Konya’daki gönüllü gençler yaşadıklarını anlattı. Depremzede çocuklara umut oldular

Konya’daki gönüllü gençler yaşadıklarını anlattı. Depremzede çocuklara umut oldular
Afetzedelere yönelik başlatılan yardım seferberliğine katkı sağlamak isteyen Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı gönüllü gençler, Konya’ya gelen depremzede çocuklar için depremin üzerlerindeki etkilerini azaltmak amacıyla gayret ve çaba sarf ediyor

Afetzedelere yönelik başlatılan yardım seferberliğine katkı sağlamak isteyen Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı gönüllü gençler, Konya’ya gelen depremzede çocuklar için depremin üzerlerindeki etkilerini azaltmak amacıyla gayret ve çaba sarf ediyor

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili vuran depremlerin ardından korunaklı şehirlere ve yurtlara depremzedeler yerleştirildi. Bu yerleştirilen yurtlardan biride Konya Mesnevi Kız Yurdu oldu. Mesnevi Kız Yurdunda Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı gönüllü gençler afetzede çocuklarla ilgileniyor. Depremzede çocuklarla birebir ilgilenen Gönüllü Gençler gazetemize özel konuştu.

‘GÖNÜLLÜ GENÇLER İLE DEPREMZEDELERİN HAYATLARINA DOKUNUYORUZ’

Amaçlarının depremzede çocukların yaralarını sarmak olduğunu dile getiren Gençlik Lideri Mehmet Zahid Büyükcam, “Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı gençlik merkezleri olarak afet bölgelerine her türlü gıda, kişisel ihtiyaç, giyim ve gerekli birçok desteği sağladık. Bizlerde Konya Gençlik Merkezi olarak yardım kampanyası başlattık. Sağ olsun gönüllülerimiz bu dönem içerisinde 9-10 günlük sürede birlik içinde elimizden gelen her şeyi yaptık. Gençlik ve Spor Bakanlığı İl Müdürlüğü’müz sayesinde tırlar ile afet bölgelerine tırlarımızı ulaştırdık. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı bir vücut olarak düşünürsek biz gençlik liderleri ve gönüllü gençler olarak bu vücudun parmak uçlarıyız. Parmak uçları olarak afet olsun ya da olmasın bizler gençlerimiz ve çocuklarımız için ne geliyorsa elimizden yapıyoruz. Yeri geliyor bir ‘Teknofest’ yarışmaları, yeri geliyor gönüllü kulüp faaliyetleri olarak yanlarında olup desteklerimizle onların hayatlarına dokunuyoruz. Bu afet zamanı ise depremzede çocuk ve gençlerimizin yanlarında olup hayatlarına dokunmaya devam edeceğiz. Amacımız bir nebzede olsa depremzede çocuklarımızın yaralanmış ruhlarını bir nebzede olsa tamir edebilmektir. Bizler burada mesai kavramı olarak görev almıyoruz. Gençlerimiz ve liderler olarak gönüllülük esasına dayalı olarak birlik içerisinde bu zor günlerimizi atlatmaya çalışıyoruz. Belirli bir güne kadar buradayız demiyoruz. Bugün Mesnevi Kız Yurdunda görev alıyoruz. Diğer günler farklı yurtlarımızdaki ailelerimiz ile birlikte olabiliriz” şeklinde konuştu.

‘GÖNÜLLÜ GENÇLER ZOR DÖNEMDE EL AYAK OLDULAR’

Gönüllü gençlerin afet döneminde onlara el ayak olduklarının altını çizen Büyükcam, “Burada her an hemen hemen duygulanacağımız anlar yaşıyoruz. Bu konuda bizim gönüllü gençlerimiz bizlere el ayak oldular diyebilirim. Bu zor günlerde üzüntümüzün yanında duygulandığımız ve gururlandığımız taraf ise gönüllü gençlerimizin sorumluluk sahibi ve bilinçli olmasıdır. Gönüllülerimizden gelen telefonlar depremin ilk gününden beri susmadı. Hemen hemen hepsi ellerinden ne geliyorsa maddi manevi yapabileceklerini dile getirdiler. Yeni iş hayatına atılmış esnaf olan gençlerimiz dükkânlarının kepenklerini kapatarak bizlere destek oldular. Bu anlar bizim için unutulmaz oldu. Burada çocuklarımızın yanı sıra depremzede ailelere de destek oluyoruz. Çocuklarının yüzlerinin güldüğünü görmek onlara da moral oluyor diyebilirim. Depremzede ailelerimizde aktivitelerimize katılarak bir an olsun yaralarının sarılmasına izin veriyorlar. Geldiğimiz günden bu yana depremzede ailelerimizden ve çocuklarımızdan hep olumlu dönüşler aldık bu da bizi gururlandırıyor” açıklamalarında bulundu.

