Çanakkale’de Konya’nın izi! Atatürk’ün yanındaki Konyalı kim?
Takvimler 18 Mart 1915’i gösterdiğinde bu vatan için gözlerini kırpmadan canlarını siper eden vatan evlatları, düşmana geçit vermedi. Şehit ve gazi olduktan sonra hikayeleri dilden dile dolaşan ve destanlaşan askerlerin hepsi bugün minnetler anılıyor.
Her bir askerin akıttığı kan ile alınan Çanakkale Zaferi’nin bugün 109. yıldönümü… Savaşa katılan askerler ile ilgili halen akademik araştırmalar devam ediyor. Peki, savaşa Konyalı kaç asker katıldı? Bu askerlerin hikayeleri neler? İşte detaylar…
Aslında yapılan araştırmalar neticesinde savaşa katılan Konyalılar hakkında sayısal bir veri elimizde yok. Ancak Çanakkale’de şehit olan Konyalı asker sayısı, resmi kaynaklara göre, 2 bin 500 civarında. Konya’nın bu yıllarda, toplamda 750 bin Müslüman nüfusu var. Bu nüfus içerisinde çocuk ve yaşlı olanlar da düşünüldüğünde askere elverişli olan Konyalı nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unun Çanakkale Cephesi’nde bulunduğu söyleniyor. Bu askerlerin büyük bir çoğunluğu da Birinci Dünya Savaşı’nın diğer cephelerine giderek görevini ifa etti.
Yapılan araştırmalarda Konya doğumlu askerlerin 71., 72. ve 77. Alaylarda olduğu daha çok görülüyor. Şehadet tarihlerine bakıldığında ise Seddülbahir Bölgesi’nde gerçekleşen Kerevizdere ve Zığındere Muharebeleri’ne katıldıkları anlaşılıyor.
ŞEHİTLERİN TAMAMINA YAKINI ER
Konyalı, şehitlerin neredeyse tamamına yakını er. Subay şehitlerimizin sayısı da 10-12 kişi civarında.
Bu subaylarımızdan fotoğrafı Harp Mecmuası’nda da basılmış olan Yedek Subay Bekir Sıtkı Efendi’den bahsedebiliriz. Fotoğrafını röportajımda kullandığım Bekir Sıtkı Bey Sille Köyü’nde doğuyor, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal Atatürk’ün birliğinde asker olarak görev yapıyor ve nihayetinde 1915 yılının Kasım ayında şehit oluyor.
VELİ ÇAVUŞ’UN SÖZLERİ YÜREK DAĞLIYOR
Hatıratlarda karşımıza çıkan bir diğer asker ise Konyalı Veli Çavuş…
Veli Çavuş’un dilinden savaş dönemi şöyle anlatılıyor:
“…Hiç boş durmazdım. Geceleri sürüne sürüne düşmanın içine girer, cephane çalar gelirdim. Çalıp geldiğim barutlar bizim pambık gibiydi. Çok mermi, silah, elbise ve yiyecek çalıp getirdim. Alacak bir şey bulamazsam, yorgunluktan uyuyan nöbetçi gavur askerinin ayağından, postalları çıkarır da getirirdim. Bir gün, gündüz düşmanın arasına sızıp, cephaneliklerini ateşe verecektim. Beni fark ettiler; kaçmaya başladım. Öyle bir yere geldim ki, etraf bizim şehit ve onların leşleriyle doluydu.
Yere yattığım gibi, ölülerden birini bacaklarımın üstüne, bir diğerini de göğsümün üzerine çekip, ölü numarası yaptım. Göğsümün üzerindeki yiğir yiğir kokuyordu. Kokuya dayanamıyordum; ama başka ne yapabilirdim ki? Çünkü beni gören düşman, yanıma yaklaşmış beni arıyordu! Epey bir aradılar. Kendi aralarında yüksek sesle, gavurca konuşuyorlardı. Belki şimdi buradaydı mı diyorlardı, ne bileyim. Gözlerimi zaman zaman kapatıp, onları takip ediyordum. Beni bir türlü bulamıyorlardı. Sonra çekip gittiler; Yavaş yavaş sürüne sürüne bizim bölüğe yaklaştığım zamanda, bizimkiler bana ateş etmeye başladılar.
Ben: -Ben Veli Çavuşum!.. diye bağırıyordum ama duymuyorlardı ki, sonra sine sine yaklaştığım zaman, beni görüp anladılar.
HEY GİDİ YOKLUK GÜNLERİ HEY!
Ekmek yok, yemek yok... Hey gidi yokluk günleri hey! ... Atın pisliğinin içinden midesinin eritemediği arpaları çıkarır, yıkayıp kuruttuktan sonra, gavırga gibi yerdik.
Bir keresinde, şarapnel top beygirini öldürmüştü. Baldırını kesip pişirdikten sonra yedim. Gavurların her şeyi vardı; biz ekmek bulamazken, onlar halva, çikolata, şeker gibi bir şeyler yiyorlardı. Zaman zaman bizim mevzilerden yana da attıkları olurdu; biz de alır yerdik…”
Veli Çavuş'un yukarıda verdiğimiz Atatürk'üb fotoğrafında en arkada duran kişi olduğu da biliniyor.
Çok fazla Konyalı askerin hikayeleri araştırılmaya devam ediyor. Çanakkale’de canlarını veren bu askerlerden olan Konyalı Yedek Subay Bekir Sıtkı Efendi ve Veli Çavuş ise Konya’nın gururu olmaya devam ediyor.
Kaynak:Konya'nın Sesi