Ayşe Özel
Abalı Hoca Kimdir?
Bu hafta sizlere Konya Taşkent İlçesi Bolay Köyü’nde medfun olan, halk arasında Abalı Hoca olarak tanınan Hacı İsa Efendi’den bahsetmek isterim.
Kendisi 1813 Taşkent İlçesi’nin Bolay köyünde dünyaya gelmiştir. Kendisinden önce pek çok alimin yetiştiği bir ailede doğan İsa Efendi’nin babası ulemadan Süleyman Efendi’dir.
İlk tahsiline babası Süleyman Efendi’de başlamış, önce Taşkent sonra da Konya medreselerinde tahsil görerek icazet almıştır. Taşkent'te hocası, Münzevî Said Efendi’dir. Ünlü bir hattat olan İsa Efendi’nin yazı hocası da, meşhur hattatlardan Ali Fevzi Efendi’dir. Siyah bir aba giydiği için, Abalı Hoca olarak anılmıştır. Şerife Hanım ile evlenen İsa Efendi’nin bu evlilikten altı erkek iki kız evladı vardır. Oğullarından Hacı Ahmet Efendi’de alim ve veli bir zattır.
Recep ayında Karaman’da, Şaban ayında Konya’da, Ramazan ayında da İstanbul’da özellikle de sarayda vaaz eden İsa Efendi, ilk zamanlarda tasavvufa karşı bir şeriat uleması imiş. Başından geçen bir olaydan sonra gidip, Memiş Efendi’ye intisab etmiştir. Kaynaklarda belirtildiği üzere onun tasavvufa karşı fikrini değiştiren hadise şöyledir:
Bir gün Karaman’da vaaz ederken, tarikat ve tasavvuf ehli hakkında ileri geri konuşan İsa Efendi, Memiş Efendi’nin de aleyhinde bulunmuştur. Celâllendiği bir sırada da, vaaz ettiği caminin kümbeti büyük bir ses çıkararak patlamış, bu yüzden de kendisine; “kümbet patlatan hoca” denmiştir. Olaydan sonra herkes şaşırıp kalmış,kendisi de vaazı bırakarak misafirhanesine çekilmiştir. O gece rüyasında kendini, Memiş Efendi’nin önünde diz çökmüş bir vaziyette oturmuş olarak görmüş ve Memiş Efendi elinde bir makas ile:
- Gel bakalım Abalı! Sen çok ileri gittin, uzat şu dilini de keseyim! deyip, dilini kesecekmiş gibi makası uzatmış.
İsa Efendi, Şeyh’den özür dileyince, Memiş Efendi:
- Öyleyse senin bu ilmin yanında, bir de manevî hale ihtiyacın var. Bunun için bize gelmen gerekir. Yarın, bize doğru geleceksin! demiş.
Abalı Hoca, kan ter içerisinde uyandığı rüyasından çok etkilenmiştir. Sabah erkenden Bozkır’ın yolunu tutarak Memiş Efendi’nin huzuruna varır. Tekrar özür diler, elini öper ve ona intisap eder. Bir süre Memiş Efendi’nin yanında misafir kalır. Sülûkünü tamamladıktan sonra şeyhinin ilk halifesi olarak köyüne döner.
Bolay’da bir cami, bir medrese ve bir de çeşme yaptırmış, inşa ettirdiği medresede talebe okutarak pek çok talebe yetiştirmiştir. Halkın kısa zamanda teveccühünü kazanarak aranan bir isim olmuştur.
1874 yılında Bolay’da, içme suyu yüzünden kavga eden köylüleri ayırmak için araya girdiğinde, başına gelen bir taşla yaralanmış ve bu sebeple vefat etmiştir. Rabbim hizmetlerini izzeti dergâhında makbul eylesin.
Şehrimizde bulunan büyüklerimizin kıymetlerini bilip himmetlerine lâyık olabilmek duası ve ruhaniyetlerine birer Fatiha hediye etmek temennisiyle.
Sevgi ve saygı ile…