Şalvar Konyalı kadınların vazgeçilmeziydi!

Şalvar Konyalı kadınların vazgeçilmeziydi!
 Muhabir
Konya’da yaşayan kadınların geçmişte ve günümüzde şalvarı hep hayatlarında bulundurduklarını söyleyen Prof. Dr. Nurgül Kılınç, şalvarların yaşanılan yöreye göre farklılık gösterdiğini ifade etti

Konyalı kadınların geçmişten günümüze giyim ve kuşamları köklü mirasın en önemli kalıntılarından sayılıyor. Geçmiş dönemlere ait geleneksel kıyafetler günümüzde bazı Konya’nın bazı mahallerinde yaşatılmaya çalışılsa da şehir merkezinde modern yaşamın zorunluluklarının getirdiği bir dönüşüm söz konusu.

Konu hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nurgül Kılınç, tarihte Konyalı kadınların giyimlerinin ölmemesi gereken bir konu olduğunu ve bununla alakalı bir kitap da yayımladıklarını söyledi. Kılınç, giyim kültürümüzde Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar ki sürecin çok etkili olduğunu ve giyim-kuşamımızın buradan başlayarak şekillendiğini belirtti. Kılınç, “Konya’nın giyim kuşamda gelenekler, görenekler, örfler, dini değerler ve yaşam koşulları çok etkili olmuştur. Orta Asya’dan gelen Türkler Anadolu’daki bir dokumayı da öğrenerek benimsemişlerdir. Ardından İslamiyet’e geçişle birlikte yine yeni giyim şekillerini benimseyerek devam etmişlerdir. Yani aslında var olan kültürün üstüne hep bir şeyler eklenerek gitmiştir” dedi.

KIYAFETLER ÇOK KIYMETLİYDİ

Giyimin eski dönemlerde çok kıymetli bir şey olduğunu belirten Kılınç, “Tabi o dönem endüstriyel bir üretim yok. Kıyafetler bireysel tek tek üretiliyor. Mesela lif elde edilme süreci var. Bu lifler doğal ürünlerden üretiliyor. Pamuk, ipek ve yünden elde edilen liflerle dokumlar yapılıyor. Yine altın sırma iplerle süslemeler yapılıyor. El işçiliği ile çok meşakkatli bir şekilde üretim yapıldığı için kıyafet çok kıymetliydi. Giyimde yine keçeyi çok görüyoruz. Keçe başlık, ayakkabı, çanta ve aksesuarlar çok fazla kullanılıyor” şeklinde konuştu.

SİLLE’NİN GİYİMİ FARKLILIK GÖSTERİYOR

Kılınç, “Konya kadını genel olarak ev içinde ve ev dışında giyim kuşamına her zaman özen göstermiş kişilik (ev dışı) dedikleri kıyafetlerini özel günlere saklamışlardır. Daha genç yaşlardaki kızlar kırmızı, mor, mavi gibi canlı renkleri tercih ederken orta yaşlı ve ihtiyar hanımlar, kahverengi ve siyah gibi koyu renkleri giysilerinde kullanıyordu. Mesela Konya’nın merkez konumunda bulunan Sille’nin giyim kuşamına baktığımızda Konya’dan çok farklı olduğunu görürüz. Mesela Konya’nın geneli şalvar giyerken Sille’deki kadınlarda etekçeler görüyoruz. Bunun da sebebi Sille’de yaşamış farklı kültürlerdir. Diğer merkez ilçelere baktığımızda böyle bir farklılıkla karşılaşmıyoruz. Örneğin kadın kıyafetlerine bakıldığı zaman sadece Konya’da değil genel itibariyle Türklerde şalvar ve işlik vazgeçilmezdir. Savaşçı bir millet olduğumuz için kadınlar ata binmekte kolaylık sağlayan şalvarı hayatlarından hiç eksik etmiyordu. Selçuklu kadınları ferace ve kaftanlarının altına bol paçalı şalvarlar giymeyi tercih ediyordu” dedi.

KONYA’DA ŞALVAR HALA TERCİH EDİLİYOR

“Halen günümüzde Konya’nın bazı kadınları şalvar giymeyi tercih ediyor” diyen Kılınç şöyle devam etti. “Tabi şalvarların kesimleri bile birbirinden farklı. Bunun sebebi de yaşam koşulları. Mesela Konya’dan şöyle dağlara doğru çıkıldığında şalvar dar paçalı ve ağları daha yukarıdadır. Ama Konya’nın içine indiğimizde ağlar daha yere yakındır. Çünkü hareket dağda daha fazladır. Ve şalvarın ayağına dolaşmaması gerekir. Ama ovadaki insanın böyle bir derdi sıkıntısı olmuyor. Yani coğrafi özellikler giyimi etkileyen en önemli faktörlerden olmuştur. İşlik ve şalvar giyiminde başa tülle sarılı fes veya oyalı çember denilen bir örtü bulunurdu. İşliği de yine şalvarın üstüne giyilen kısa yakası olmayan gömlek olarak tarif edebiliriz. İşliklerin renkleri mevsimlere göre seçilirdi. Bahar ve yazın yeşil, beyaz, açık sarı, narçiçeği, mavi beğenilirken, kışın ve sonbaharda ise bordo, siyah, kahverengi, gri ve koyu mavi seçilirdi. Tabi o dönemde sentetik boyama olmadığı için doğal boyalarla sınırlı olunuyordu. Ceviz kabuğundan, nar kabuğundan, çeşitli otların köklerinden çiçeklerinden renkler üretiliyordu” şeklinde konuştu. •Büşra Gültaş