmen failleri ve müsebbipleri şimdiye kadar ceza almadılar.
Yıldan yıla Yahudiler işgal ettikleri toprakları genişlettikçe zulüm ve baskıyı artırdılar. Filistinlileri yerlerinden yurtlarından ettiler.
Toprakların asıl sahibi olan Filistinliler yurtlarını terk ederek Ürdün, Suriye, Lübnan gibi komşu ülkelere sığındılar, mülteci kamplarında zor şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştılar yıllarca.
Bu mülteci kamplarından ikisi de Lübnan’da bulunan Sabra ve Şatilla’dır.
***
Ariel Şaron komutasındaki İsrail ordusu “uluslararası sözleşme ile koruma altına alınmış” Sabra ve Şatilla kamplarını kuşatma altına alarak kamplardaki Filistinlilerin kaçmalarına engel oldu. Lübnanlı Falanjistler ise kendi denetimleri altındaki Sabra-Şatilla’da bulunan çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan kampın önce İsrail askerleri tarafından kuşatma altına alınmasına, daha sonra ise Falanjist milisler tarafından kamp sakinlerinin katledilmesine göz yumdu.
Katliamın ertesi sabahı, cesetler, Sabra ve Şatilla sokaklarında üst üste yığılmışlardı.
Vahim olan ise bu katliamın failleri ve azmettiricileri şimdiye kadar hiçbir ceza almadılar.
***
MESCİD-İ AKSA’NIN AVLUSUNDA BULUNAN ANIT MEZAR
40 yıl önce, 16 Eylül 1982’de, İsrail’in desteklediği Hristiyan Falanjist milisler, Lübnan’ın başkenti Beyrut’un güneyinde bulunan Sabra ve Şatilla Filistin mülteci kamplarına İsrail ordusunun onayıyla ve gözetimi altında saldırarak çoğu kadın ve çocuk savunmasız 2.000 Filistinliyi cesetleri tanınmaz hale gelecek şekilde vahşice katletmişti.
Katliamda hayatını kaybedenlerin aziz hatıralarını yaşatmak için Mescid-i Aksa’nın avlusuna bir anıt mezar yaptırıldı.
Katliamda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, katiller için ise Yüce Yaratan’ın Kahhar sıfatına sığınarak kahrolmalarını dilerim.