İnsan bazen en sevdiğine küser. Çünkü bazı kötülükleri bir tek ondan beklemez. Yakınlarımızdan gördüğümüz olumsuz davranışlar, kalbimizde derin yaralar açabilir. Onları suçlar, onlardan uzaklaşmak isteriz.

Ancak bu sırada gözden kaçırdığımız çok önemli bir detay vardır: Hayat, beklenmedik sürprizlerle doludur. Bir an önce sevdiklerimizin kollarından koparılabilir ve geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmalarına şahit olabiliriz.

Belki bir saniye sonra sevdiğimiz insanlar yanımızda olmayabilir. Hayatın en soğuk yüzü ölüm gelip onu senden koparabilir. Bu acı gerçek, bazen hayatın akışına o kadar dalıp gidiyoruz ki, zihnimizin en ücra köşelerine sıkıştırıyoruz.

Oysa ölüm, hayatın kaçınılmaz bir parçası. Bugün yanımızda olanlar, yarın olmayabilir. Bu düşünce, kalbimizi burkarken aynı zamanda da bize çok önemli bir ders veriyor: Hayat kısa, ve sevdiklerimizle geçirdiğimiz zaman çok değerli.

Bu yüzden hayatımız boyunca en çok sevdiklerimize sarılmalıyız. Küçük tartışmalar, kırgınlıklar, hayatın akışı içinde eriyip gitmesi gereken şeyler. Önemli olan, sevdiklerimizin değerini bilmek ve onlara sık sık sarılmak.

Bir dokunuş, bir bakış, bazen binlerce kelimeye bedeldir. Sarılmak, sadece fiziksel bir temas değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurmanın en güzel yollarından biridir. Sevdiklerimize sarıldığımızda, onlara "Seni seviyorum" demekten çok daha fazlasını ifade ederiz.

Onlara güvendiğimizi, onlara değer verdiğimizi ve onlarla birlikte olmak istediğimizi söyleriz.

Hayat, bazen beklenmedik sürprizlerle dolu olsa da, sevginin gücü her zaman her şeyi aşar. Sevdiklerimize sıkı sıkı sarılalım, onlarla kaliteli zaman geçirmeye özen gösterelim ve onlara olan sevgimizi her fırsatta ifade edelim.

Çünkü hayat, bir kez yaşanıyor ve bu yaşamı sevdiklerimizle paylaşmak, en büyük mutluluklardan biri. Unutmayalım ki, en güzel anılar, sevdiklerimizle paylaşılan anılardır.