Konya'daki Taş Bina'da bulunan o odanın sırrı ne? Duyunca çok şaşıracaksınız!

Konya'nın en gözde mekanlarından olan ve Büyükşehir tarafından devralınan Taş Bina; 7'den 70'e yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya devam ediyor. Hafta sonundaki rakamların değişmesiyle birlikte günde 5 bin kişiyi ağırlayan Taş Bina, Konya'nın tüm tarihini aynı çatı altında görme fırsatı sunuyor.
Özellikle müze içindeki yapıların ve eşyaların dijital ekranlarla anlatılması da gelen ziyaretçiler tarafından tam not alıyor. Hatta Taş Bina içerisinde yer alan "Felsefe Odası"nda, 3 bin 500 yıl öncesine ait bir tablet üzerinde bulunan notalarla oluşturulan müzik çalıyor! Odada duyulan bu müzik, ortama çok farklı bir hava katıyor.
Taş Bina içindeki sergiler hakkında Konya’nın Sesi Gazetesi’ne özel bilgiler veren Taş Bina Rehberi Meldanur Pekcan, buraya günde 4-5 bin ziyaretçinin geldiğine dikkat çekerek müzede yer alan tarihi ve yapıları sırasıyla anlattı. Rehber Pekcan, “Burası tarih öncesi dönem olan Çatalhöyük’ü anlatıyor. Çatalhöyük ilk defa topluca aile yaşamının görüldüğü yer ve 2012 yılında Dünya Mirası Listesine dahil edildi. Çatalhöyük’te cadde ve sokak kültürü yoktu. Evler birbirine bitişik ve kapısı yukarıda olacak şekilde inşa edilmiş. O zamanlar Konya bataklık olduğu için dışarıdan gelebilecek tehditlerden korunmak için bu şekilde yapmışlar. Kesici delici aletler, süs eşyaları, ev eşyaları, çanak, çömlekçilik ve sepetçilikle uğraştıklarını da söyleyebiliriz. Bunların yanında Çarşamba Çayı da Çatalhöyük’te bulunuyordu. Her zaman bir yerde yerleşim varsa orada su ararız.
Yani orada bir yaşam olduğunu gösteren su kaynağını her zaman ararız. Çatalhöyük’te de Çarşamba Çayı vardı. Buradan çıkardığımız sonuç ise tarım yaptıkları oldu. Biz tarımı ilk defa Çatalhöyük’te görebiliriz. Hititler ise sadece kendi tanrılarına değil, gittikleri bölgede gördükleri tanrıları da benimseyip onlara da tapınırlardı. Tanrılarına adaklar adayıp, sulaklar suluyorlardı. Dini bayramları ve şölenleri meşhur olduğu için biz de burada yöresel bir Hitit eğlencesini resmettik. Bunların yanında geçmişteki han ve kervansaraylar çok dikkat çekiyor. Bunun sebebi Konya’nın Tarihi İpek Yoluna olan yakınlığı. Burada yine ticari kervanları da görebiliriz. O zamanların Sille Meydanı olarak düşünebilirsiniz. Bu görsele Sille Meydanı temsili dememizin sebebi resmin içerisinde Aya Eleni Kilisesi’nin yer almasından kaynaklanıyor. Bunların dışında 1071 Malazgirt Zaferinde şehir tamamen Türk ordularının eline geçiyor. 1097’de de İznik’e elden kaybediyoruz. I. Kılıçarslan’ın emriyle burası başkent ilan ediliyor. Selçuklular bu bölgeye geldiklerinde ilk başta merkez bir cami yaptırmışlar. Konya’nın Merkez Camisi olarak Alaaddin Cami’yi inşa ettiler. Tek minareli bir cami ve iç kısmında birden fazla sütun bulunuyor. Bunlar devşirme sütunlardır. Kendilerinden önceki topluluklara saygı göstermişler ve onların yapılarını kendi mabetlerinin içerisinde kullanmışlar. İvriz Kaya kabartması da Taş Bina’da yer alıyor. Orijinali Halkapınar’da bulunuyor.
