Miyasenur Atcı Duysak

Miyasenur Atcı Duysak

Psikogenetik Model Nedir?

Psikogenetik model anne baba arasındaki ilişkinin bireylerin ilişkilerine nasıl damga vurduğu ve nasıl bir iz bıraktığı ile ilgilidir. Nasıl ki Türkçe konuşmak ebeveynlerden ya da ailedeki diğer üyeler tarafından öğreniliyorsa, bireylerin nasıl ilişki kuracağı, ilişkide nelere önem vereceği, kendilerine eş/sevgili seçerken nelerin önemli olduğunu, hangi tepkileri göstereceğini ve bunlar gibi ilişkilerle ilgili pek çok konu ailelerden öğrenilmektedir.

Nasıl ki konuşmayı taklit ederek ve tekrarlar yoluyla öğreniyorsak ilişkilerle ilgili bilgileri de bu yollarla öğrenir ve öğrendikten sonra da aynı şekilde uygulamaya başlarız. Yine aynı Türkçe konuşmayı öğrenirken olduğu gibi neden o objeye öyle bir isim verildiğini, neden fiillerin ve zamirlerin böyle oluşturulduğunu vb. düşünmeden, sorgulamadan olduğu gibi ezberlersek anne-babamızın ilişkilerle ilgili bize yaşayarak, söyleyerek, davranarak ya da göstererek öğrettiklerini de sorgulamadan, düşünmeden ezberleriz. Ezberlediğimiz için de bunları önceleri beynimizde bilinçli olarak kaydetsek de zamanla bunları fark etmeden uyguladığımız için bilinçdışımızda depolarız.

Psikogenetik model, anne ve babamız arasındaki ilişkinin ilişkilerimize nasıl yansıdığını ve bu yansımalar sonucunda bırakılan kalıcı iz ile ilgilidir. Bu modele göre, anne ve babamızın ya da anne babamız dışındaki büyütenlerimizin davranışları, alışkanlıkları ve ilişki tarzları bilinç dışımızda yer almaktadır. Dolayısıyla psikogenetik model bu bilinçdışı örüntülerin incelenmemesini, bilince çıkarılmasını ve değiştirilmesini amaçlayan bir modeldir.

Anne ve babalarımızdan miras olarak aldığımız bu alışkanlıkların davranış olarak bir yansıması olduğu gibi aynı zamanda psikolojik olarakta bir yansıması mevcuttur. Bu psikolojik miras aynı zamanda ruh sağlığımızı da etkilemektedir. Psikolojik yaklaşımlar özellikle de Geştalt yaklaşımı insanı çevresi ile bir bütün olarak ele almakta ve kişinin çevresi arasındaki uyumsuzlukların psikolojik sağlığın bozulmasında çok önemli bir etkiye sahip olduğunu vurgulamaktadır.

Diğer yandan her ne kadar bu miras bize klasik anlamda “genetik” olarak yani anne-babamızın genleri yoluyla geçmesede, bize farklı şekillerde geçmektedir. Biyolojik anlamda gen; “ebeveynlerden çocuklarına geçen belirli bir karakteristiği taşıyan biyolojik birim” olarak tanımlanmaktadır. Bunu psikolojik anlamda söyleyecek olursak yani psikogenetik bakış açısıyla tanımlayacak olursak, psikogenetik gen “ebeveynlerden çocuklarına geçen ilişkiyle ilgili özellikleri taşıyan psikolojik birim” dir. Dolayısıyla psikogenetik model ebeveynler tarafından çocuklara geçirilen bilinçdışı ilişki örüntülerini kapsamaktadır. Psikogenetik model bu bilinçdışı örüntülerin incelenmesini, bilince çıkarılmasını ve değiştirilmesini amaçlar. İlişkilerde yer alan mutluluk ve mutsuzluk duyguları aslında kader değildir. Bu duyguların psikogenetik modelle ve bu modelde yer alan davranış kalıplarıyla da doğrudan bağlantısı vardır.

Sağlıklı bir ilişki ve mutlu bir birliktelik için hiçbir şey geç değildir. Bu yüzden ilişkilerde karşıdaki kişiyi değiştirmek ve anne ve babaların suçlanması işe yarayan bir durum değildir. Mutlu ve sağlıklı bir iletişimin en temel basamağı psikogenetik modelde içselleştirilen duygu ve düşünceleri değiştirmek ve yeni davranış repertuarları oluşturarak onları uygulamaya geçmektir. Sonuç olarak anne ve babalarımızın ilişki modellerini değiştiremeyiz ancak farklı davranışlar öğrenerek çevremize ve kendimize yeni modeller sunabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Miyasenur Atcı Duysak Arşivi