Geleneksel Jeoloji Mühendisleri Gecesi’nde Ödüller Sahiplerini Buldu!

Geleneksel Jeoloji Mühendisleri Gecesi’nde Ödüller Sahiplerini Buldu!
 Muhabir
Konya Ramada Plaza’da “Geleneksel Jeoloji Gecesi ve Emek Ödülleri” töreni gerçekleştirildi.

Geleneksel olarak düzenlenen Jeoloji Gecesi, Emek Ödülleri ve İftar Programı’nda konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan “Jeoloji birçok mühendislik dalının temel taşıdır. Soframızdaki tuzdan, oturduğumuz eve kadar, geçtiğimiz tünellerden takı olarak taktığımız mücevherlere kadar, içtiğimiz sudan kullandığımız araca kadar herşeyin içindedir Jeoloji Mühendisliği. Yer Biliminin bir standardı, bir kalıbı, bir çerçevesi yoktur. Her formasyonun kendi içinde farklı bir hikayesi vardır. Bilinmeyeni bilmek, görülmeyeni görmek bilgi birikimi ve tecrübe sayesinde doğru yorumlamaktır Jeoloji Mühendisliği. İşte bu yüzden Usta Çırak ilişkisinin en çok ihtiyaç duyulduğu mühendislik dalıdır Jeoloji. Özel sektör yada Kamu hiç farketmez ustaların yeni meslektaşlarına tecrübelerini aktardığı üniversite eğitiminin üzerine tecrübe katarak kendini yetiştirdiği bir meslektir jeoloji mühendisliği. Kendimi bu meslekte hala bir kalfa olarak görüyor Ustalık nişanesi olarak da birazdan aramızda bulunan kıymetli meslektaşlarımıza vereceğimiz 25. Yıl 30. Yıl ve 40. Yıl ödülleri olarak görüyorum. hatrı sayılır bir tecrübe kazanmış ve ustalaşmış meslektaşlarımı şimdiden çok tebrik ediyor bundan sonraki mesleki yaşantılarında da mesleğimize ve meslektaşlarımıza katkı vermeye devam etmelerini temenni ediyorum” dedi.

AFETLERİ YÖNETMEK İSTİYORSAK MERKEZE JEOLOJİ’Yİ KOYMALIYIZ!

Jeoloji’nin birçok mühendisliğin temel taşı olduğunu ifade eden Arslan, “Afetlerin temelinde de jeoloji vardır. Ülke olarak Afete dirençli Şehirler kurmak istiyorsak Jeolojiyi bu işin merkezine yerleştirmemiz gerekir. Son yıllarda yaşadığımız afetlere baktığımızda: İklim değişikliği ve Küresel Isınmadan kaynaklı yaşanan Su taşkını / Sel afeti topografya yapısının düzgün okunamamasından kaynaklı afetler,
Geçen yıl yaşadığımız, hepimizi derinden yaralayan, Ülkemizi yasa boğan Asrın Felaketi dediğimiz Maraş-Elbistan depremi, Zemin Parametrelerinin dikkatli okunamamasından kaynaklı oluşan büyük ve yıkıcı etki alanı, yine İklim değişikliği ve Küresel Isınmadan kaynaklı yaşanan, İç Anadolu başta olmak üzere Kendi coğrafyamızda Konya Kapalı Havzasında son yıllarda baş gösteren ve ileriki yıllarda bu bölgenin önemli afet problemlerinden birisi olma potansiyeline sahip olan Yüzeyde oluşan yarıklar ve Obruklar, Obruklar demişken Konya Kapalı Havzasının bir diğer büyük kronik sorunu olan Yeraltı sularının aşırı ve Kontrolsüz kullanımı. Bu kışı da kurak geçirdik. Ve bunun bedelini ne yazık ki geçmiş senelerde de olduğu gibi Yeraltısuyunun daha da acımasızca kullanılmasıyla ödeyeceğiz.
Konya Kapalı Havzası büyük bir çöl olma yolunda son sürat gidiyor. Çok geç olmadan! Yeraltı suyumuz bitmeden! 2012 yılında yasalaşan ama yürürlüğe girmeyen OSOS yasasının biran evvel yürürlüğe girmesi ve kayıt dışı kuyuların kayıt altına alınarak aşırılıktan uzak kontrollü su tüketimine geçilmesi gerekiyor. Daha sayacağımız birçok afet türü kaya düşmesi gibi, heyelan gibi afetleri yönetmek istiyorsak Başarılı olmak istiyorsak merkezine Jeoloji’yi koymalıyız.
Sevgili Meslektaşlarım, tabi ki bizlere de büyük sorumluluklar düşüyor. Afete dirençli Şehirler noktasında icracı, analizci veya denetçi nerde olursak olalım bulunduğumuz konumda yapacağımız mesleki faaliyetlerin ağırlığının bilincinde, güvenli yaşam alanları oluşturmada tereddütsüz, amasız, lakinsiz güvenilir çalışmalar yürütmeliyiz” şeklinde konuştu.

Düzenlenen geceye çok sayıda jeoloji mühendisi katıldı. Program ödül töreni ve fotoğraf çekimiyle sona erdi.

-Büşra Gültaş