Buradaki üzüm ve burçak sembolleri ise, bolluğun ve bereketin sembolü olarak kullanılır ve dünyadaki ilk tarım anıtı olma özelliğine sahiptir. Ayrıca Beyşehir Eşrefoğlu Cami de çivisiz bir camidir. Çivi kullanılmadan yapılan bu cami, Selçuklu’dan da eski. Eşrefoğullarından Süleyman Bey tarafından yaptırılan bu cami, ortasında bir havuz barındırıyor. Bu havuza yağmur ve kar suları yağıyor. Cami’nin iç kısmında Selçuklu mimarisinin en güzel örneği yer alıyor. Tek minareli olan Eşrefoğlu Cami halen günümüzde ibadete açıktır. Konya’nın çevresindeki ahşap direkli camiler içerisinde mihrabı en büyük cami burası. Yaklaşık 6 buçuk metre yüksekliğinde ve Selçuklu çinisiyle kaplıdır” diye konuştu.
BU ODANIN SIRRI 3 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR!
Rehber Pekcan, Taş Bina içerisinde yer alan ve en çok dikkat çeken ışıklı-aynalı oda hakkında da bilgi vererek buranın bir felsefe odası olduğunu aktardı. Pekcan, şunları dile getirdi: “Bu oda, Hazreti Mevlana’nın ayna felsefesinden esinlenerek yapıldı. Bu felsefede, ‘İnsanın gönlü bir ayna gibidir. İnsanın gönlünde ve özünde ne varsa dışına da o yansır. Karşı tarafa baktığınızda gördüğünüz ve hissettiğiniz şey neyse, aslında sizin özünüz bundan ibarettir’ der. Odada etrafınız aynalarla çevrili olur. Nereye bakarsanız bakın mutlaka bir noktada kendi özünüzü, yansımanızı göreceksiniz. Ayrıca odanın kubbemsi yapısı var. Hem Osmanlı hem de Selçuklu mimarilerini kullandığımız bir teknik olan bu görüntü odaya zenginlik ve derinlik katıyor. Odada kullandığımız ses yapay zeka tarafından oluşturuldu. Aynı zamanda 3 bin 500 yıl öncesine ait Sümer tabletlerindeki notalarla oluşturulan müzik odada kullanıldı. O müzik de Türk bilim insanı tarafından yapıldı.”
"BU TÜR MÜZELER KONYA’DA ÇOK FAZLA VAR"
Ziyaretçi Hamdi Bilge ise, Taş Bina’nın içindeki anlatımlar ve eşyaların Çatalhöyük’ü yansıtmasından dolayı burayı çok beğendini ifade ederek Taş Bina’yı gelip görmeleri için herkese tavsiyede bulunacağını da belirtti. Bilge, “Ayrıca buranın dijital ekranlarda yansıtılan insanlar tarafından anlatılmasına bayıldım. Gerçekten harika ve düşünülmüş bir ziyaret yeri. Daha önce Çatalhöyük Karşılama Merkezine de gitmiştim. Orada da dijital anlatımlar vardı. Tanıtım için çok güzel bir şey. Bu tür müzeler Konya’da çok fazla var. Daha da artmasını tabi isteriz” şeklinde konuştu.
"MÜZEDE YER ALAN DİJİTAL EKRANDAKİ ANLATIMLAR, GELEN ZİYARETÇİLERİN HER ŞEYİ KOLAYCA ANLAMASINI SAĞLIYOR"
Taş Bina’yı ilk defa ziyaret ettiğini ve çok beğendiğini ifade eden Ayşe Kıreli de şunları dile getirdi: “Her şeyiyle tarihimizi çok güzel tanıtmışlar. Çok hoşuma gitti. Burada büyük emekler var. Aslında şehrimizin her yeri mükemmel de vakit bulup gezemiyoruz Konyalılar olarak. Taş Bina’da Konya’nın tüm güzellikleri toplanmış. Alaaddin Cami’nden Eşrefoğlu Cami’ne kadar tanıtımlar bulunuyor. Burada her kapıyı açtığınızda güzel şeylerle karşılaşıyorsunuz. Taş Bina, Konya’ya gelen misafirleri gezdirmeye yeterli olur. Özellikle müzede yer alan dijital ekrandaki anlatımlar, gelen ziyaretçilerin her şeyi kolayca anlamasını sağlıyor. Hatta ekranlar dokunmatik. Rahatlıkla istediğinize bakabiliyorsunuz.”
-Tuba Kaya