Alo Fetva'da Fazla Mesai
•Gülşen ÇOPUR
2012 yılında oluşturulan Konya İl Müftülüğü Alo Fetva Hattı’na özellikle Ramazan ayında ilgi yoğun oluyor. Vatandaşlar akıllarına takılan bütün soruları Alo 190 Fetva Hattı’na danışabiliyorlar. Ramazan’da soru miktarının artması sebebiyle haftanın altı günü yaptıkları çalışmaya, pazarı da dahil ederek yedi güne çıkardıklarını ifade eden Konya İl Müftü Yardımcısı Abdullah Yalman, “Eskiden insanlarımız zaten Müftülüklerin normal santrallerini arayarak sorularını soruyorlardı. 2012’de Diyanet İşleri Başkanlığı Alo 190 Fetva Hattı’nı kurdu. Bu zamanla gelişti. Hat kurulduktan sonra her ilde Alo Fetva Hattı oldu. Son iki yıldır ve özellikle bu sene daha bir gelişti. Şubat ayından itibaren bölgesel santraller oluşturuldu. Mesela Konya’dan birisi Alo 190’ı arıyor. Burada bizim dört tane santralimiz var. Dördü de doluysa bölgesel santraller aracılığıyla Karaman’a yönlendiriliyor. Orası doluysa Niğde’ye bağlanılıyor. Dolayısıyla Alo 190’ı arayanlar alt yapıdan kaynaklı bir sıkıntı olmadığı müddetçe cevapsız kalmıyorlar. Haftanın altı günü sabah 08.00’den akşam 22.00’a kadar Alo Fetva hattımız çalışır. Şu anda da 7 gün boyunca Pazar gün de dahil olmak üzere Alo Fetva nöbeti devam ediyor. Bizim Konya İl Müftülüğü olarak her gün dört erkek dört bayan hocamız sadece Alo Fetva’ya cevap veriyor. Onun yanında 4 hocamız da Müftülüğümüzde yüz yüze soruları yanıtlarlar. Bir de hattımızı arayan kişiyi santralimiz kadın fetva hattını isterse kadına yönlendiriyor. Bu da sormak istedikleri soruları hanım kardeşlerimizin rahat sorabilmesi açısından güzel bir uygulama diye düşünüyoruz” dedi.
Günde 600 civarı soru
İnsanların teveccühünden mutluluk duyduklarını ifade eden Yalman, “Bu yıl Alo Fetva Hattı’na günde 400 civarı soru geliyor. Yüz yüze olarak da yine günde 150-200 civarında soru alıyoruz. Dolayısıyla günde 600 soruya yakın cevap veriliyor. Aslında insanlarımızın her geçen yıl hattımıza olan ilgilerinin artmasının önemli bir sebebi, insanların Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza, müftülüklerimize, hocalarımıza olan güveninden kaynaklı. İnsanlar doğru bilgiyi, sahih dini bilgiyi en sağlam fetvayı buradan alacaklarını bildiklerinden dolayı bize müracaat ediyorlar. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan insanlar için üst fetva makamı Din İşleri Yüksek Kurulu’dur. İnsanlar da bunun farkına vardıkları için buraya yönleniyorlar. İnsanların teveccühünden dolayı mutluyuz” ifadelerini kullandı.
En çok zekat konusu gündemde
Alo Fetva Hattı’na en çok sorulan sorulardan da bahseden Yalman, “Tabi Ramazan dışındaki günlerde genelde abdest ve namaz konuları çok fazla soruluyor. Ramazan geldiği zaman tabi en başta oruç ile alakalı sorular gelirken, onun yanında bu sene oruçla zekatın soruları Ramazan’da neredeyse başa baş gidiyor. Zekat, fidye ve fitre sorularının bu Ramazan çok geldiğini arkadaşlarımızdan öğreniyoruz. Bunun artmış olması da bize insanlarımızın zekat ve öşür gibi konularda hassasiyetinin olduğunu ve bunun Ramazan’da daha da arttığını gösteriyor. Bu da sevindirici bir durum. Bir açıdan da yaptıkları ibadetin tam manasıyla doğru olduğunu hissetmek adına titiz davranıyorlar. Ve zekatın bir borç olduğunun farkındalar. Mesela bizi en çok gülümseten sorulardan birisi bir öğrenci kardeşimizden geldi. Üniversite öğrencisi olduğunu söyleyen genç kardeşimiz, ‘Hocam ben üç beş yerden burs alıyorum bana zekat düşer mi’ diye sordu. Bu çok güzel bir hassasiyet elbette. ‘Duayla kader değişir mi? Ruh bedenden çıktığı halde neden beden yıkanır? Ben asgari ücret alıyorum bana da zekat düşer mi?’ gibi sorularda geliyor. Tabi ki bu asgari ücret konusunun cevabını da verelim. Zekatta kişilerin maaşlarına değil mal varlığına bakılır. Asgari ücretle geçiniyor olsa bile eğer 80. 18 gram altın değerinde mal varlığı varsa o zekat vermekle sorumludur. Yine zekatla ilgili son günlerde en çok sorulan sorulardan birisi, ‘Torunuma zekat verebilir miyim’ oluyor. Bunu sormalarının sebebi de sanırım zekatları en yakınlarına vererek başlayın dememizden kaynaklı. En yakın torunu olduğunu düşündüğü için soruyorlar. Ama tabi ki veremeyeceğini söylüyoruz. Eşine, torununa, çocuğuna, babasına, dedesine zekat verilemez. Çünkü biz onlara bakmaklar mükellefiz. Ama kardeşine, damadına, gelinine, kayınpederine, kayınvalidesine eğer fakirse zekat verilebilir” diye konuştu.
Nakit vermek eftaldir
Zekatı insanların özellikle Ramazana denk getirmesinin çok ince bir davranış olduğuna dikkat çeken Yalman, “Ramazan’da yapılan ibadet ve hayır hasenatın normal günlerden daha çok sevap olduğunu bilen Müslüman kardeşlerimiz böyle yapmayı tercih ediyorlar. Bu doğru ve ince bir düşünce. Fakat ihmal edilmemesi gereken bir şey, fakirin ihtiyacı 35 gün devam eder. Sadece Ramazan’a has kılmamak lazım. O yüzden biz zekatla mükellef olan kardeşlerimize zekatlarınızı taksitle ödeyebilirsiniz diyoruz. Yıl boyunca her aya bölebilirler. Bir de zekatı nakit olarak vermek en eftal yoldur. Ramazan paketleri gibi birçok sınırlandırılmış yol oluyor. Biz bunları çok tavsiye etmiyoruz. Zekatı nakit olarak verelim ki alacak olan fakir neye ihtiyacı varsa ona harcasın. Belki elektrik faturasını ödeyecek ya da çocuğunun kırtasiye parasını ödeyecek. Yani vereceğiniz kişinin bir giyime ya da bir gıdaya ihtiyacı olduğunu tam olarak biliyorsan o alınabilir. Yine gıda işiyle tuhafiye işiyle uğraşanlar da gıda ve tuhafiye gibi şeylerle ödeyebilirler. Ama biz olabildiğince nakit olarak ödenmesini tavsiye ediyoruz” dedi.