Su için OSOS şart
•Gülşen Çopur
Konya uzun bir süredir beklediği yağışa bu sene kavuştu. Kuraklık nedeniyle yaz aylarında dip seviyeleri gören su kaynakları içinde umut olan yağışlar ile birlikte barajlarda su seviyesinin yükselmesi ve tarımsal üretimde rekoltenin artması beklense de uzmanlar suyun kontrollü kullanılması konusunda uyarılarda bulundu. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan ve Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, çiftçilerin Otomatik Su Sayacı Okuma Sistemi’ni (OSOS) bir an önce uygulaması için yetkililer tarafından harekete geçilmesi gerektiğini söylediler. Yağışların çok olmasından dolayı su kullanımında hoyrat davranılmasının önüne geçilmesi ve aşırı yeraltı suyu kullanımı ile alakal ı ciddi tedbirler alınması gerektiğinin altını çizen JMO Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, "Konya Kapalı Havzası, Devlet Su İşleri’nin verilerine göre yaklaşık 32 bin civarında ruhsatlı kuyunun olduğu, yaklaşık 65 bin civarında da kaçak kuyunun olduğu bir bölge. Şimdi bir yeraltı suları kanunumuz var. Bu kanun da kritik rezervin altına inildiği zaman bölgenin ruhsata kapatıldığı yazılı. Fakat bölgeyi ruhsata kapattığımız zaman çözüme ulaşılmıyor aksine sonuçta 65 bin kaçak kuyumuz meydana geliyor. Demek ki ruhsata kapatmakla bir sonuç alamıyoruz. Kontrolü sağlamamız lazım. Kontrol etmediğimiz şeyi yönetemeyiz. Bunun için de halihazırda bulunan tüm kuyuların Devlet Su İşleri tarafından kayıt altına alınması gerekiyor. Ardından da kuyulara sayaç takma sisteminin ivedi olarak uygulanması lazım" dedi.
Çiftçinin gözü korkmamalı
“2012 yılında yasal olarak çıkan ancak yürürlüğe girmeyen OSOS yani Otomatik Su Sayacı Okuma Sistemi’nin bir an önce uygulanması da gerekiyor” diyen Arslan, “Bu sistemin uygulamaya geçilememesinde de aslında şöyle bir problem var. OSOS çiftçilere doğru anlatılamadı. Bu sistem çiftçilerin mahsulüne göre kullanacağı suyun ideal miktarda şekilde verileceği bir sistem. Bu sistem sayesinde ne fazla sulayıp mahsule zarar verecek ne de az sulayıp verimsiz bir durum oluşturacak. Bunun belli ziraat mühendisleri tarafından hesaplanıp, mahsulün ekimine göre ne kadar su verileceğine karar verilip bu su metre küp cinsinden çiftçinin sayacına tanımlanacak. Yani elimizdeki suyun kontrol altında tutulması için bu kota sisteminin hemen gelmesi gerekiyor. Kota deyince çiftçimizin gözü korkmamalı bu sistem çiftçiye ihtiyacı olan suyu milimine kadar verecektir. Böylelikle sürdürülebilir tarımı da sağlamış olacağız. 2012 yılında bu yasa çıktığında çiftçi tarafından, ‘Bize az su verecekler bizim suyumuzu kesecekler’ gibi bir algı oluştu. Sonra karşı gelindi ve yasa yürürlüğe bir türlü konulamadı. Halbuki çiftçiye yer altında tükenmez bir su olmadığının anlatılması gerekiyor. İlerde susuz bir hayat yaşamamak adına bugün elimizdekini bilinçli kullanmalıyız. Havza dışından su getirme konuşuluyor. Ama bunlar çok maliyetli ve zor işler. OSOS daha kolay ve hızlı bir sistem. Ki bu su getirdiğimiz havzalarda da yarın öbür gün suyun devamlı olacağı tartışılır. Sonuçta küresel bir ısınma var” diye konuştu.
Komisyonlar oluşturulmalı
Dünyada su politikalarının tekrar gündeme geldiğine dikkat çeken ZMO Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Suyun hayati önemini tüm ülke olarak, hatta tüm dünya olarak bilmekteyiz. Küresel ısınmanın etkilerini, artarak yaşadığımız geçmiş dönemlerde yer altı sularının çekilmesi barajlardaki su kritik seviyelere düşmesi, dünya genelinde su politikalarının tekrardan gündeme gelmesine neden oldu. Enerji maliyetlerinin ve gübre fiyatlarının artışı gündemimizdedir. Lakin suyun olmadığı yerde ne enerjinin ne de gübrenin hiçbir öneminin olmadığını tüm ziraat mühendisleri olarak bilmekteyiz. Suyun doğru kullanımı ve çiftçilerimizin bu konuda bilinçlendirmek için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ziraat Mühendisleri Odası ve Ziraat Odaları olarak birlikte acilen komisyonlar oluşturmamız ve bu komisyonların alacağı kararlar neticesinde, çiftçilerimize bilinçlendirme toplantıları yapmalıyız. Ziraat mühendisleri olarak tarım ve hayvancılık anlamında yeterli bilgi birikimine ve tecrübeye sahip ziraat mühendisi meslektaşlarımız, su gibi hayati öneme sahip konularda elini değil, tüm gövdesini taşın altına koyacak meslektaşlarımızla bu konularla alakalı her türlü göreve hazır olduğumuzu da bilmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
Artısı eksisi değerlendirilmeli
Sayaç sisteminde denemeleri pilot bölgelerle başlayabileceğini söyleyen Kırkgöz, “20 yıl önce gündemimizde olan kaçak kuyuların kontrol altına alınması geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklıktan sonra tekrar gündemimize gelerek, kaçak kuyuların kontrol altına alınması ve ruhsatlandırılması adına kuyulara sayaç takılarak, ruhsatlandırılan kuyuların fazla su tüketimini engellemek amacıyla basınçlı sulama sistemleriyle suyun daha dengeli ve yeterli miktarda verilmesi amaçlanmıştı. Lakin belli süre sonra bu uygulamanın iptal edilip o dönemde başvuru yapan çiftçilerimizin kuyu ruhsatlarında saat takılması ile ilgili şerh konulmuş çiftçiler sayaçları söküp depolarına kaldırmıştı. Bu konu ile alakalı başta Devlet Su İşleri ve İl Tarım Müdürlüğü olmak üzere tarım paydaşlarından ilgili STK’larla komisyonlar oluşturulup, sayaç kullanılmasının artısı ve eksisi bu komisyonlarda değerlendirilip, daha sonrasında bir bölgenin pilot bölge seçilip uygulamanın başlatılması gerekmektedir. Maliyetlerin ciddi anlamda arttığı bu dönemlerde alt yapısı oluşturulmadan yapılacak ekstra maliyetler hem çiftçimize hem de son tüketicilere ekstra yük getirmekte olup gereksiz israfa da neden olmaktadır. Pilot bölgelerde yapılacak toplantılarda o bölge de bu uygulamaya geçecek çiftçilerin sayaç kullanımıyla alakalı kazanımlarını ve tasarruflarını diğer bölgedeki çiftçilere anlatacakları toplantılar düzenleyerek bölgemizdeki çiftçilerimizin bu uygulamaya daha bilinçli bir şekilde geçmesini sağlayacaktır” dedi.