‘BİR ZAMAN SONRA AİLE GİBİ OLUYORUZ’

İyiliğin Bulaşıcı Olduğu Bu Dönemde Çocuklarımızın Yüzünü Güldürmek İçin Hep Beraber El Ele’ şeklindeki sözleri ile günün anlam ve önemine değinen Gönüllü Muhammed Mustafa Şefkatlı, “Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği 3. Sınıf öğrencisiyim. Okuduğum bölüm itibari ile çocuklarla içli dışlı olduğumuz için çocuklarımızın yanında olma ihtiyacı duyduk. Bu sebepten dolayı yurtlara gelen depremzede çocuklarımıza hem yardım amaçlı hem de psikososyal destek amaçlı gönüllü arkadaşlarımla yanlarında olmak için çaba sarf ediyoruz. Çocuklarımızın okuldan gelmesini bekliyoruz. Onlar geldikten sonra sahada parkurlar kurarak oyun alanlarımızı hazırlıyoruz. Akşam saat beş gibide günümüzü tamamlıyoruz. Burada birçok çocukla ister istemez duygusal bir bağ kuruyorsunuz. Bir zamandan sonra aile gibi oluyor insan. Gelmediğimiz takdirde üzülüyor, onları yalnız bıraktığımızı düşünüyoruz. Burada birlikte oyunların dışında yarışmalarda yapıyoruz. Kazanan ödül alıyor. Bu ödülleri onların alması için bilerek onlara fark ettirmeden kaybediyoruz ki gururu kırılmadan durumun hassasiyetini fark ettirmeden ona hediye veriyoruz. Son olarak şunları söylemek istiyorum. ‘İyiliğin Bulaşıcı Olduğu Bu Dönemde Çocuklarımızın Yüzünü Güldürmek İçin Hep Beraber El Ele’” diye konuştu.

‘BU SÜREÇTE ÇOCUKLARIN YANINDA OLUNMALIDIR’

Afet döneminde küçük çocukların zor günleri atlatmasının daha faydalı olacağını belirten Gönüllü Samet Kocaoğlu, “Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği okuyorum. Üniversite birinci sınıftan beri farklı alanlarda farklı etkinliklere gönüllü olarak katılıyorum. Ama bu diğerlerinden çok farklı bir an. Diğer katıldığım etkinliklerle arasında manevi olarak çok fark var diyebilirim. Burada olabilmek için diğer kişisel işlerimi erteleyerek burada olmak için çaba sarf ediyorum. Duygusal bağ kurduk buradaki küçük kardeşlerimizle. Bizleri arayıp ‘Abi neredesin? Sizi bekliyoruz.’ demeleri gerçekten fark farklı bir durum. Gönül ister ki sabahtan akşama kadar onlarla birlikte olalım. Fakat bizlerinde burada kalma süreli kısıtlı. Biz bu süreçte onlar için ellerimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Hava durumu bile takip ediyoruz. Bunun sebebi ise sıcak havalarda dışarıda yapılacak etkinlikler düzenliyoruz. Hava kapalı ise ona göre içeride vakit geçirebileceğimiz tiyatro, mendil kapmaca gibi dışarıyı içeriye uyarlayacağımız şekilde hareket ediyoruz. Bu yaptığımız aktivitelerle depremzede kardeşlerimizin yaşadıkları anları bir nebzede olsun unutturmak. Çünkü büyükler bir şekilde konuşarak anlatarak dertlerini paylaşabiliyor. Fakat küçük çocuklarımız bunun bilincinde değil. Şu zamanda çocuklarımız bu zor günleri atlattı atlattı eğer atlatamaz ise iler ki yaşlarda onlara zarar verecek şeklinde karşılarına çıkacaktır. Burada ailelerden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Çocukları ile bilinçli şekilde ilgilenmemiz onları da mutlu ediyor. Bundan sonraki hedefimiz ise diğer yurtlar ve afet bölgesindeki kardeşlerimizin yanına giderek aynı desteği sağlamaktır. Son olarak ‘İyilik Bulaşıcıdır’ sözümüzle sözlerimi bitirmek istiyorum” dedi.

