Uzmanı Açıkladı: Kamuda 3 Yıl Kemer Sıkmak Yeterli Mi?
Enflasyonu düşürmek için atılan birçok adımın yanı sıra açıklanan ‘Kamuda Tasarruf Paketi’yle kamuda verimliliği artırmak ve reformu sağlamak amaçlanıyor. Konuyla ilgili Konya’nın Sesi Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal, “Tasarruf paketinin açıklanması önemli bir gelişme fakat geç kalınmış bir gelişme. Çünkü burada yapılacak olanların söylenmesi de hedeflerin açıklanması da yapılacak olanların belirtilmesi de bundan önce bunların yapılmadığının bir göstergesi demek. Mesela taşıt alımı azaltılacak. Demek ki taşıt alımları keyfi yapılmış. Bu hükümet 2002 yılından beri 22 yıldır ülkeyi yönetiyor ve bence ciddi oranda da başarılı. Fakat son zamanlarda, özellikle Covid kriziyle başlayan ve dünya ekonomisinin dahi bir daha önceki duruma gelemeyeceği sonuçlar doğuran bir kriz türedi. Üzerine Ukrayna savaşının ilave olması ve bununla enerji arzı sekteye uğradı. Temel gıda maddeleri dediğimiz buğday, arpa, mısır özetle geri kalmış ülkelerde bunların arzının sağlanması, krizler ve enerji fiyatlarının yükselmesiyle dünyaya yeni bir ekonomik format giydirildi. Bundan sonra artık ne 10 sene önceki Almanya, Almanya olur, ne de Türkiye on sene önceki Türkiye olur. Bunun olumsuz etkileriyle birlikte hükümetin şu an açıklanan tedbirleri açıklayacağı belliydi. Açıklanan bu tedbirler önemli, olumlu bir gelişme fakat geç kalınmış bir gelişme. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Önceki hataların telafisine yönelik bir adım atıldı.
ALINACAK TEDBİRLERLE TASARRUF ORANTISIZ
Tasarruf tedbirlerinin enflasyonla mücadele için yeterli olmadığını söyleyen Öcal, “100 milyar liralık bir tasarruf sağlanacağı belirtiliyor ancak açıklanan rakamlara göre bunun yüzde yüz başarılı olduğunu kabul etsek bile eninde sonunda bunun yapacağı tutar 3 milyar dolar civarını buluyor. Yani yıllık 1 milyar dolara tekabül eden bir tasarruf tedbiri. Açıklanan oranların hedefleriyle tasarrufa gidilecek miktar arasında bir orantısızlık var. Kamuoyu oluşturmaya çalışılmasına rağmen kamuoyunun yoğunluğuna göre 100 binlerce liralık ya da 3 milyar dolarlık bir tasarruf paketi yetersiz. 100 milyar rakam olarak büyük olabilir. Fakat Türkiye gibi bir ülke için 3 milyar dolar, yılda 1 milyar dolara tekabül ediyor. Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası 1.3 trilyon dolar. Böyle bir ülkede yılda 1 milyar dolarlık yapılan tasarrufların bir etkisi olmaz. Piyasalarda rekabet piyasa hâkimse, tekelleşmede tekel piyasalar hâkimse, toplam arzla toplam talep arasında kısa vadede çözüm olacak sorunlar sorun çözecek önlemleri geliştirememişse bu yapılan tedbirlerin enflasyona etkisi olmaz” diye konuştu.” cümlelerine yer verdi.
TOPLUM TASARRUFU DESTEKLEMELİ
Kamu kurumlarında israfın önlenmesi toplumdan kabul görürse alınan tedbirlerin başarılı olacağını belirten Öcal, “Kamuda tasarruf tedbirlerinin başarılı olup olmayacağı şimdiden tartışma konusu olmaya başladı. Başarılı olması için önce bunun kamudan başlaması lazım. Kamu kurumlarındaki israfın önlenmesi lazım. Yıllardan beri söylenen bu fakat söylenmesine rağmen uygulamaya geçilmedi. Eğer kamu kurumlarında israf önlenmezse bunun toplumsal desteği de olmaz. Toplumsal desteği olmayan hiçbir paketin hiçbir tedbirinin başarılı olma şansı yoktur. Bundan önce de hatırlarsanız ekonomik kalkınma paketleri açıklandı. Bunlardan beklenen sonuçlar elde edilemedi. Beklenen sonuçların elde edilememesinin sebebi ortaya atılan tedbirlerin geçici pansuman tedbir olmasıydı. Bütçede açık var, vergileri yapılandıralım para gelsin bütçe açığı azalsın mantığı tutmadı. Verginin tabana yayılması adaletin sağlanmasıyla ilgili yapısal temel önemli önlemler alınmazsa bir sene sonra bu vergi yapılandırması tekrar gelecek. Kamu israfın önlenmesi için de bu geçerli. Toplumsal destek sağlanmazsa yapılan bu tedbirlerin, bu paketlerin hiçbir faydası olmaz. Bunun için de bu tedbirlerin, önlemlerin sıkı bir şekilde takip sonucunun olması ve kamu kurumları tarafından desteklenmesi lazım” şeklinde konuştu.
