2. GASTROFEST, DAMAKLARI TATLANDIRMAYA GELİYOR

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin şehrin zengin mutfak kültürünü tanıtmak amacıyla düzenlediği ve geleneksel hale getirmek için çaba gösterdiği Konya Gastro Fest’in 2.’si 1-4 Eylül tarihlerinde Kalehan Ecdat Bahçesinde yapılacak. Tanınmış şeflerin gastro showlar ile renk katacağı festivalde paneller, workshoplar ve yarışmalarla misafirler eşsiz bir deneyim yaşayacak.

KONYA YEMEKLERİ TANITILIYOR

Geçen yıl Kalehan Ecdat Bahçesi’nde “Benim Şehrimde Yemek Bir Medeniyettir” sloganıyla ilk kez gerçekleştirilen Konya GastroFest’te, 4 gün boyunca Konya’nın ve ilçelerinin nefis yöresel yemekleri, tatlıları ve mutfak zenginliği yurtiçinden ve yurtdışından festivale katılan on binlerce lezzet tutkunuyla buluşmuştu. Uluslararası festivalde, Konya mutfağının görsel bir şöleni aratmayan etkinliğin ilkinde; etliekmek, bamya çorbası, fırın kebabı, tiridi, düğün pilavı, sac arası, höşmerim tatlısı ve saray mutfağının yüzlerce çeşit tatları tanıtılmıştı. Profesyonel aşçıların hünerlerini gösterdiği festivalde, halk arasında yapılan yarışmalarda da aşçılar jüri olup yarışmacılara not vermişlerdi.

GEÇEN YIL 250 BİNDEN

KİŞİ KATILMIŞTI

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya Gastronomi Festivali hakkında yaptığı konuşmada; “Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz festivalde Konyalıların ilgisi bizi bu çok mutlu etti. Beklediğimizin çok üzerinde bir ilgi oldu. Stant açan belediyelerimize, esnafımıza ve tüm ziyaretçilerimize teşekkür ediyorum. Geçen sene 3 günde 250 binden fazla insanımızı ağırladık. Böylece Konya’nın gastronomiye ilgisinin ne kadar fazla olduğunu görmüş olduk. Bu yılda yemek kültürümüzü tüm Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz” dedi.

KONYA BİRÇOK MEDENİYETE

EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTIR

Konya’nın Çatalhöyük ile başlayan yolculuğundan sonra birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını ve her dönemin en önemli şehirlerinden birisi olmayı başardığını anlatan Başkan Altay, “Ecdadımız Orta Asya’dan başlayan yolculuğunda Anadolu’yu bir ev olarak kendine yurt edindiğinde Konya’yı da başkent ilan etmiş. Orta Asya’dan başlayan yolculuğunda orada yüzyıllardır elde ettiği medeniyeti, mutfak kültürünü yolda harmanlayarak ve coğrafyada bulduklarıyla pişirerek, buna da saray kültürünü katarak ortaya bir medeniyet sunmuş. Biz de bu medeniyeti yaşatmak için çaba sarf ediyoruz. Yemek kültürü, sadece damaklarımıza hitap eden bir kültürden ziyade Selçuklu ve Osmanlı medeniyetimizin tüm esintilerini, o dönemde yaşamış ecdadımızın bilgi ve birikimlerini, acılarını ve umutlarını ateşle harmanlayarak günümüze ulaştırması bakımından anlamlıdır. Ocaklarda pişen ateşle sadece yemeklerimiz kaynamıyor, hamurumuz pişmiyor; aynı zamanda o yemeğin bizlere sunduğu kadim tarih, her ocakta yeniden doğuyor ve yeniden bizlerle buluşuyor.” diye konuştu. •Halil Yılmazer