Türkiye'nin Hububat Karnesi Ortaya Çıktı! 2 Üründe Lider!

Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, Türkiye'deki hububat ekimi, hasat durumu ve üretimle ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. 2025 yılı hububat ekimlerinin neredeyse tamamlandığı bu dönemde bazı bölgelerde yağış yetersizliği yaşandığını belirten Taşpınar, genel olarak rekoltenin çiftçilerin ve piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olacağını belirtti.

EKİLİ ALANLARDA SORUN YOK

İç Anadolu Bölgesi'nde şu ana kadar düzenli yağışların devam ettiğini ve bu durumun herhangi bir soruna yol açmadığını ifade eden Taşpınar, şunları söyledi: "Hububat ekimi geçen yıl Ekim ayında başladı ve Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz bölgelerinde sona erdi. İç Anadolu'da yulaf, yazlık arpa ve buğday ekimi Şubat ve Mart aylarında yapılabilir. Ancak Türkiye genelinde ekim dönemi sona erdi. İç Anadolu'da şu ana kadar aşırı yağış veya suya ihtiyaç duyulmadı. Yağmurlarla birlikte çıkışlar düzenli olarak sağlandı. Kar ve yağmur yağışlarıyla da bu noktaya gelindi. Şu anda herhangi bir sıkıntı yok. Kuraklıktan yanan veya sulanamayan bir alan bulunmuyor. Mart ayındaki yağışlarla birlikte birçok bölgede verim artışı bekleniyor. İç Anadolu'da Nisan ve Mayıs aylarında düzenli yağışlar devam ederse herhangi bir sorun yaşanmaz."

TÜRKİYE'NİN BUĞDAY İHTİYACI KARŞILANIR

Hasat sonunda elde edilecek arpa ve buğday miktarlarının beklentileri karşılayacağını belirten Taşpınar, Türkiye'nin yıllık buğday ihtiyacının 20 milyon ton olduğunu ve bu miktarın genellikle karşılandığını vurguladı. Yağışların yetersiz kalması durumunda bile 16-17 milyon ton civarında rekolte elde edilebileceğini, düzenli yağış ve uygun iklim koşullarında ise 22-23 milyon tona kadar çıkılabileceğini ifade etti. Taşpınar, Ulusal Hububat Konseyi'nin Nisan ve Mayıs aylarındaki yağış durumu, bölge sıcaklığı ve ekim alanlarını dikkate alarak rekolte tahminleri yaptığını ve bu tahminlerin %90 oranında gerçekleştiğini belirtti.

2 ÜRÜNDE LİDER

Türkiye'nin un, makarna, bulgur ve bisküvi gibi hububat bazlı ürünlerin ihracatında dünya çapında önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Taşpınar, özellikle un ve makarna sektörlerinin öne çıktığını söyledi. Türkiye'nin dünya buğday unu ihracatında yüzde 22 payla birinci, makarna ihracatında yüzde 13 payla ikinci sırada yer aldığını, bisküvi ihracatında ise yaklaşık 200 bin ton ile dünyada beşinci sırada olduğunu ifade etti. Bulgur ihracatında ise 255 bin ton ile birinci sırada yer aldığını vurguladı. İhraç edilen ürünlerin hammaddelerinin genellikle ithalat yoluyla karşılandığını belirten Taşpınar, Türkiye'nin uygun hammadde temin ederek işleyip mamul olarak ihraç etme potansiyelinin yüksek olduğunu dile getirdi. 2024 yılında dış ticaret fazlası verildiğini ve ithalata ödenen 1,18 milyar dolar karşılığında 4,2 milyar dolarlık ihracat geliri elde edildiğini belirtti. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) aldığı önlemler sayesinde buğday ithalatının durdurulduğunu kaydeden Taşpınar bu durumun iç piyasanın düzenlenmesine olumlu katkı sağladığını sözlerine ekledi.