OBRUK RİSK HARİTASI YILSONUNA HAZIR!
Türkiye’de ilk defa çıkarılacak olan Obruk Risk Haritası üzerinde çalışmalar devam ediyor. Yılsonuna tamamlanması planlanan harita sayesinde büyük tehdit oluşturan kuyu tipi obrukların nerelerde olabileceği önceden görülüp önlemler alınabilecek. Konu hakkında gazetemize konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Başkanı ve Obruk Risk Haritası Proje Koordinatörü Şükrü Arslan, AFAD tarafından 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Bütçe ve Strateji Başkanlığı’ndan onaylanan Obruk Alanlarının Tespit Edilmesi Projesi çalışmalarının başlatıldığını ifade etti. Arslan, “Bu proje kapsamında 2020 yılında Karapınar’da inceleme çalışmaları yürütüldü. Burada su kimyası ve jeokimyasal analizler yapılarak toprağın kimyası incelendi. 2021 yılında da Ereğli, Emirgazi, Çumra, Karatay, Selçuklu ve Meram’ın bir kısmında daha önce belirlenen obruk oluşabilecek alanlarda çalışma yapıldı. Bu yıl saha çalışmalarının artık son evresine geldik. Bu son evrede de Kulu, Cihanbeyli Altınekin, Sarayönü, Kadınhanı, Yunak ve Çeltik olacak şekilde Konya’nın kuzey bölgesi çalışıldı. Çalışmalar Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Obruk Araştırma Merkezi tarafından AFAD başkanlığında yürütülüyor” dedi.
PİLOT ALANDA MODEL ÜRETİLECEK
Proje çalışmalarının belli bir aşamaya geldiğini ve ağustos eylül gibi saha çalışmalarının tamamlanmasının planlandığını söyleyen Arslan, “Elde edilen verilerle Karapınar’da yaklaşık 36 kilometre karelik bir pilot alan belirlendi. Bu pilot alanda tüm veriler ışığında bir analiz yapılarak bir model üretilecek. Bu model daha sonra Karapınar özelinde ve diğer ilçeler özelinde denenerek uygulanacak. Bu modelin doğruluğunu ortaya çıkarmak için mevcut oluşmuş olan obruklar kılavuz alınacak. Gelinen noktada bu yıl itibariyle çalışmalar tamamlanacak. Ve Konya Obruk Duyarlılık Haritası üretilecek. Bu haritaya istinaden de 2023 yılında hedeflenen eylen planları geliştirilecek. 2023 yılında yine bu obruk afetinden etkilenen tüm paydaşların katılacağı çalıştaylar yapılması hedefleniyor. Netice de obruğun oluşum mekanizması, etkilediği alanlar ortaya koyularak neler yapılabilir konusu konuşulacak. Tabi obruk oluşumunun yavaşlatılması içinde ne gibi önlemler alınabilir diye de haritadan yararlanılarak çözüm yolları bulunacak. Biz AFAD İl Müdürlüğü’nü JMO olarak destekliyoruz. Teknik olarak da odamız katkı ve destek veriyor. Bende projenin koordinatörü olduğum için tamamen işin içerisindeyiz. Çalışmalar bu şekilde ilerliyor” diye konuştu.
OBRUKLARIN YÜZDE 99’U KONYA’DA
Türkiye’deki obrukların yüzde 99’unun Konya’da oluştuğunu vurgulayan Arslan, “Çankırı, Eskişehir, Karaman, Aksaray, Urfa, Batman gibi illerde de obruk oluşumu var fakat tabi merkezi Konya. Çalışma Konya’da tamamlandığında diğer obruk görülen illere de ışık olacağı kanaatindeyiz. Konya’nın zemin özelliği, fay kırıkları ve yeraltı su durumu obruk oluşumlarının bu derece çok olmasına en büyük etkenlerdir. O yüzden Konya’da obruk oluşumları ciddi şekilde tetikleniyor. Tabi her ilçede oluşan obruklarında oluşum mekanizması farklı. Geçtiğimiz günlerde Sarayönü’nde bir obruk meydana geldi. O obruğun oluşumu Karapınar’daki obruklardan çok farklı. Mevcut Konya’da AFAD sistemindeki envanterde 584 adet obruk var. Tabi bununla ilgili çalışma yapan üniversiteden hocalarımız 2 binin üzerinde sayılarda söylüyorlar ama bizim baz aldığımız 584 obruk afet riski taşıyan kuyu tipi obruklardır. Onun dışındakiler seging dediğimiz daha çok yüzeysel deformasyon şeklindeki küçük çökmeler şeklinde oluşmuş yapılardır. Yani seging olma ihtimali olan üniversitelerden hocalarımızın da tespit ettiği toplamda 2 bin obruk mevcut. Segingler bizim için çok büyük risk teşkil etmiyor” şeklinde konuştu.
YERLEŞİM YERLERİNDEKİ RİSKLER BELİRLENECEK
Bugüne kadar obruklardan herhangi bir can ve mal kaybının olmamasının çok büyük bir şans olduğunun ve bundan sonrası içinde olmaması için gerekli çalışmaların yapıldığının altını çizen Arslan, “Obruklar çoğunlukla tarım arazilerinde oluştuğu için çok şükür ki can ve mal kaybımız yaşanmadı. Bunu biz şu sebebe bağlıyoruz. Yeraltında oluşan karstik boşluğun üzerinde bir örtü tabaka var. Örtü tabaka normalde kendini taşıyıp çökmüyor. Ama tarım arazisinde çiftçi mahsulünü ekiyor. Ektikten sonra suladıkça toprak suya doyuyor ve örtü yükü de bu süreçte artıyor. Ardından belli bir ağırlığa geldiği zaman artık onu taşıyamayarak ani çökmeler meydana geliyor. Şimdi belki de başka alanlarda da belli yapıların altında da karstik boşluklar var ama örtü yükü fazla olmadığı için buralarda bir çökme şimdilik söz konusu olmuyor. Bundan sonrası için tabi haritanın sonucuna göre bir değerlendirme yapılacak. Bu harita mevcut yerleşim yerlerinde ne kadar risk var bununla ilgili nasıl bir önlem alınması gerekir bunları ortaya koyacak. Her haritanın bir dili vardır. Biz bu haritanın dilinden anlarda gerekli önlemleri alırsak bu obruklar bizim için sadece jeolojik bir özellik olmaktan öteye geçmeyecektir. Çünkü her zaman diyoruz. Afet öldürmez ihmal öldürür. Allah Konya’mızı bu tür afetlerden korusun” diyerek sözlerini tamamladı. •Gülşen Çopur