Evinizdeki Potansiyel Tehlike: Online Oyunlar!

Evinizdeki Potansiyel Tehlike: Online Oyunlar!
 Muhabir
Dijital Dünya’nın olumsuzlukları gün geçtikçe artıyor. Başta sosyal medya platformları olmak üzere çocuklar izlediklerinden her şeyden çok çabuk etkilenebiliyor. Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir? Aileler bunun önüne nasıl geçebilir.

Çocuklar sosyal medya başta olmak üzere arkadaş ortamlarında ve online oyunlarda günlük hayatlarını olumsuz etkileyecek birçok davranışta bulunuyor. Peki sosyal medya ve online oyunların çocuklar üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri nelerdir? Aileler çocuklarını dijital dünyanın olumsuzluklarından nasıl koruyabilir.

Eflatun Sağlıklı Yaşam Merkezi psikologlarından Psikolog Zehra Can, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini sizler için açıkladı. Psikolojik sorunlar başta olmak üzere sağlık sorunlarına bile yol açan olumsuz etkileri açıklayan Psikolog Zehra Can, “Sosyal medyanın çocukları üzerinde potansiyel olarak olumsuz etkileri olabilir. Aileler bu olumsuzlukları fark edip çocuklarıyla kaliteli bir iletişim kurmaları gerekir. Sosyal medyada, çocuklar sürekli olarak kendilerini başkalarıyla karşılaştırabilir bu da düşük özsaygıya sebep olur. Bunun yanı sıra dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, sosyal anhedoni (dış dünyaya ilginin azalması, başkalarıyla etkileşimde bulunmak da dahil olmak üzere, normalde zevk alacağı aktivitelerden artık haz alamadığını gösteren bir durum), ekran bağımlılığı, ekrana fazla maruziyet sebebiyle gerçek ve çevrimiçi hayatla ilgili algısal bozukluk, sosyal izolasyon, yeni şeyler üretme enerjisinin tükenmesi, uyku bozuklukları gibi problemlere sebep olabilir. Özellikle, 3 yaşından küçük çocuklarda televizyon izleme ve düzensiz uyku alışkanlıkları arasında bir ilişki bulunmuştur. Kötü uyku alışkanlıkları ruh hali, davranış ve öğrenme üzerinde olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Ekranlarda görüntülenen video, resim, oyunların içeriğinde şiddet unsurları olduğunda ise çocuklar bu görüntülerle uyarılabiliyorlar. Bu da saldırgan ya da korkma (huggy wuggy gibi) davranışları sergilenmesine sebep olabiliyor. Ayrıca çocuklar için üretilen(!) bazı oyunların da çocuklarda korku, kaygı oluşturduğunu (roblox-rainbow friends gibi) veya çocukların oyunlar aracılığıyla riskli davranışlar sergilediğini görebiliyoruz (mavi balina gibi). Bunun yanı sıra bazı sosyal mecralarda başlatılan “meydan okumalar” içeriğinin zarar vericiliğine dikkat edilmeksizin çocuklar tarafından modellenerek akranlar arasında da yaygınlaşıyor. Örneğin şimdilerde çıkan “kanlı para” oyunu gibi bu tarz oyunların(!) yaygınlaşması çocuklarda fiziksel hasara veya bulaşıcı hastalıklara sebebiyet verebilir. Bazı çocuklar, trendleri takip etme baskı altında hissedebilirler ve bu da kendi güvenliklerini tehdit eden eylemlere yönelmelerine neden olabilir” dedi.

AKRAN ZORBALIĞI HER YERDE

Zaman yönetimi sorunlarından da bahseden Can, “Sosyal medya, çocukların zamanını etkili bir şekilde düzenlemelerini zorlaştırabilir ve bu da ders çalışma gibi önemli faaliyetlere yeterli zaman ayıramamalarına yol açabilir. Ayrıca çocuk planlama yapmayı, öncelik belirlemeyi öğrenememiş olur” diye konuştu. “Sosyal medya, çocuklar arasında siber zorbalığa ve kişisel bilgi güvenliği sorunlarına neden olabilir” diyen Can, “Bu tür zorbalıklar oyun platformlarında, sosyal medya mecralarında görülebilir. Kurban seçilen çocuğun korkması, kaygılanması, utanç duyması ve çaresiz hissetmesi hedeflenir. Örneğin tehditler, utandırıcı ya da kırıcı mesajlar, yalan haberler yaymak gibi eylemler siber zorbalıktır. Bunun önüne geçebilmek için çocuğun kendini doğru ifade edebilmeyi öğrenmesi ve çevresindeki yetişkinler ile açık iletişim kurabilmesi gerekir. Herhangi bir zorbalık yaşadığında bunu çekinmeden güvendiği bir yetişkin ile paylaşması ve destek aramayı bilmesi gerekir” dedi. Sosyal medya kullanımının, çocukların fiziksel aktivitelerini sınırlandırdığını ve obezite gibi sağlık sorunlarına yol açabildiğini söyleyen Can, “Örneğin günde 1,5 saatten fazla televizyon izlemek, 4-9 yaş arası çocuklarda obezite için risk faktörüdür. Görme problemi, duruş bozukluğu, beslenme düzensizliği görülebilir” şeklinde konuştu.

