İklim Ötelendi! Konya Eski Günlerini Arıyor…

İklim Ötelendi! Konya Eski Günlerini Arıyor…
 Muhabir
Necmettin Erbakan Üniversitesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Pınar, Konya’da beklenen yağışların zamansızlığını ve mevsimsel anormalliklerin yol açacağı sıkıntıları Konya’nın Sesi Gazetesi’ne değerlendirdi.

Ilıman iklim kuşağı içerisinde yer alan Türkiye’nin dünyada yaşanan iklim değişikliklerinden büyük ölçüde etkilendiğini söyleyen Necmettin Erbakan Üniversitesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Pınar, “Yaşanan doğa olayları aslında dünyanın kendi iklim döngüleri içerisinde uzun zaman aralıklarıyla yaşanabilecek durumlar. Türkiye bulunduğu konum, enlem itibariyle ılıman iklim kuşağı içerisinde olduğu için bu değişmelerden büyük ölçüde etkileniyor. Ilıman iklim bölgesi dediğimiz bu bölge, hem sıcak hem soğuğun yaşandığı yerler olarak çok çabuk kendini hissettiriyor” diye konuştu.

KONYA’DA DİZ BOYU KAR OLMASI LAZIMDI

İklimin değiştiğini sürekli olarak ifade ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Adnan Pınar, “İklim değişti. Bunu söyleyebilmek için çok uzun bir süre izlemek gerekiyor. Dünyada iklim ölçümlerinin yapıldığı tarihe geriye doğru gidecek olursanız 100 sene belki birkaç yerde 100-120 senelik ölçümler yapabiliyoruz. Bazı bilgileri de yazılı kaynakların bize aksettirdiği kadarıyla biliyoruz ki bu süre içerisinde de iklim değişiyor. İklim değişiyor demek tek başına yeterli değil ama değişen bir şey var o da bizim alışageldiğimiz mevsimlerin içerisinde anormalliklerin yaşanması. Şu anki duruma baktığımız zaman biz Şubat ayının ortasına geldik ama sonbaharda yağması gereken yağışlar daha yeni yağmur yağışları olarak geliyor. Oysa bu tarihte Konya’da bulunduğu yerin özelliği itibariyle diz boyu kar olması lazımdı. Yüksek dağlara bir miktar ara ara yağdı ama bu da yeterli değil” dedi.

İKLİM ÖTELENDİ

Mevsimsel dengesizliklerin yol açacağı sıkıntıları değerlendiren Prof. Dr. Adnan Pınar, “Şu temel şeyi söylemekte fayda var. Evet, yağış rejiminde bir değişme var. İklimlerde 1-1 buçuk aylık bir ötelenme var. Henüz daha kış şartları yaşanmıyor ilerleyen zamanlarda tekrar kar yağışları vesaire yaşanırsa işte bu dengesizlik ya da anormallikler dediğim şeyin tam can alıcı noktası burada başlar. Bu sadece kar yağıyor hava soğuk ya da güneş var hava çok sıcak durumu değil. Hava değişimleri sadece bizimle sınırlı değil bütün canlıları ilgilendiriyor. Kış geçiyor dolayısıyla daha az yakıt kullanılıyor masraf az oluyor belki insanlar bu anlamda bakabilir olaya ama bunun arka planı çok daha korkunç. Bütün ağaçlar şu anda uyanmaya başladı. Güller, çiçekler, bademler tomurcuklanıyor. Birkaç gün daha yağış olmadan devam etseydi bunlar açacaktı. Tomurcuk halde duruyorlar diyelim ki bunlar açmaya başladı soğuk hava yeniden geldi ki bu dengesizlik içinde bu mümkün, o zaman bütün zirai ürünleri de kaybedeceğiz. Ekonomik anlamda da tarımsal anlamda da bütün canlıların bitkilerin bu değişime ayak uydurması insanın ayak uydurması gibi değildir çok uzun süre ister. O süreçte de sürekli bu tarz ürün kayıpları ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

DÜNYADA ORTALAMA SICAKLIK ARTTI

Bilimsel olarak incelendiğinde dünyanın ortalama sıcaklığında artış olduğunu belirten Prof. Dr. Adnan Pınar, “Genel anlamda baktığımızda dünyanın ortalama ikliminde bir ısınma var. Bilimsel anlamda dünyanın ortalama sıcaklığı artmaya devam ediyor. Bu şekilde giderse elbette ki yağıştan daha çok uzaklaşılacak. Ya da yağışın olmaması gereken zamanda olması, yağış olması gereken zamanda olmaması, sıcaklığın olması gereken zamanda olmaması, olması gereken zamanda olmaması gibi bizim alışageldiğimiz düzenin değişeceği bir durumu beraberinde getirecek. Dünya genelinde hava durumu kısa sürede sürekli değişen bir şey biz buna insanlar olarak belki alışabiliriz ama tarım olarak ya da hayvansal olarak bu süreç zaman alır. Özellikle bitkiler açısından hem doğal bitki örtüsü hem de özellikle ticari anlamda tarımsal ürünlerin açma zamanı, yeşerme zamanı, çiçeklenme, meyveye durma zamanı bütün bunların şaşırdığı bir zaman dilimindeyiz. Bu da direk olarak ekonomik anlamda bizi sıkıntıya sokar” şeklinde konuştu.

