Ayşe Özel
Gündem Değişiyor
Garip bir dünya düzeni içinde yaşıyoruz. Her şey o kadar hızlı tükeniyor ve tüketiliyor ki bugün dokunduğumuz her varsa bir sonraki gün yerini başka bir şey dolduruyor. İnanılması güç sevinçleri de atlatılması zor acıları da aynı oranda bitiyoruz. Sustuklarımız konuştuklarımızda aynı hızda kayboluyor. Ne varsa düne ait sararmış bir yaprak gibi köşede kalıyor.
Binlerce kayıp verdiğimiz 6 Şubat depreminin üzerinden ne kadar geçtiğini bir kaç kişiye sorsanız hesaplamaya kalkar. Beyninin derinlerinden bulmaya çalıştığı gün sayısı başta uzak gelir. Fakat izlediği görüntüler aynı tazelikte canlanıverir gözünde. Yüreğinde hissettiği acıyla cümle cümle isyan sözcükleri çıkar ağzından. Mühendisinden müteahhitine, denetleyen firmadan belediyeye, çeşitli kurumlardan devlete uzanan satır satır serzenişler sıralanır dilinden. Peki ya sonrası?
Saydığımız ihmaller zinciri kesinlikle mühim yaşanmamış olması en büyük dileğimizdi şüphesiz fakat yaşandı. Ortada gün gibi duran gerçeği yok sayıp hayatımıza aynı rutinde devam ediyor olmakta şu anın ihmali olmaz mı? Maddi ve manevi olarak bütünleşmemiz gereken şu zamanda dilimize gelenleri elimizle yapmamakta ihmal zincirine ortak olmak değil midir?
Gündemin hızla değiştiği ülkemizde özellikle acıların unutulmasına izin vermemeliyiz. İnsanlarımızın yaraları bi nebze sarılıp hayatlarına yeniden devam etmeleri için gerekli ortam sağlanmadıkça yaşananları yok saymamalıyız. Mübarek Ramazan ayı içindeyiz. Yaptığımız her yardım onlar için elbette kıymetli ancak bizim için daha kıymetli. Çünkü insan çoğu kez yardımdan faydalanan kısmın karşı taraf olduğunu düşünür oysa yaptığı daima kendine kazanç olarak döner.
Yaşananların en kısa zamanda telafi edilmesi ve milletçe ilk anda gösterdiğimiz desteğin daimi olabilmesi temennisiyle.
Sevgi ve saygı ile…