YASA ÇIKMAZSA UYGULAMA YETERSİZ KALIR
Uygulanacak tedbirlerin parti fark etmeksizin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Öcal, “Kamu kurumlarında kamu ihalelerinde çok büyük yolsuzluk dönüyor. Her şehirde hangi parti belediye başkanı ise o partiye yakın firmalara ihaleler veriliyor. Konya'da AK Parti ile İstanbul'da CHP, İzmir'de CHP ile Hakkari'de DEM partisi genelde bu partilere yakın firmalar ihale alıyor. İhale 100 liralık ise bunun 8-10 katı para alınıyor bunun parası yine vatandaşın cebinden çıkıyor. 3 milyar dolarlık bir yatırım paketinin tasarrufa gidilmesi, 3-5 büyük firmaya verilen ihalelerin yanında devede kulak bile değil. Onun için bu tedbirlerin sıkı şekilde takip edilmesi lazım bunun genişletilmesi lazım. Zorlama tedbirlerle değil yasalarla teminat altına alınması lazım. Örneğin deprem bölgelerinde Recep Tayyip Erdoğan açıklamıştı. Dikey yapılaşmaya son vereceğiz demişti. Mesela Konya'da Şefikcan caddesi var. Konya her ne kadar deprem bölgesi olmasa da bu caddede yan yana yaklaştırılmış 10-15 katlı binalar yapılmış durumda. Belediyeye yakın firmaların yapmış olduğu binalar 15 kat iken karşı caddedeki binalar 5 kat. Sebep de buradaki firmanın x partiye yakın olması. Böyle bir planlama, böyle bir şehirleşme olursa bunun kalıcı bir şekilde olumlu etki yapma ihtimali yok. Onun için bu tedbirlerin geneli kapsaması lazım. Parti gözetilmeden genele uygulanması lazım. Bununla alakalı yasa çıkarılması lazım. Mesela deprem bölgesi olan yerlerde 3 kat, 4 kattan fazla bina yapılmamalıdır denilmesi lazım ama böyle bir yasa yok. Böyle bir yasa olmayınca belediyeler kendilerine uydurarak sürdürüyorlar” kelimelerini kullandı.
KAMUDA İSTİHDAM SINIRI HİZMETİ AKSATABİLİR
3 yıl boyunca emekli olanlar kadar istihdam sağlanması maddesinin kamu kurumlarında hizmeti aksatacağını ifade eden Öcal, “Tedbirler kapsamında işe alımlar, istihdam da paket içerisinde yer alıyor. 3 yıl boyunca emekli olanlar kadar istihdam sağlanacak. Eğer kamuda yeterli vasıflı eleman eksiği varsa o zaman kamunun aksaması gündeme gelecek. Memur alırken eğer o kamuda yeterli eleman varsa eleman alınmayacak fakat niteliği yüksek eleman açığı varsa tasarruf yapacağız diye eleman alınmaması o kamu birimin yapmış olduğu hizmetlerin aksamasına yol açar. Cari yatırımların azalması, bununla birlikte cari açığın azalmasına bağlı olarak hizmetlerin yapılamaması durumunu ortaya çıkarır” dedi.
PALYATİF ÖNLEMLERDEN KAÇINILMALI
Tedbirlerin yerel yönetime etkilerini değerlendiren Öcal, “Tedbirler yerel yönetimi etkilemesi yerel yönetimlerin alınan kararlara ne kadar uyup uymadığı ile bağlantılı. Eğer yasa çıkarılmaz ise alınan tedbirlerin çoğundan başarılı sonuç alma ihtimali düşük olur. Mesela birçok şehre yakın yirmi dakika gidilecek mesafede hava alanı olmasına rağmen tekrar hava alanı yapılıyor. Rize, Giresun, Trabzon’u kastediyorum. Buralara milyon dolar harcama yapılıyor. Popülist politikalar gereği harcama yapılırken diğer taraftan çalışana düşük maaş verelim, 3 yıl memuru az alalım gibi kısıtlamalar yapılıyor. Büyük harcamalar 3-5 firmanın lehine olacak israflar 10 binlerce kişinin maaşlarından kesilerek, düşük maaş verilerek onlardan çıkarılmaya çalışılıyor. Esas sorun burada yapılması gereken yatırımların, gerçekten yatırım yapılması gerekiyor mu? Yapılan yatırımlar, yapılması gereken yatırımlar mı? Yoksa popülizme dayalı olarak bir kaç şehirde verildiyse o firmalara yapılan bir kaynak aktarımı mı? Esas sorun burada. Mesela bir belediye başkanı seçiliyor. Örnek verelim oturduğu salonu, başkanlık konutunu baştan aşağı değiştiriyor. Bunların önlenmesi lazım. Böyle sivrisinek öldürerek sivrisinek bitmez. Bataklığın kurutulması lazım. Bataklığın kurutulması için de bataklığı kurutacak önlemler alınması lazım. Yapılan çalışmaların, faaliyetlerin, israfın önlenmesi için birkaç adım gidildiği zaman bir bakıyorsun devletin yüksek kademelerinde birilerine ucu dokunuyor, onun için geri çekiliyor. Yani patinaj yapıyoruz. Böyle palyatif önlemler alıyoruz. Bu önlemler sonuç vermeyince pansuman kısa sürede sonuç veriyor. Seneler sonra aynı durumla karşılaşıyoruz. Bunun başkanlık sistemiyle, parlamenter sistemle alakası yok ülkeyi yöneten kamu kurumlarının başındaki kişilerin kendi çıkarlarını devletin çıkarlarının, kamunun çıkarlarının gerisine koyması gerekiyor” şeklinde konuştu.