AİLELER ÇOCUKLARINI SANAL DÜNYADAN NASIL KORUYABİLİR

Olumsuz etkilerinin saymakla bitmediği ailelerin önlem alması gerektiğini açıklayan Psikolog Zehra Can” Aileler tarafından bu tür tehlikeli trendlerin bilinmesi gerekiyor ve çocukların bu tür eylemlerden uzak tutulması için çeşitli önlemler alınmalı. Bu önlemler arasında, öncelikle çocukla iletişimi güçlendirmek geliyor. Çocuklarla açık iletişim kurarak, sosyal medyada dikkat edilmesi gereken tehlikeler hakkında konuşmak ve onları bu tür zararlı pazarlara karşı bilinçlendirmek önemlidir. Çocukların internet bağlantılarını denetlemek, tehlikeli içeriklerden korunmalarına yardımcı olabilir. Çocukların ilgi düzeylerine uygun, eğitici ve güvenli içeriklerin yer aldığı platformları kullanmalarını teşvik etmek önemlidir” ifadelerini kullandı.

Tüm bunlarda ailelere oldukça büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Can, ”Ebeveynlerin çocuğunun maruz kaldığı içerikten haberdar olması, çocuğun yaşı, kişiliği ve gelişim aşaması dikkate alınarak kişiselleştirilmiş medya planı oluşturmaları gerekiyor. Ekran sınırı koymak, çocuğu ilgili olduğu farklı aktivitelere yönlendirmek, öncelikle ebeveynin örnek olması ve çocukla zaman geçirmesi de bu plana dahildir. Çocuklar üzerinde devam eden çeşitli olumsuzluklar varsa bir uzman desteği alınmalıdır” dedi.

Çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden korumak için yapılabilecekleri açıklayan Psikolog Zehra Can, “Çocukların ne kadar süre sosyal medya kullanabileceklerini sınırlayarak, zamanlarını daha düzenli bir şekilde geçirmelerini sağlar. Çocuklarla sosyal medyanın potansiyel risklerini ele almak ve onlara güvenli internet kullanımı hakkında bilgi vermek, güvenli bir çevre oluşturmaya yardımcı olabilir. Olma, kendi sosyal medya kullanımları ile de iyi örnek olmalıdırlar. Çocuğun bilgisayarını bırakıp ödevini yapmasını isterken kendiler telefonlarına gömülmemelidirler. Çocukların sosyal medya hesaplarının gizliliğini ve korunmasını korumak için gerekli ayarlamaları yapmak önemlidir. Çocukların fiziksel aktivitelerini teşvik etmek ve spor gibi faaliyetlere katılmalarını sağlamak, sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik edebilir” diye konuştu.

KANLI PARA OYUNU TEHLİKESİ

Son zamanlarda sosyal medyada yer almaya başlayan “kanlı para” oyunu hakkında ailelere ve öğretmenlere büyük pay düştüğünü söyleyen Can, “Velilerin bu tür zararlı oyunlardan haberdar olmaları en büyük önlem. Çocuklarına neden bunu yaptığı ile ilgili veya gruba neden uyum sağladığı ile ilgili sorular sorması lazım. Tabi bunlardan önce velilerin çocuklarla açık iletişim halinde olması lazım örneğin bu kanlı para oyununda çocuğun elinde yaralar varsa elini utanmadan, korkmadan göstermesi gerekiyor. Çoğu çocuk bu gibi zararlı oyunları yalnız kalma korkuyla, akranlarından ayrışma, dışlanma korkusu ile yapıyor. Bu oyunda da olduğu gibi çoğu challenge da zarar verme ön planda oluyor. Bunu kabul etmesinin asıl sebebi çocuğun sosyal dışlanmaya maruz kalmaktan korkması ya da dikkat çekme isteği olabilir. Sosyal medyada içerik üretici olan çocuklar bu gibi challengelarda daha fazla tık alma uğruna zararlı videolar çekerek daha fazla özenmeye yol açıyor” ifadelerini kullandı.

Öğretmenlerin çocuklarla iletişimin iyi olması gerektiğini vurgulayan Can, “Aileler çocuklarının bu tür hareketlerinin önüne geçemiyorsa uzmanından destek alınabilir. Çocuk 12 yaşından küçükse oyun terapisi alabilir. Ailelerin bu gibi konularda öğretmenler ile iletişime geçmeleri gerekir. Burada öğretmenlere de büyük pay düşüyor. Öğretmenlerin çocuklarla iletişimin iyi olması gündemden haberdar olmaları gerekiyor. Çocuklara bu konuda bilgilendirme yapabilmesi gerekiyor. Yaygınlaşmasının engellenmesi gerekiyor” dedi.

-Buse Aşcı

Kaynak:Konya'nın Sesi