Mehmet Akif Ömrünü Ümmet İçin Geçirdi
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy vefatının 87. yılında yad ediliyor. Vatan aşkını yazdığı eserler ile yeni nesillere miras bırakan Ersoy, Milli Mücadele döneminin de manevi liderlerinden oldu. Mehmet Akif Ersoy ile ilgili yazılan eser sayısının 300’ü geçtiğini belirten Doç. Dr. Abdullah Harmancı, Türk edebiyatında bunun bir ilk olduğunu söyledi. Harmancı, “Devlet tarafından yapılan anmaların dışında bir şairin millet tarafından bu kadar çok anılması da aslında hiç rastlanılmayan bir şey. Bunun için istatistiklere bile gerek yok. Türk milletinin Mehmet Akif’e verdiği değeri net bir şekilde görebiliyoruz. 1936’dan bugüne 87 yıllık bir tarih içerisinde bu kadar çok gündeme getirilmesi ciddi manada önemli bir durum” dedi.
DOĞU BATI SENTEZİ BİR HAYATI VAR
Mehmet Akif’in mü’min bir kişiliği olduğunu belirten Harmancı, “Bu anlamda da ben Akif’in bizim dertlerimiz için bir şifa olacağı kanaatindeyim. Şifalığını da şüphesiz Kur’an ve sünnet ışığında bir hayat sürmesinden alıyor. Sezai Karakoç’a göre Akif, Doğu ve Batı İslamlığı ile merkez İslamlığının sentezi olan bir çocuk olup anne cihetinden; sağduyuyu, adanmışlığı, şairliği baba cihetinden ise; ataklığı, yılmaz ve her vuruşmada daha çelikleşen bir savaş adamını, gözü pekliği almıştır. Mesela Mithat Cemal de eserinde, ‘Hiçbir kapı altından geçen Akif’i eğilmeye mecbur edemedi’ diyor. Akif böyle bir insan. Yanında çalıştığı bir memur arkadaşına haksızlık edildiği için istifa eden birisi. Yani dost düşman herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki Akif, hiçbir planını dünya için yapmamıştır” diye konuştu.
AKİF DOĞRU ANLATILMALI
Asım’ın nesli gibi bir neslin nasıl inşa edilebileceğini de ifade eden Harmancı, “Akif’in 1924’te Asım isimli bir kitabı yayınlanmıştır. Asım 2 bin 292 mısralık bir şiirdir. Kitaptaki Asım bir Çanakkale gazisidir. Buradan hareketle kitapta anlatılan Asım’ın Nesli Çanakkale’de askeri başarıyı kazanan gazilerimizin, eğitimin ve ilmin Çanakkale’sini de kazanma çabasıdır. Bugünkü neslimize de bu referans olmalıdır. Bizler de aslında çocuklarımıza Akif’i doğru anlatmalıyız. O nasıl ki bu vatan için yaşadıysa bizim de onu o şekilde gelecek nesle anlatmamız onları Asım’ın Nesli’ne evirmemiz çok önemli” ifadelerini kullandı.
MEHMET AKİF’TE HAYATLA ŞİİR, ŞİİRLE HAYAT İÇ İÇE
Akif’in şiire 18 yaşında başladığını söyleyen Harmancı, “18 yaşında şiir yazmaya başlayan Mehmet Akif, 38 yaşında ilk kitabını yayınlamıştır. Aslında buradan yıllarca kendini aradığını anlıyoruz. Kimi zaman yazdığı birçok şiiri yırtıp çöpe atmıştır. İlk yayınlarını Sırat-ı Müstakim’de vermiştir. Bildiğimiz gibi Safahat’ta 7 kitap var. Birinci ve sonuncu kitaplar biraz daha farklıdır. 2. Kitaptan itibaren Balkan Savaşları’nın, Trablusgarp’ın, Çanakkale’nin ve Milli Mücadele’nin ateşi vardır. İlk kitabı ile birlikte Akif, Türk şiirinin gündemine yerleşiyor. Akif’in şairliği ile ilgili söyleyeceğimiz en önemli şey, hayatla şiirin, şiirle hayatın bu kadar iç içe girdiği başka bir şair yoktur. Bu çok toplumsal bir hayat hatta İslam ümmetinin hayatıdır. Türk Milleti’nin tansiyonunun en çok yükseldiği zamanlarda muazzam eserler vermesi de bununla ilgilidir” diyerek sözlerini tamamladı. •Büşra Gültaş