VERGİ ADALETİ SAĞLANMALI
Türkiye’de hayat pahalılığını sorun olmaktan çıkarmak için atılan adımların daha dişe dokunur adımlar olması gerektiğinin altını çizen Öcal, “Tasarruf için çok geç kalındı. Kamu İhale Kanunu objektif bir şekilde düzenlenmeli. Partilere firmalara göre Kamu İhale Kanunu ortadan kaldırılmalı. İhaleler olması gereken en uygun fiyatlarla firmalara verilmeli. Birkaç firmanın cebine fazladan konan milyon dolarlar orada çalışan vatandaşların cebinden çıkıyor, bütçe açığı veriyor. O zaman ne olacak bu açık bütçe vergilerle kapatılacak. Verginin artırılması demek cebindeki paranın azalması demek. Ülkemizde esnekliği olan, tükettiğimiz mal ve hizmetler var. Mesela elektrik, su, benzin, mazot, gaz gibi bunlara çözüm getirilmesi lazım. Yapıcı, kalıcı tedbirler alınmazsa bu sene cebinden bin dolar çıkar bir dahaki sene 2 bin dolar çıkar. Kaynak alınan kanunlarla herkes ülkeye vermiş olduğu yük kadar vergi ödeyecek, geliri kadar vergi ödeyecek. Verginin tabana yayılması lazım. Vergi adaletinin sağlanması lazım. Bunlar sağlanmazsa alınan tedbirlerin çok kısa vade dışında hiçbir faydası olmaz. Kamu kurumları bu tasarruflara girecek ve toplum bunu görecek. Sen tasarruf yaparsan, tedbir alırsan ama bir toplantıya ön tarafta üç tane marka lüks araba, arkada üç tane lüks araba, ortada bir tane milletvekili veya bakan arabası bir şirkete giderse ve bunu da halk görürse, rantı görürse olmaz. Bir taraftan israfın önlenmesi lazım deyip de bir tane konuşma yapmaya 10-15 tane lüks arabayla gidilirse bu yapılan tedbirlerin halk nezdinde, halkın gözünde hiçbir kıymeti olmaz. Alınan hiçbir fayda kalıcı bir çözüm getirmez” ifadelerini kullandı.
KAMU İHALE KANUNU ŞART!
Kamu tasarruf paketinin süresinin uzatılmasıyla ilgili konuşan Öcal, “Değil 3 yıl, 13 yılda uzatılsa 3 milyar dolar devede kulak bile değil. Önemli olan hastalığın doğru teşhis edilmesi, hastalığa doğru ameliyat yapılmasıdır. Bu alınan tedbirler, pansuman tedbirler, disiplin bütçe sağlanmazsa Kamu İhale Kanunu düzelmezse firmalar yandaş firmalara olduğundan çok daha yüksek fiyatlarla verilirse bundan hiç bir şekilde sonuç alınamaz. Devletin kaynakları, şehrin kaynakları her yerde şehrin önde gelenlerinin çıkarına hizmet eder duruma gelmiş. Bunun önlenmesi için yapılan 3 milyar dolarlık tasarruf paketlerinin hiç bir etkisi olmaz. 3 tane makam arabasını 1’e indirip, bir tane ihalede 5 bin tane arabanın maliyeti kadar devlete yük binerse, firmalar bir işi 10 bine yapabilecekken, ihale 100 binden o firmaya veriliyorsa 90 milyon o firmanın cebine fazladan para konmuş oluyor. Bunun önlenmesi lazım” dedi.
-Büşra GÜLTAŞ