İnsan Sağlığının Görünmez Kahramanları :Patologlar

İnsan Sağlığının Görünmez  Kahramanları :Patologlar
Tanı sürecinde arka planda kalan ancak kritik bir göreve sahip olan patolojide görev yapan sağlık çalışanları için Uluslararası Patoloji Günü’nü kutluyor. Hastalardan alınan doku parçalarının incelenme sürecinin kahramanları olan patologların, hücreyle...

9 Kasım Uluslararası Patoloji Günü adına Gazetemize açıklamalarda bulunan Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pembe Oltulu, “Patoloji, hastalıklar sonucu organlarda, hücresel düzeyde meydana gelen değişiklikleri inceler. Mikroskop altında hücrelerin görünümleriyle hastalıklara tanı koyar. Patolog aslında çok insanın tanımadığı, tesadüfen hastaların tanışmak durumunda kaldığı, mikroskop arkasında görülen, hastaların hayatlarına o mikroskobun gözlüğünden baktıklarıyla dokunan bir doktordur” ifadelerini kullandı.

PATOLOJİ RAPORU; DOKTORDAN DOKTORA

BİLGİLENDİRME SÜRECİ

Patolojik materyallerin ve biyopsi örneklerinin yoğun emekler isteyen ve uzun saatler çalışılmış olması gerektiğini vurgulayan, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pembe Oltulu, “Patoloji, hastalıklar sonucu organlarda, hücresel düzeyde meydana gelen değişiklikleri inceler. Mikroskop altında hücrelerin görünümleriyle hastalıklara tanı koyar. Patolog aslında birçok insanın birebir tanışmadığı, tesadüfen hastaların tanışmak durumunda kaldığı, mikroskop arkasında görülen, hastaların hayatlarına o mikroskobun gözlüğünden baktıklarıyla dokunan bir doktordur. Patologlar doğrudan hastayla değil, genellikle hastaların doktorlarıyla temas halindedir. Hastalar diledikleri takdirde patoloji uzmanları ile iletişime geçip süreç hakkında bilgi alabilirler. Patoloji raporu ise, genellikle hazırlanana kadar geçen sürede yoğun bir emek verilen, uzun saatler ve günler boyunca üzerinde çalışılmış, farklı kaynaklardan yararlanılarak hastaya en faydalı ve en doğru yaklaşımın sağlanması için gerekli bilgilerin sentez edildiği bir raporudur. Bazen insanlar kan sonucu vermek gibi düşünüp kısa sürede cevap alacaklarını tahmin edebiliyorlar. Patoloji raporunun altındaki imzanın bir hekime ait olduğu bile bilinmeyebilir ve patoloji sonuçları makinelerden çıkar sanılır. Ancak patoloji raporu, mikroskop altında görülen özellikler hastanın bir bütün olarak ele alınarak yorumlandığı bir değerlendirmenin sonucudur ve bu incelemeyi patologlar yapar. Patoloji raporu insanların hayatına dokunan bir rapordur diyebilirim” şeklinde konuştu

PARÇADAN BÜTÜNE PATOLOJİ

Patoloji bölümünün kanser tanısı dışında diğer hastalıklara da tanı sağladığının altını çizen Oltulu, “Kanser dışında pek çok hastalığın kesin tanısı, takibi, tedavi yanıtı, organ nakli kararı ve çeşitli mikrobik hastalıkların tanınması için de patolojik inceleme gereklidir. Örneğin organ nakli yapılacak hastalara ait biyopsi örnekleri, nakil sonrası ortaya çıkan çeşitli durumlar, komplikasyonların tanısı için, kanser gelişmeden hastalıkların tanı ve tedavisinin yapılabilmesi için patolojik inceleme gereklidir. Organlarda kanser dışı hastalıkların tanısı için de zaman zaman biyopsi alınması gerekir, bunlara örnek olarak, bağırsak hastalıkları, çeşitli romatizmal hastalıklar, damar ve deri hastalıkları (sedef, egzama vb.) verilebilir. Patolojiye baktığınızda en küçük yapıdan en büyük organa kadar inceleyen parçadan bütüne giden bir bilim dalı diyebiliriz” dedi.

HASTALARIN DOKULAR

YILLARCA ARŞİVLENİYOR

Laboratuvar içerisinde meşakkatli bir süreç olduğunu dile getiren Oltulu, “Bir patoloji raporu, hastayı ilk değerlendiren hekimin aldığı biyopsi sonucuna göre hastasının tedavisini şekilleneceğini belirten bir süreçtir. Laboratuvar aşaması gereklidir. Bu raporunun hazırlanması için, teknisyen ve tekniker arkadaşların görev aldığı meşakkatli bir laboratuvar süreci gereklidir, ancak hastalıkların tanısı mikroskop başında, Patalog hekimler tarafından konur. Ameliyat materyalleri öncelikle makroskopik olarak, hekimler tarafından muayene edilir, uygun alanlarından örnekler alınarak mikroskop altında incelenecek materyaller hazırlanır. Patolojinin laboratuvar kısmının tamamlanması için en az 24 saatlik bir zaman gereklidir. Bu süre içinde, canlı dokuların bozulmasını önleyecek, yıllar sonra bile incelenmesine olanak sağlayacak çeşitli işlemler sonrası, dokular parafin blok mum içine gömülü hale getirilir, bu bloklardan hazırlanan mikron kalınlığında kesitler, boyanarak mikroskop altında incelenebilir hale gelir.” ifadelerini kullandı.

HÜCRELERDEN HİKAYELERİNİ

TANIYABİLİYORLAR

Hastalarla birebir görüşmeden hastanın küçük bir hücreden hikayesini anlayabildiklerini belirten Oltulu, “Ben genellikle cilt biyopsileri ile ilgileniyorum. Cilt lezyonlarının pek çoğu insanların dışarıdan almış oldukları yabancı, bitkisel ilaçlar insan vücudunda çok fazla reaksiyona sebep oluyor. Zayıflamak adına özellikle toplumumuzda bilinçsizce kullanılan çaylar ciddi anlamda zarar veriyor. Hastalarımız ilk geldikleri zaman doktorlarına bu kullandıkları içeriklerden bahsetmeyi pek sevmiyorlar. Yakın zamanda bana bir biyopsi örneği geldi. İncelediğimde yabancı bir besin yemiş ve vücudunda reaksiyonlara sebep olmuş bir görüntü var histolojik olarak. Asistanım ile iletişime geçip hastanın ilaç kullanıp kullanmadığını sorduk. Eğer ilaç kullanmıyor ise bitkisel bir içerik tüketip tüketmediğini sorduk. Hasta bizim bu sorularımız karşısında ‘Bunu nereden bildiniz? Ben cilt doktoruma bundan bahsetmemiştim’ ifadelerini kullandı. Meğer hastamız zayıflamak adına kanlıca mantarı suyu içiyormuş. Bunu duyar duymaz bırakmasını dile getirdik. Bizler evet hastalarla karşı karşıya çok sık gelmiyoruz ama onların dokuları ve hücreleri ile konuşarak onları tanıyabiliyoruz bir küçük hücreden hastayı tanıyabiliyoruz” açıklamalarında bulundu. •Gizem Başar