İsmehan Tüfekçi
Her zaman mutluluğa ulaşabiliyor muyuz?
Merhabalar kıymetli dostlarım,
Hayatta her istediğimize ulaşabiliyor muyuz? Ben böyle olduğunu düşünmüyorum. Hayat, maalesef bu konuda çokta cömert davranmıyor. Dilediğiniz kadar çalışın, gayret edin, çok isteyin bazen dilediğiniz başarılara ve istediğiniz o mutluluğa ulaşamıyorsunuz. Bu durum bazen bizi hayatta soğutabilir. Bazen daha da hayata karşı perçinleyebilir. Nasıl bir yol izleyeceğinizi çok iyi karar vermeniz gerekiyor. Yazımı sevdiğim bir yazı ile sonlandırmak isterim.
"Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını gizleyemez. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz." dediği o güzelim balonların adamı nasıl havaya kaldırmadığıdır. Baloncu dinlenmek için durakladığında o da durur ve sonra yine takibe koyulurdu.
Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaşır ve bütün cesaretini toplayarak:
—Baloncu amca, biliyor musun benim hiç balonum olmadı, der
Adam çocuğu söyle bir süzdükten sonra:
—Paran var mı? Sen onu söyle, der.
Çocuk:
—Bayramda vardı, önümüzdeki bayram yine olacak, der.
Adam:
—Öyleyse bayramda gel, acelem yok, ben beklerim, der.
Çocuk sessizce geri döner. O ana kadar balonlardan ayırmadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştır. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktığında, gördüklerine inanamaz. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştır.
Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona doğru dönerek:
—Küçük, diye seslenir. “Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.” der.
Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından alır. Koşarak ağacın altına doğru yönelir ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başlar. Hedefine adım adım yaklaşırken duyduğu heyecan, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmez. Sincap çevikliğiyle balonlara ulaştığında bir müddet onları seyreder ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıtır. Ancak balonlardan birisi iyice sıkıştığından diğerlerinden ayrılmış ve ağaçta kalmıştı.
Çocuk onu kurtarmaya kalkışsa, dikenlerden patlayacağını çok iyi biliyordu. İster istemez balonu yerinde bırakıp aşağıya iner ve adam dönerek:
—Birini bana verecektiniz, hangisi o?, der
Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra:
—Seninki ağaçta kaldı evlat, istersen çık al, der
Çocuk bu sefer ayakta bile duramaz. Kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak:
—"Olsun" diye mırıldanır.
—"Olsun. Ağacın üzerinde kalsa da, bir balonum var ya artık...” der.
Evet, dostlar, bazen çok istesek de hayatta bazı şeyleri elde edemeyiz. Bu durumda hayata küsmemeliyiz. Daha çok çabalayıp elimizdekilerle mutlu olup değerini bilmeliyiz"