Konyaspor Teknik Direktörü İlhan Palut kariyer yolculuğunu anlattı
Arabam.com Konyaspor Teknik Direktörü İlhan Palut Antalya kampında A Spor’a özel açıklamalarda bulundu. Kariyer yolculuğundan Türkiye kariyerine dair birçok konuda açıklamalar yapan Palut, takımdaki transfer hamlelerine dair de çeşitli söylemlerde bulundu.
İlk fırsatta öğretmenlikten antrenörlüğe geçiş yaptım
Futbolu çok sevdiğini ifade eden Teknik Direktör İlhan Palut; “Futbol bi risk. Yaşamı kazanma aşısından riskli bir yol. Çünkü çok büyük yetenekte bir futbolcu olduğum söylenemez. Tabii insan şunu da düşünüyor; bu kadar çok fazla sporu ve futbolu seven insan ne yapabilir. Buna en yakın gelen meslekte beden eğitimi öğretmenliği. Üniversiteyi okuduk. Kahramanmaraş’ın Ekinözü, Mardin’in Nusaybin, Hatay’ın Karasüleymanlı gibi yerlerinde beden eğitimi öğretmenliği yaptım. Aklımda her zaman antrenörlük vardı ve ilk fırsatta o antrenörlüğe geçiş yaptım. Öğretmenli kutsal bir meslek, çok sevdiğim bir meslek ama öğretmenli yaparken bile bir yerden antrenörlüğe girme fırsatını bekliyorum ve ilk fırsatta geçiş yaptım” dedi.
Öğretmenlik ve antrenörlük birbirine benziyor
Öğretmenlik ve antrenörlüğün birbirine benzediğini ifade eden Palut; “Hem öğretmenlikte hem de antrenörlükte bir gruba hitap ediyorsunuz. Bunlar benzer şeyler. İkisi de bir topluluk içindeki kişileri yönetme işi aslında. Her öğrenci uyumlu değil mesela. Kimi doğuştan öğretmene uyumlu kimi öğrenci ise zor. İlgi çekmek istiyor belki. Kendince düzeni bozuyor. Bunları yönetebilmek ve bir arada tutabilmek antrenörlükte bizlerin bir artısı. Aslında bunlar insanın doğal özellikleri. Liderlik, grup yönetimi, fertlerin isteklerini dokunabilme gerçekten bireysel özellik. Öğretmenlik antrenörlüğüme yüzde 100 etki yaptı” açıklamalarını yaptı.
Eğitimin faydası oluyor
Teknik ekibinden bahseden Palut; “Ekibimde yüzde 90 orada hepimiz Spor Bilimleri ile alakalı bölümlerden mezunuz. Günümüz futbolunda bilimin kıyısından köşesinden değil direkt ortasından dahil olduğu bir futbol iklimini yaşıyoruz. Bizlerin teknik direktör olarak her noktaya ulaşması mümkün değil. Ekibimin hem sahadaki futbolu anlayabilmesi hem de bilimsel donanımla bunu destekleme noktasında bana yardım etmesi çok değerli onun için eğitimin hepimize faydası oluyor” şeklinde konuştu.
Popüler futbolcular teknik direktör olmak için daha avantajlı
İyi futbolculara teknik direktör olmak için çok fazla fırsat verildiğini ifade eden Palut; “Bazıları bu yoldan gidebiliyor. Bir camiaya ait olmak, bir camianın değeri olmak o camiada hazırdan görev almayı kolaylaştırıyor. Bu bir suçlama veya eleştiri değil. Avantaj olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Ben kariyerime Kırıkhanspor’da 3.Ligde yardımcı antrenör olarak başladım, Hatyaspor’da U17 takımının teknik sorumluluğunu yaptım. Pazar günleri futbol okullarında minik çocuklara top sürmeyi öğretiyordum. Şimdi gördüğümüz çok değerli futbol profilleri kariyerlerine Süper Lig’den başlayabiliyor. Eleştirmiyorum. Belki yarışa biraz daha önden başlıyorlar ama Avrupa’da bunun çok örnekleri var. Çok parlak kariyeri olmadan çok üst düzey teknik direktör olanlar var. Benim gibi spor adamlarına şans vermekte görev vermekte zorluk çeken bir yapı var. Belki; camialarda önde gelen isimleri kullanmak istiyorlar. Benim gibi teknik direktörler yöneticiler tarafından 2-3 adım geride tutuluyoruz. Beni gibi Teknik Direktörler için Türkiye’de daha çetin bir yol var. Belki ben bu konuda insanlara güven verebilirim daha çok bir şey başarmadım ama başarabileceklerimle bu yoldan gelen antrenör arkadaşlarım daha avantajlı kılabilirim diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Çalışmaya devam edeceğim
