Kök hücre bağışıyla iyiliğe davet

Kök hücre bağışıyla iyiliğe davet
Dünya Kemik İliği Bağışçıları Günü sonrası önemli veriler paylaşan Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Füsun Gediz, 84 milyonluk nüfusa sahip Türkiye’de yaklaşık 1 milyon gönüllü donörün olduğunu belirtti.

İEÜ Medical Point Hastanesinden Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Füsun Gediz, 16 Eylül Dünya Kemik İliği Bağışçıları Günü sonrası önemli açıklamalarda bulundu. 84 milyonluk nüfusa sahip Türkiye’de, Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezine (TÜRKÖK) kayıtlı yaklaşık 1 milyon gönüllü donör olduğunu belirten Prof. Dr. Füsun Gediz, “Nüfusu 84 milyon olan ve genç nüfusun daha yoğun olduğu ülkemizde, bu rakam beklenenin çok altındadır. Donör adayı olabilecek tüm bireylere, bir hastanın hayata tutunma umudu olabileceklerini hatırlatmak isterim” diye konuştu.

KEMİK İLİĞİ NAKLİ
Kemik iliği nakli hakkında bilgi veren Prof. Dr. Gediz, “Kemik iliği nakli olarak bildiğimiz tedavi, aslında günümüzde de yaygın olarak kullanılan adı ile hematopoetik kök hücre naklidir. Kök hücreler, belli hücrelere dönüşebilen ve kendini yenileme yeteneği olan hücrelerdir. Başta lösemi olmak üzere birçok hematolojik ve hematolojik olmayan hastalıkta ve kemik iliği yetmezliğine yol açan durumlarda uygulanır. Kök hücre nakli için ‘HLA’ olarak adlandırılan doku grubu antijenlerinin uyumuna bakılır. Nakil planlanan bir hasta için öncelikle kişinin kardeşleri HLA uyumu açısından taranır. Aile içi donör bulunamaz ise akraba olmayan kişiler arasında donör taraması yapılır. Eşleşme olması durumunda vericiye ulaşılarak kısa bir sürede vericinin tetkikleri ve doku duyumu kontrol edilerek işlem hazırlığına başlanır. Yapılan işlem dolaşımdaki kök hücrenin damar yolu aferez cihazı vücuttan ayrıştırılarak toplanması işlemidir. Elde edilen kök hücre yine damar yolu ile alıcıya verilir” açıklamasında bulundu.

“Donörün vazgeçmesi, hayal kırıklığına ve bazen telafisi mümkün olmayan durumlara yol açmaktadır”
18-50 yaş aralığındaki kan bağışı yapabilen sağlıklı kişilerin, kök hücre bağışçısı da olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Füsun Gediz, “Bu tamamen gönüllülük esasına dayanır. Gönüllülerin Kızılay kan merkezlerine vereceği 3 tüp kan ile bağışçı olmaya engel bir durumları olup olmadığı tetkik edilir, engel bir durum yoksa sağlıklı bireylerden alınan bu örneklerde doku tipi tayini yapılır. Sonuçlar TÜRKÖK Doku Tiplendirme Laboratuvarı’na ve Kemik İliği Bankası’na aktarılır. Ne yazık ki tüm bu işlemlerden sonra Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Bilgilendirme ve Onay Formu’nu doldurup imzalayarak resmi olarak bağışçı olan gönüllüler, işlem aşamasına geldiğinde kök hücre vermekten vazgeçebilmektedir. Bu, tedavi için bekleyen hastalarda büyük bir hayal kırıklığına ve bazen telafisi mümkün olmayan durumlara yol açmaktadır. Bağışçı olacak kişilerin, bu konuda daha duyarlı davranması gerekmektedir. Özellikle verici olma aşamasında gerekli bilgilendirmenin yapılması ve donörün bilinçlendirilmesinin, vericinin sorularına aydınlatıcı cevap verilmesinin bu olayların önlenmesine katkıda bulunabileceğini düşünmekteyim” ifadelerini kullandı.

Kaynak:İHA