Psk. Mehmet AKER

Psk. Mehmet AKER

İlişki Anksiyetesi: Terk Edilme ve Sevilmeme Kaygısı

İlişki Anksiyetesi Nedir?
İlişki anksiyetesi, bir bireyin romantik ilişki içinde güvende hissetme ihtiyacıyla birlikte sürekli kaygı, şüphecilik, güvensizlik ya da aşırı sorgulama yaşaması olarak tanımlanabilir.

Bu durum genellikle erken çocukluk döneminde gelişen bağlanma stilleriyle ilişkilendirilir ve güvensiz bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki anksiyetesi yaşama ihtimali daha yüksektir. Güvensiz bağlanma, terk edilme korkusu ve sevilmeme endişesi gibi hisleri de beraberinde getirebilir. Eğer romantik ilişkinizde her şey yolunda görünse bile sürekli “Ya beni terk ederse?”, “Ya benden sıkılırsa?”, “Ya bu davranışımla soğursa?” gibi düşünceler zihninizi meşgul ediyorsa, bu durum ilişki anksiyetesi yaşadığınıza işaret ediyor olabilir.

Ruminasyon ve Kıskançlık: İlişki Anksiyetesinin Unsurları
İlişkiye dair bitmek bilmeyen sorgulamalar ve sürekli tekrarlayan düşünceler yani diğer adıyla ruminasyon, ilişki anksiyetesiyle bağlantılıdır ve bu durum ilişki kalitesini olumsuz etkileyebilir. Araştırmalara göre, ruminasyon eğilimi yüksek olan bireyler, ilişkilerini tehdit eden olaylara karşı duygusal düzenlemelerde zorlanabilir ve partnerleri hakkında daha olumsuz duygular geliştirebilirler.

Benzer şekilde, kıskançlık da ilişki anksiyetesinin temel unsurlarından biridir. Çalışmalar, kıskançlık düzeyi arttıkça ilişki tatmininin azaldığını göstermiştir. Aşırı kıskançlık ve partnerin davranışlarını sürekli takip etme ihtiyacı, zamanla ilişki memnuniyetsizliğine yol açabilir. İşlevsel kıskançlık normal kabul edilse de kontrol edilemeyen bir hale geldiğinde ilişkiler için ciddi bir tehdit oluşturabilir.

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde bu tür davranışlar daha sık görülür. Kendilerini yetersiz ve değersiz hisseden bu kişiler, başkalarına aşırı bağımlılık geliştirerek partnerlerinden sürekli güvence ve onay arayabilirler.

İlişki Anksiyetesinin Olası Sebepleri

  1. Kaygılı Bağlanma Stili
    Partnerinizin sevgisinden veya ilişkinizin sağlamlığından sürekli şüphe duyuyorsanız, bu durumun kökeni çocukluk dönemindeki bağlanma stilinize dayanabilir. Ebeveynler, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılamadığında ya da reddedici bir tutum sergilediğinde, çocuk kaygılı bağlanma geliştirebilir. Bu bağlanma stili, yetişkinlikteki romantik ilişkilere de yansır.

Kaygılı bağlanan bireyler, genellikle düşük öz-saygıya sahip oldukları için partnerlerinin ilgisini kaybetme korkusuyla tetikte olur ve sürekli teyit arayışına girerler.

  1. Olumsuz Yaşam Deneyimleri
    Bazı bireyler, çocuklukta oluşan güvensiz bağlanma nedeniyle ilişki anksiyetesi yaşarken, bazıları ise yetişkinlikte yaşadıkları olumsuz deneyimlerden dolayı kaygılı bağlanma geliştirebilir. Örneğin, bir önceki ilişkide fiziksel görünümünüzle ilgili eleştiriler aldıysanız, sonraki ilişkilerde benzer eleştirilerle karşılaşacağınızı düşünerek endişe duyabilirsiniz.
  2. Düşük Öz-Saygı
    Kendini değersiz görmek, başkalarıyla kıyaslama yaparak yetersizlik hissetmek ilişki kaygısını artırabilir. “Ben yeterince iyi değilim” düşüncesiyle, partnerinizin size olan sevgisini sorgulama ya da aldatılma korkusu yaşama ihtimaliniz artar.

İlişki Anksiyetesinin Belirtileri

İlişki anksiyetesinin yaygın belirtileri şunlardır:

  • Partnerin duygularını sürekli sorgulama
  • Sürekli onay bekleme
  • Partneri memnun etmek için kendi ihtiyaçlarından vazgeçme
  • Kontrolcü davranışlar sergileme
  • Aşırı yapışkanlık ve sürekli yakınlık arayışı
  • Partnerin ifadelerini analiz ederek olumsuz sonuçlar çıkarma

İlişki Anksiyetesinin Üstesinden Gelmek İçin Öneriler

  1. Duygularınızı Partnerinizle Paylaşın
    Kaygılarınızı partnerinize açık bir şekilde ifade etmek önemlidir. Bu, hem zihninizdeki belirsizlikleri azaltabilir hem de ilişkinizi daha sağlam bir zemine taşıyabilir.
  2. Anı Yaşamaya Odaklanın
    Partnerinizin gelecekte hayatınızda olup olmayacağına dair endişelere kapılmak, ilişkinizin keyfini çıkarmanızı engeller. Bunun yerine, mevcut durumu kabul etmeye çalışarak anın tadını çıkarın.
  3. Kaygınızın Kökenini Anlamaya Çalışın
    Endişenizin temelinde korku, özgüvensizlik ya da geçmişteki bir travma mı var? Bu soruları yanıtlamak, duygularınızı anlamlandırmanıza yardımcı olabilir.
  4. Kendinizi Yatıştırma Teknikleri Uygulayın
    Kaygınızı yönetmek için nefes egzersizleri, meditasyon, yoga gibi aktivitelerden faydalanabilirsiniz. Kaygıyı tetikleyen durumlarda bu teknikler, zihinsel ve fiziksel rahatlama sağlayabilir.

İlişki anksiyetesiyle başa çıkmak, öz farkındalık ve içsel keşif süreci gerektirir. Eğer bu süreçte zorlanırsanız, bir uzman desteği almayı ihmal etmeyin. Unutmayın, hem kendinizle hem de partnerinizle sağlıklı bir bağ kurabilmek çaba ve sabırla mümkündür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Psk. Mehmet AKER Arşivi