Beşiktaş ile adının sık sık anılması hakkında da konuşan Palut; “Spor kamuoyunun içerisinde yer alıyorum. Duyumlar alıyorum. Benimde katıldığım sohbetler oluyor. ‘Gel seninle İstanbul’da bir görüşelim, Beşiktaş’ta Teknik Direktör olur musun’ noktasına kadar ilerlemeyen temaslardı. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor hepsi çok değerli takımlar. Şöyle düşünüyorum; “Ben bir iş yapıyorum ve doğru dönütler alıyorum. Bugün olmaz, olmayabilir. Beşiktaş’a Şenol Hoca gitti onlar adına müthiş bir tercih. İnşallah Şenol hocam Beşiktaş’ın 2.kariyerinde de çok başarılı olur. Bana buradan kalan İlhan Palut sen yoluna, çalışmaya, başarılı olmaya devam et. Sen Konyaspor’a odaklan. Konyaspor’un başarısı için sonuna kadar çalış. Yine Konyaspor’a yukarılarda ligi tamamlattır. Bugün olmaz, yarın olur. Belki kariyerinden yeni bir sayfa açabilirsin mesajını aldım. Çalışmaya devam edeceğim” dedi.
Verim alamazsak yönetimle konuşuruz
Palut, 10 numara ve kanat transferi hakkında açıklama yaptı. Teknik Patron İlhan Palut, "Bugüne kadar kadromuzda yeterince faydalanamadığımız oyuncular var. Bu arada onları tekrar kazanmak ve yükseltmek istiyoruz. İlk opsiyonumuz elimizdeki oyunculardan maksimal verim almak. Transfer dönemi başlayana kadar kanat ve 10 numara mevkilerinde istediğimiz verimi alamazsak yönetimle transfer için konuşuruz" ifadelerini kullandı.
Beni en çok yoran takım Başakşehir
Başakşehir’i analiz ederken çok yorulduğunu ifade eden Palut; “Çok enteresan, Gaziantep maçları Hatayspor’dan beri oyunsal anlamda çok güzel geçer ama sonuç alamadığım maçlardır. Ama maçtan önce çok kafamı yoran, analizi uzun zaman alan, o takım için iki üç tane fazla antrenman yapmak zorunda hissettiğim takım Başakşehir. Başakşehir’in Abdullah hocadan gelen oyun kültürü. Top ayağından inanılmaz pas seçenekleri olması, bunu kapatmamak için risk almamız gereken takım. Vaduz’dan sonra onlarla oynadık. Psikolojik çöküntü içerisindeydik. Teknik adamlık kariyerimde ilk defa “adam adama” karşılama sistemine de beni sürükledi" dedi.
Ferdi ve Fernando’yu beğeniyorum
Süper Lig'de en çok beğendiği oyunculardan bahseden Palut; "Geçen sene Kim Min-Jae deyip çıkıveriyordum işin içinden. Bu sene yerli oyuncu olarak Ferdi'yi, yabancı oyuncu olarak da Antalyaspor’dan Fernando’yu beğeniyorum. Antalyaspor da büyük bir takım ama Fernando’nun direk şampiyonluk mücadelesi veren takımlarda oynayabilecek yapısı var. İsim vermeyim, benim takımımda bir tık iyisi var ama" diye konuştu.
İkisi de çok iyi futbolcular
"Abdülkerim mi yoksa Francisco Calvo mu?" sorusuna "Abdülkerim Bardakcı gidince gerçekten endişelendim çünkü sadece defansif değil, ofansif olarak da takımımı hücuma taşıyan bir profildi. Rakip baskısını kırabilen bir isimdi. Henüz de Galatasaray’da bu kimliğine tam ulaşmadı. Ulaştığında Galatasaraylı taraftarlar çok önemli bir oyuncu izleyecek. İzlemelerimiz sonucu MLS'te Francisco Calvo’yu yakaladık. O da hem karakter hem oyun kurulumu olarak, hem de rakip defanstaki duran top etkinliği olarak son derece tatmin edici. Belki Abdülkerim’in bir artı özelliği uzun dripling özelliği ama Calvo'nun da pas aklı ve oyun görüşü var. İkisi de çok iyi. Ben memnunum. İnşallah Abdülkerim’de Milli Takımın değişmez bir oyuncusu olur” açıklamalarını yaptı.