Heyy zülfü kara, bağrı yara;
Açtın yüreğime yine iyi olmaz derin bir yara..
Zeytin gözlerine yandığım, hayaline kandığım,
Sevdasıyla dolandığım çeşmi siyahım neredesin??
Düşlerim sensiz, gülüşüm sessiz, bu can kaldı kimsesiz..
Minareler gibi mahyasız, harebe köşklerde çaresiz, bitad düştüm sensizlikte...
Başım cübbeme ağır geliyor, mihrabım kayıp,
minber ise yasta..
Bu deli divane hiç iyi olurmu ??
Sen yoksun ki her daim ağlar, kanadı kırık, yüreği ise iyi olmaz sürekli revirde yatan çaresiz hasta..
Hadi durma çıkta gel !!!
Yoluna turab olduğum...
Serkeş bedenimi, canımı, kanımı, kurban edeyim..
Taşıyamıyorum artık dünyanın zilletini !!
Katar katar günahlarım yüklü kervanımda,
Çöller geçit vermiyor develerime..
Kum fırtınası alabora etmeden yetiş.
Takatsiz değilim ama sensizlik bükuyor belimi..
Bu mektubuma bari bir cevap ver.
Üveysin gibi, Bilalin gibi, Hattabın oğlu Ömer gibi
Yandım yandım hasretinle..
Artık dilim lâl, dünyaya küs, öylece seni bekliyorum..