Miyasenur Atcı Duysak

Miyasenur Atcı Duysak

Boşanmış Ailelerin Çocuklarında Görülen Sorunlar

İletişimin ve duygusallığın yoğun olarak yaşandığı, fizyolojik, psikolojik ve sosyal gelişime ait bilgilerin ilk olarak öğrenildiği yer olan aile, bireyin ilk sosyal çevresidir. Aile, çocuğun sosyalleşme süreciyle üyesi olduğu topluma ait tutum, düşünce ve davranışları öğrendiği ve hayata dair en önemli deneyimleri elde ettiği temel sosyal bir birimdir. Ancak boşanma ya da eşlerden birinin evi terk etmesi sonucu aileyle tamamen ya da bir süreliğine bağların kopması gibi durumlar sosyalleşme sürecini kesintiye uğratan etmenlerdir. Boşanma, vefat, terk etme gibi nedenlerden dolayı aile birliğinin temellerinin sarsılması hem tek ebeveyn hem de çocuklar için sosyal, psikolojik travmalar oluşturur Diğer eşin desteği olmadan ailenin sorumluluklarını üstlenmesi nedeniyle tek ebeveynli ailelerde kendisini bunalmış hisseden ebeveyn, yoğun stresle karşı karşıya kalabilmektedir

Ailenin parçalanması çocukta ruhsal travmalara ve çeşitli sosyal sorunlara, başka bir ifadeyle bazı uyum bozukluklarına ve suçlu davranışlara yönelmeye neden olabilmektedir. Çocuğun boşanmadan etkilenme düzeyi, büyük ölçüde anne-babanın aile kurumuna ve özellikle çocuklarına verdikleri değere ve yaklaşıma, çocuğun yaşına, eşlerin sosyo-ekonomik ve kültürel koşullarına bağlı olsa da, bazı çocuklarda dikkat çekici bir takım etkiler bıraktığı da bilinmektedir. Bu durum çocuklarda içe kapanma, şaşkınlık ve şüphecilik olarak belirtilebilir. Kimi çocuklar bu sorunları kısa sürede atlatırken kimileri, uzun yıllar süren psiko-sosyal sıkıntılar yaşayabilmektedir. Anne-babanın boşanması durumunda çocuklarda benlik kavramının ve okul başarısının olumsuz yönde etkileneceği, ayrıca arkadaş grubundan soyutlanma ve yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilecek olan bir takım ruhsal sorunların zemininin ise bu süreçte oluşabileceğidir. Boşanma sürecinde çocuğun maruz kaldığı olaylar, düşünce sistemini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu dönemde çocuğun maruz kaldığı yaşantılar ve düşünce sistemindeki değişmeler, depresif duygularını ve akılcı olmayan inançlarını artırabilmektedir. Gelişim dönemlerinden biri olan ergenlik evresinin taşıdığı özelliklerin başlı başına sosyal uyumu geciktireceği, özgüven eksikliği gibi bazı psikolojik sorunlara zemin hazırlayacağı ve desteklenmemesi durumunda depresyona neden olabileceği yapılan araştırmalarca belirlenmiştir.

Çocuk, ergenlik döneminde boşanma durumunu her yönüyle bilir. Geleceği ile ilgili kaygılı bir dönem içerisinde olan çocuğun boşanma ile yüzleşmesi sonucu kaygıları daha da artabilir. Olaya iki taraf açısından da bakabilen çocuk aile içerisindeki sorumlulukların dağılımı ile ilgilenmek ister. Bazen de boşanma ile başa çıkamayarak erken yaşta riskli cinsel ilişkiler yaşayabilir, sigara veya madde kullanabilir. Okulda derslere odaklanamama, kayıp ve öfke duyguları yaşama, gelecekte ebeveynlerinin yaptığı hataları yapma endişesine kapılarak ebeveynlerinin hatalarını tekrarlamaktan korkma gibi sorunlar en sık karşılaşılan problemler arasındadır. Çocuklarda boşanma sürecinde görülen kaygı, öfke, yaşam doyumu, yalnızlık gibi etkenler ruhsal sorunları da beraberinde getirmektedir. Sosyal problemler arasında başkaları ile ilişki kuramama, çekingenlik, içe dönüklük, sosyal fobi ve düşük öz saygı bulunur. Sosyal ortamlarda kendisini geriye çekmeyi tercih eden çocuk sosyalleşme konusunda problem yaşayabileceği için depresif ve anksiyete problemleri ile karşı karşıya kalabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Miyasenur Atcı Duysak Arşivi