‘HAYAT BENİM İÇİN DURDU’

Depremzede çocuklar ile ilgilenirken aralarında farklı bağ olduğunu anlatan Gönüllü İsmail Elma, “Ben Selçuk Üniversitesinden mezun oldum. Yaklaşık 5-6 gündür buradayız. Bizler burada çocuklarımızın deprem zamanı yaşadığı kötü anları bir nebzede olsa unutturmak için çabalıyoruz. Burada oyunlar, spor aktiviteleri ve birçok eğlenceli anları gerçekleştirmek amacıyla birlik içerisindeyiz. Buradaki çocuklarımızın duygularına dokunmak çok farklı anlatılmaz bir an diyebilirim. Bizler gönüllü gençler olarak 6 Şubat’tan itibaren hem sahada hem de içeride birçok faaliyette bulunduk. Diğer yurtlarımızdaki diğer depremzede kardeşlerimiz için oyuncaklar toplayıp onlara hediye ettik. Bir zaman sonra burada çocuklarla aramızda tarif edilemeyen bir duygusal bağ oluyor. Çocukların bu süreçte psikolojileri çok farklı olduğuna şahit oluyoruz. Bizler bunun farkında olduğumuz için buraya gelmeden önce aileleri ile görüşüp ona göre gün içerisinde yaklaşımımızı ilerletiyoruz. Burada Gökhan adında küçük bir dostumuz var. Beni bugün arayarak nerede olduğumu ve ne zaman geleceğimi sordu. Kendisi yaş olarak çok küçük fakat ruhu çok güzel tarif edilemeyecek bir sevgi barındırıyor. Ailesinin aracılığı ile bizleri arayarak bizden top istedi. Bizler o topu bulup Gökhan’a getirmek için çabaladık. O topu Gökhan’a getirdikten sonra benim için hayatın durduğunu anladım. Bu çaba bile bizlere farklı duygular hissettiriyor. Bizler sadece çocuklar ile değil bunun yanı sıra aileler ile de irtibat halindeyiz. Gökhan Konya’yı bu yurt olarak sanıyor ve Gaziantep’e dönmek istemiyor artık. Bunun sebebi ise burada güvende olduğunu hissediyor. Gökhan ve diğer arkadaşlarımızın bu psikolojilerini takip ederek onlara bu psikolojilere uygun olarak yaklaşıyoruz. Çocukların bizleri koşarak ve kucaklayarak karşılaması onların kalplerine güzel bir şekilde dokunduğumuzu gösteriyor. Bu bizler için çok güzel bir duygu oluşturuyor. Buradaki depremzede ailelerde yaklaşımımızdan memnunlar. Bu durum ise bizleri iyilik yapmaya daha da teşvik ediyor. Son olarak Samet arkadaşımızın da dediği gibi ‘İyilik Bulaşıcıdır’ bu sebeple çocuklarımızın her zaman gülmesi ve mutlu olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘HEM ÇOCUKLARIN HEM AİLELERİN RUHLARINA DOKUNUYORUZ’

İyiliğin bulaşıcı olduğunun altını çizen Gönüllü Leyla Altan, “Ben antrenörlük okuyorum. Beni bu gönüllü şekilde depremzede çocuklarla ilgilenmeye iten durum ise gelecekte benimde bu yaşlarda öğrencilerimin olacağı gerçeğiydi. Çocuklarla gönüllü şekilde ilgilenmek bana insani boyutta çok iyi hissettiriyor. Gün içerisinde çocuklarımızın okuldan gelmesini bekliyoruz. Bu süreçte ekip arkadaşlarım ile neler yapabileceğimizi tartışarak günün hava şartlarına uygun aktiviteler düzenliyoruz. Tiyatrodan spora her aktiviteyi çocuklarımıza sunmaya çalışıyoruz. Burada oyunlardan ziyade hem de çocuklarımıza psikososyal destek sağlayarak ailelerinde ruhlarına dokunuyoruz. Çocuklarının yüzlerinin gülüyor olması ailelere de destek sağlıyor diyebilirim. Buradaki ailelerle iletişimimiz çok güzel ve kuvvetli. Bizlere çocuklarını gönül rahatlığı ile emanet edebiliyorlar. Bu güveni onlara sağladığımız için ben ve ekibim adına çok gurur duyuyorum. Buraya sık sık geldiğimiz için çocuklarla artık tanışıyoruz. Bizleri karşılarken bir an sarılmaları ve ellerimizden tutmaları tarif edilemeyecek bir duygu. Kalben yakınlığımızın oluştuğunu görmek bizlere iyi hissettiriyor bu zor günlerde. Onlar buradan gittiklerinde üzüleceğimizden eminim. Bir öğretmen adayı olarak şunu söyleyebilirim ki normal bir çocukla depremzede çocuğun arasında dağlar kadar fark var. Geçenlerde bir çocuk bizleri sevdiğini dile getirirken bunun yanında yıkılan ve darmadağın olan evini çok özlediğini söyledi. O an bu durum beni çok etkilemişti. Son olarak mottomuz olan ‘İyilik Bulaşıcıdır’ sözlerimizi söylemek istiyorum” dedi. •Gizem Başar