Memleketinizin Sembolü Olan Alâeddin Tepesi’nin Eski Adını Biliyor Musunuz?

Memleketinizin Sembolü Olan Alâeddin Tepesi’nin Eski Adını Biliyor Musunuz?
Coşkun ve zengin tarihe sahip Konya, Anadolu'nun kalbinde dimdik yer almaktadır. Bu zenginliğe sebep olan içeriğindeki mekânlardan biriside elbette Alâeddin Tepesi’dir. Peki, bu zamana kadar Alâeddin Tepesi’nin eski adını hiç duymuş muydunuz?

Coşkun ve zengin tarihe sahip Konya, Anadolu'nun kalbinde dimdik yer almaktadır. Bu zenginliğe sebep olan içeriğindeki mekânlardan biriside elbette Alâeddin Tepesi’dir. Peki, bu zamana kadar Alâeddin Tepesi’nin eski adını hiç duymuş muydunuz? Sizin için bu yazımızda Alâeddin Tepesi’nin eski adından ve öneminden bahsedeceğiz. İşte tarihi yapının eski adı…

Alâeddin Tepesi, üzerinde Alâeddin Camii ve avlusunda sekiz Anadolu Selçuklu Sultanı'nın mezarı da dahil olmak üzere önemli tarihî yapılar bulunduran tepe. Konya ovasının batı kenarındaki dağların son yamaçlarına yakın bir mevkide yer alan, 450 x 350 metre boyunda, 20 metre yüksekliğinde oval planlı bir höyüktür. 1941 yılında Türk Tarih Kurumu'nun yaptığı kazılar sonucunda, Alâeddin Tepesi üzerindeki ilk yerleşimlerin MÖ 3000'li yıllarda, Erken Tunç Çağında yapıldığı bilinir. Tepe, sonraları Hititlere ev sahipliği yaptı. Hitit Krallığı'nın MÖ 1190'da yıkılmasının ardından Friglerin egemenliğine girdi. Bu dönemde tepeye "Kawania" ismi verilmişti.

Friglerin ardından bölge Lidyalıların eline geçti. MÖ 547 yılında Lidya Krallığı'nı yıkan Ahameniş İmparatorluğu döneminde ise Kapadokya satraplığına bağlı bir kent haline geldi. Kawania, eski Yunancada "Kaoania" olarak telaffuz edilmekteydi. Bu dönemde kentin adını, ses benzerliğinden ötürü Yunancada "tasvir" anlamına gelen "İkonion"a bıraktığı tahmin edilmektedir.

Doğu Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü dönemde İkonion, çevresindeki geniş bir bölgenin idari merkezi konumundaydı. Bu dönemde tepeyi çevreleyen surlar yenilenirken, sur dışına da bazı yapılar inşa edildi.

Şehrin tarihi boyunca gelişimi bu tepenin etrafında şekillenmiştir. Frig döneminden Cumhuriyet dönemine kadar mimari ve arkeolojik mirası katmanlar halinde bünyesinde barındıran tepe, adını üzerindeki Orta Çağ Konyası'nın ulu camisi olarak inşa edilen Alâeddin Camii’nden ve Konya Köşkü olarak da bilinen Alaeddin Köşkü'nden alır.

Günümüzde bir mesire yeridir. Çevresini bir tramvay hattı dolaşır. Konyalıların ‘Ucube Yapı’ olarak adlandırdıkları kalıntıda bu alanda yer almaktadır. Sultan II. Kılıçarslan (Alaaddin) Köşkü, 1155-1192 yılları arasında II. Kılıçarslan tarafından yaptırıldı. Daha sonraki yıllarda Kılıçarslan’ın torunu olan 1. Alaaddin Keykubad tarafından onarılıp genişletilerek ‘Seyran Köşkü’ adını alan yapıdan günümüze tuğla örgülü bir duvar ile bunu taşıyan bir kaide parçası ulaştı.

Kaynak:Konya'nın Sesi