ALIŞTIĞIMIZ DÜZEN BOZULDU

Yağışlarda süregelen dengesizlik devam ederse yaz aylarında yaşanan hava değişimlerinin üretimi etkileyebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Adnan Pınar, “Özellikle orta Anadolu Türkiye’nin tahıl ambarı diyoruz hep. Dolayısıyla burada özellikle tahıllara yönelik ortaya çıkacak durum bizi düşündürüyor. Diyelim ki yağışlar bu şekilde devam etti buğday olgunlaşma zamanına geldiğinde çok sıcaklık ister, kuraklık ister böyle bir durumda hepsi tarlada kalır ürün çürür. Her açıdan baktığımızda alıştığımız o düzenin bozulduğu bir zaman dilimini yaşıyoruz ve bu devam edecek. Ekim zamanı değişebilir hasat zamanı değişebilir. Hasat olsa da değişse yine buna ayak uyduracağız ama diyelim ki bir ay sonra bir kar yağışı olduğu zaman bütün ürünler ölür. Hasat gerçekleşmeyebilir bu riskler var. Birkaç gün kar yağar arkasından da birkaç gün yeniden hava ısınırsa durum farklı hale gelebilir. Ben bunları mevsimlerde iklimlerde görülen anormallikler olarak nitelendiriyorum. Bu da bizi kökten etkileyen bir durum” dedi.

ATMOSFERİ BİZ BU HALE GETİRDİK

Yaşadığımız dünyayı kirletmemizin sonucunun bize doğa olayları olarak geri döndüğünü dile getiren Prof. Dr. Adnan Pınar, “Durup dururken niye dünya bu şekilde böyle bir değişimin içine girdi gibi düşünecek olursak bunu bizim kendimize sormamız lazım. İnsanlık olarak atmosfere o kadar çok kirletici bırakıyoruz ki yaşadığımız yeri yaşamamız gereken biçimde değil, adeta hunharca, yok edecek, tüketecek, bütün kaynakları bir anda kullanacak şekilde zarar veriyoruz. Bunun sonucu dönüyor dolaşıyor atmosferik olaylar halinde bize dönüyor. Kasırgalar, hortumlar Türkiye'de pek duyulan şeyler değildi. Bunlar bizim coğrafyamızda da geçtiğimiz yıllardan itibaren artık görülmeye başladı. Bunlar daha çok hayatımızın içerisinde olacak şeyler. Örneğin anlık hava değişimine bağlı çok anormal olayların yaşanması gibi Antalya’da yaşanan sel felaketi gibi. Bunlar daha önceleri de yaşanan şeylerdi ama bu şöyle oldu yağmıyor yağmıyor bir anda 3 ayda yağması gereken yağış bir bakıyorsunuz ki 12 saatin içerisinde düşüyor. Bu büyük bir problem. Oysa bu dönemde Antalya'da yağışın olması kadar normal bir şey yok. Kış dönemi zaten Antalya'da yağmur yağar. Bu Orta Anadolu'da böyle değildi. Özellikle bu değişimin Türkiye'de de en kırılgan olduğu yer Orta Anadolu’dur” diye konuştu.

YAĞMUR YERALTI SUYUNU BESLEMİYOR

Kar yağışının gerçekleşmemesi yeraltı su kaynaklarını etkileyebilir bu da yaz kuraklığına sebep olur diyen Prof. Dr. Adnan Pınar, “Ocak ayı Konya'da uzun yıllar ortalamasının çok altında bir yağışın düştüğü bir ay oldu. Bu çok büyük bir sıkıntı. Önümüzdeki aylarda bunun nasıl seyredeceği noktasında öngörüde bulunmak çok zor. Gerekli yağışlar bu şekilde devam eder de yağmur biçiminde yağarsa bir sıkıntı olmayacak gibi duruyor ama belli bir zamandan sonra kara dönerse bu sefer söylediğim problemler ortaya çıkacak. Arkasından anormal yaz kuraklıkları gelebilir. Yağmurun yeraltı suyunu beslemesi kar gibi değildir. Aylarca yeryüzünde kalması gereken kar örtüsü alttan eriyerek toprağı sızarak yeraltı suyunu besler ama yağmur yüzeyden akarak bir şekilde ortamdan uzaklaşır. Bilimsel anlamda gittikçe yağış miktarının azalması bekleniyor. Yağması gereken zamanda yağmaması başka zaman onun iki katı yağması onu telafi etmediği gibi daha büyük zararlara da yol açıyor” ifadelerini kullandı.

-Büşra GÜLTAŞ