Prof.Dr.F.Hümeyra YERLİKAYA AYDEMİR

Prof.Dr.F.Hümeyra YERLİKAYA AYDEMİR

Bağırsak Sağlığı ve Oruç

İslam'da orucun uygulanması, şafaktan gün batımına kadar yeme ve içmeden uzak durmayı gerektirir. Ayrıca, günümüz de oruç bir yaşam tarzı biçimi olarak da popülerlik kazanmıştır. Sağlık açısından pek çok fayda, oruca atfedilir. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda orucun kilo kaybı, yağ dokusunun bileşimi, kan basıncı, antienflamatuar süreçler ve otoimmün fonksiyon üzerinde olumlu etkileri olduğu görülmüştür. Aynı zamanda oruç, merkezi endojen nörotransmitterlerin, endojen opioidlerin ve endokannabinoidlerin yani çok çeşitli psikolojik ve fizyolojik işlevleri düzenlemeye yardımcı maddelerin mevcudiyetindeki artışlar ile hücresel düzeyde fizyolojideki değişikliğe bağlı olarak ruh hali üzerinde olumlu etkiler ile de ilişkilendirilmiştir. Bazı kanser çalışmaları, oruç tutma ve orucu taklit eden diyetlerin, insülin benzeri büyüme faktörü, insülin ve glukoz da azalma ve keton cisimciklerinde artışlar ile kanser tedavi sürecini olumlu etkilediğini ifade etmektedir. Ramazan da kilo verilir mi? Oruç, negatif bir enerji dengesi durumudur ve bu nedenle, diğer sağlık faydalarının yanı sıra kilo kaybı sağlamak için farklı oruç rejimleri kullanılmıştır. Ramazan tipi oruç da, enerji alımındaki değişiklikler sosyal, kültürel ve bireysel faktörlere bağlıdır ve kilo kaybından kilo artışına kadar bile değişebilir. Ramazan yemeği planlaması, sağlıklı bir Ramazan orucu tutulması için vazgeçilmezdir. Bu, diyabet gibi kronik rahatsızlıkları olan hastalar için özellikle önemlidir. Bir 'Ramazan Tabağı'nın dengeli bir karbonhidrat (toplam günlük kalori alımının %40- 50'si, düşük glisemik indeksli ve yüksek lif içeren gıdalar) ve protein içermesi önerilir. Gün içindeki enerji alımının %30-40'ını sahurda, %40- 50'sini iftarda, %10-20'sini ise ara öğünlerden karşılanması önerilir. Ama baktığımızda Ramazan ayında günlük toplam enerji alımının %84'ünün akşam yemeğinde, geri kalan %16'sının ise akşam ile gece yarısı arasında alındığı bildirilmektedir. Teorik olarak, enerji alımı açısından, 24 saatlik bir süre içinde bir ana öğünün atlanması, gıda içeriğinde ve enerji alımında büyük bir azalma ile ilişkilendirilir. Bu nedenle Ramazan ayında sağlıklı beslenmenin yanı sıra enerji alımındaki bu azalma kilo kaybına da yol açabilir ancak pratikte bu çoğu kültürde gerçekleşmez. Yapılan bir kaç çalışmada Ramazanda oruç tutmanın vücut ağırlığı üzerindeki etkisi incelenmiş ve Ramazan sonunda 1-2 kg'lık ılımlı bir kilo kaybı olduğu ve kaybedilen kiloların tamamının Ramazan'dan 4-5 hafta sonra geri alındığı bildirilmiştir. Ramazan sırasındaki diyetimiz değişiklikler gösterir ve sıklıkla karbonhidrat alımında bir artışı içerir. Kuşkusuz, iftar vaktinde orantısız derecede büyük bir öğün ve beraberinde aşırı enerji alımı Ramazan orucunu tutanlarda yaygın bir uygulamadır. Her ne kadar oruç gününün sonunda artan iştah bu olgunun ana nedeni olsa da, bu birçok açıdan isteğe bağlıdır. Uygun eğitim ve gıda seçimlerinde değişiklik yapılmasıyla, enerji açısından yoğun gıda alımındaki bu artışı sınırlamak ve Ramazan orucuyla kilo verme ihtimalini daha gerçekçi hale getirmek elbette mümkün olabilir. Oruç ve bağırsak sağlığımız Orucun metabolik sağlığı iyileştirebileceği mekanizmalardan bazıları arasında serbest radikal üretiminin azalması, glikoz metabolizmasının iyileştirilmesi, stres direncinin artması ve inflamasyonun bastırılması yer almaktadır. Öte yandan çeşitli çalışmalar bağırsak mikrobiyomunda meydana gelen olumsuz değişikliklerin çeşitli kronik hastalıkların gelişimi ile ilişkili olabileceğini göstermiştir. Bunlara en azından kısmen bağırsak mikrobiyotası aracılık ediyor olabilir çünkü mikrobiyal metabolitlerin glikoz metabolizmasında ve iltihaplanmada rol oynadığı bulunmuştur. Milyonlarca organizmayı içeren insan bağırsak mikrobiyomu, beslenme gibi çeşitli çevresel faktörlerden etkilenebilir. Çoğu hayvan ve insan çalışmasının sonuçları, oruç tutmanın bağırsak mikrobiyomunun bileşimi ve yapısı üzerindeki olumlu etkilerini göstermektedir. Yapılan çalışmalarda A. muciniphila, B. fragilis, Bacteroides ve Lachnospiraceae gibi bağırsak sağlığımız için önemli bakterilerin artışı Ramazan orucu ile ilişkili bulunmuştur. Bugün baktığımızda günlük yemek dağılımımız, kahvaltıdan akşam yemeğine kadar yayılan üç ila beş öğündür, bu da bağırsak mikrobiyotası için enerji ve besinlerin sürekli olarak mevcut olduğu anlamına gelir. Oruçta açlık aralığı önemli ölçüde uzundur ve bu durum, bazı iyi bakterilerin büyümesini destekleyebilir. Sonuç olarak, Ramazan orucunun metabolik sonuçları karmaşık olsa da, orucun bilinçli tutulması koşuluyla bu ayrı bir kilo verme modeli olarak kullanma potansiyeli oluşturabilir; bununla beraber bağırsak sağlığımızın bir göstergesi olan mikrobiyota ve metabolitlerinde de bir iyileşme sağlayabilir. Yiyecek türünü, miktarını ve fiziksel aktivite düzeylerini dengelemek bu noktada çok önemli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof.Dr.F.Hümeyra YERLİKAYA AYDEMİR Arşivi