Ailelerin Umudu: Tüp Bebek
Konya’da 41 yıldır doktorluk yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Tüp Bebek Uzmanı Operatör Doktor Mustafa Ulusoy tüp bebek hakkında tüm bilinmeyenleri Konya’nın Sesi Gazetesi’ne anlattı.
Tüp bebek operasyonlarının genellikle gebeliği öteleyen adaylara yapıldığını söyleyen Mustafa Ulusoy, “Şimdi tüp bebek için öncelikle söyleyeceğim iki cümle var. Birincisi keşke tüp bebeğe hiç gerek kalmasa ikincisi de iyi ki tüp bebek var. Yani çok birçok ailenin umudu ve mutluluğunun kaynağı oluyor. Tüp bebek dünyada ilk kullanmaya başladığı zaman, tedavi platformuna çıktığında sadece tüpleri kapalı olan hastalar için bir tedaviydi şu anda bizim tüp bebek kliniklerinin hasta portföyünün en büyük kısmını sosyal, ekonomik, kültürel nedenlerle gebeliği öteleyen anne adaylarından oluşuyor. Kadınların bir doğurganlık yaşı vardır. Bu yaş 17’de başlar ve 45'te biter. En üstte tepe noktası 23 ve 26 yaş arasıdır bu yaşlardan sonra yavaş yavaş azalıyor” dedi.
GEBELİĞİ ERTELEMEYİN
Herhangi bir nedenden dolayı gebeliğin ertelenmemesi gerektiğini söyleyen Ulusoy, “Burada iki tane kritik eşik var hastanın biri 30 yaşından sonra gebelik oranlarının azalmaya başladığı diğeri de 34 yaşında daha hızla azaldığı. 34 yaşından kademe kademe aşılama veya yumurtalıkları uyarma gibi tedavi yapmak doğru değil direkt tüp bebeğe göndermek gerekir. Şu an tüp bebek için en çok ileri yaş anne adayları geliyor. Ben evlenenlere hep şunu söylüyorum asla ekonomik ve başka nedenlerle gebeliğinizin ertelemeyin. Arabanızı almayı erteleyebilirsiniz, televizyonunuzu değiştirmeyi erteleyebilirsiniz, ev almayı istemeyebilirsiniz ama önce bir çocuğunuz olsun ve sizinle büyüsün. Aksi takdirde ileriye bıraktığınızda gebelik zorlaşıyor” şeklinde konuştu.
TÜP BEBEK OPERASYONU NASIL YAPILIYOR
Tüp bebek operasyonlarını ana hatlarıyla anlatan Mustafa Ulusoy, “İlk olarak yumurtalıkları ilaç vererek uyarıyoruz. Birden fazla yumurta elde etmeye çalışıyoruz. Bunu belli tekniklerle iğneyle girip karın içinden alıyoruz. Karın içinde olan dölleme işlemini kendi eşinin spermi ile dışarıda döndürüyoruz. Canlandığını gördüğümüz hasta embriyoların da üç ile beşinci gün arasında anne rahmine yerleştiriyoruz. Tüp bebek ana hatlarıyla bu kadar. Tüp bebekte 1 kural vardır. Ya vardır ya yoktur, Yarısı yoktur. Bir hastayı ameliyat edersiniz. Ağrıları vardır, kanaması vardır, ameliyat edersiniz, kanamaları geçer, ağrısı var hadi öyle idare et diyebilirsiniz. Biraz ağrılarına ilaç verirsiniz ama tüp bebekte öyle değil. Ya gebedir buradan çocukla çıkar ya da olmamıştır. Onun için de bunun çok zor, iki taraf için de zor. Bu işin stres katsayısı ölümdür. Kitaplar aynen böyle yazar. Ölümcül kanser hastasıyla eşdeğerdir. Sadece hasta için değil, doktor için de böyle. Yeri geliyor hasta hamile kaldığı için burada beraber mutlu oluyorsun ama gebe kalamayan da oturup ağlıyorsun” ifadelerini kullandı.
TÜP BEBEKTE DÜŞÜK RİSKİ HASTAYA BAĞLI
Yapılan tüp bebek operasyonlarında düşüklerin hastalara bağlı olduğunu söyleyen Mustafa Ulusoy, “Düşük riski tüp bebekle ilgili değil, hasta portföyü ile ilgili. Yani tüp bebek hastaları genellikle rahimde miyomlar vardır. Onları almışsınız, ameliyat etmişimdir. Yaşı ileridir, rahim içi ameliyatlar geçirmiştir. Elbette bunlarda düşük riski yüksektir ama 20 yaşında sperm faktörü nedeniyle tüp bebek yapılan hastada bir risk yok” şeklinde konuştu.
TÜP BEBEKTE SEZARYEN ŞART DEĞİL
Tüp bebek doğumlarında sezaryenin şart olmadığını söyleyen Ulusoy, “Tüp bebekte sezaryen diye bir şart yok tabii ama genellikle sezaryen oluyor. Riskli olduğu durumlarda sezaryen öneriyoruz. Örneğin 35 yaşında gebe kalmışsa bunu biz sezaryene alıyoruz veya rahimde miyomlar varmış onu almışsın ameliyat etmişsin ondan sonra sezaryene alıyoruz. Histeroskopi yapmışsın rahim içini düzeltmiş şimdi bunu alıyoruz fakat 25 yaşında gebe kalmış tek gebelik günü gelmiş o zaman normal doğum yapılabilir” şeklinde açıkladı.
-Buse Aşcı