750 genç hafızın hedefleri yüksek: Her alanda olacağız!

750 genç hafızın hedefleri yüksek: Her alanda olacağız!
Konya’da görkemli bir organizasyon ile icazet alan 750 hafızın arasında olan Mustafa Büyükkaplan Hafız AİHL öğrencileri Konya’nın Sesi Gazetesi’ne icazet töreninde yaşadıkları duyguları, üniversite hayallerini ve yapmak istedikleri meslekleri anlattı.

Konya’da görkemli bir organizasyon ile icazet alan 750 hafızın arasında olan Mustafa Büyükkaplan Hafız AİHL öğrencileri Konya’nın Sesi Gazetesi’ne icazet töreninde yaşadıkları duyguları, üniversite hayallerini ve yapmak istedikleri meslekleri anlattı.

Konya’da görkemli bir organizasyon ile icazet alan genç hafızlar eğitim süreçlerini, üniversite hayallerini ve yapmak istedikleri meslekler hakkında açıklamalar yaptı. Hafızlık eğitimi sırasında farklı eğitimlerde alan öğrenciler hayatlarının geri kalanında doktor, yazar, mühendis, akademisyen gibi farklı farklı alanlarda çalışmak istiyor. Hafızlığın kendilerine getirmiş olduğunu adaleti, hoşgörüyü hayatlarının geri kalanında uygulayacaklarını belirten hafızlar, hangi meslekleri seçerlerse seçsinler İslam’ın yolundan ayrılmayacaklarını ifade ediyorlar.

ERDEM: HAFIZLIĞIN ARTILARINI AKADEMİK HAYATTA DA GÖRDÜM

Lise son sınıf öğrencisi Hüseyin Furkan Erdem 2 yılda hafız olduğunu belirtti. Erdem; “Bu projenin seçtiği ilk öğrencilerden biri olarak zor bir süreçten geçtiğimizi söyleyebilirim. Ezber yaptığımızdan dolayı günlerce eve kapandığımız ve izole olduğumuz günler oldu fakat arkadaşlarım dışarda oyunlar oynarken ben ezberle algımı geliştirdim. Bunun artılarını akademik hayatta da gördüm. YKS sınavının AYT bölümü yüksek oranda ezbere dayanıyor. Hafızlıktan dolayı ezberimiz çok kuvvetlendiği için bu sınavlarda oldukça iyi şeyler yapabiliyoruz. Benim gibi birçok hafız sözel derslerden çıktığında, tekrar etmeden dersi kolay şekilde belleğine alır. Hafızlığın sosyal hayatta çok meyvesini topluyoruz, en sonuncu da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizi ziyaretiydi. Tarafımıza çok güzel bir teveccüh oldu. İcazet törenimiz elhamdülillah çok görkemli geçti. Bizim için, başta ailemiz ve binlerce insanın orada olması çok onur vericiydi. Övünmek gibi olmasın ama bu lise 750 hafıza icazet vererek ülkenin buradaki ihtiyacını tek başına fazlasıyla karşıladı. Benim kardeşimde bu okulda ve kendisi hafız” dedi.

HAFIZLIK TEK ODAK NOKTAMIZ DEĞİL ÇOK FARKLI ALANLARDA DA VARIZ

Hafız Hüseyin Furkan Erdem farkı alanlara da oldukça ilgi duyduğunu belirtti. Erdem; “Ben hafızlık sürecimde yüzme sporunu lisanslı şekilde yapıyordum. Daha sonra hafızlık sürecim bitince enstrüman çalmak istedim ve NEY ile ilgilenmeye başladım. Bunun dışında Arapça öğrendim ve YDS’ye girdim. 87 gibi iyi bir not aldım. Bu sayede dil öğrenmeye de başladım diyebilirim. Bu durumun İngilizceme çok katkısı oldu. 10. sınıfta bir spor alanıyla meşgul olmak istedim ve Mete Gazoz’u hep çok sevdiğimden modern okçuluğa yöneldim. Amatör olarak başladığım bu sporda önce Konya’daki okullar arasında 1.lik kazandım. Daha sonra 81 ilde yapılan yarışmada dereceye girdim. Türkiye’de şöyle bir algı var bizim gibi okulları irtica ile gericilikle itham ediyorlar. Açıkçası en büyük gayemiz arkadaşlarımla bu kötü algıyı yıkmak. Allah’ın izniyle ilerde akademik hayatımı geliştirip uluslararası ilişkiler okumak istiyorum” açıklamalarını yaptı.

ERDAL: TEKNOLOJİ DEVRİMİNE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUM

Hafızlığın çok zor olduğunu ve 2 yılda bu güzel sıfata kavuştuğunu söyleyen Mustafa Ekrem Erdal; “Okulumuzda hocalarımız bize çok yardımcı oldu, zamanımızı verimli kullanmamızı sağladılar. Hafızlık okuluna girdiğim yıl teknoloji atölyelerinin sınavına girmiştim ve kazandım. Aynı zamanda 6. sınıfta da Teknofest’te derece aldım ve İstanbul’a gittik. Şimdi de Teknofest’e, Tübitak’a projeler hazırlıyoruz. Ben ilerde Elektrik, Elektronik ve Yazılım Mühendisliği okumayı düşünüyorum. SİHA ve İHA teknolojileri benim çok ilgimi çekiyor. Selçuk Bayraktar’ın öncü olduğu teknoloji devrimine katkıda bulunmak istiyorum” dedi.

YILDIZ: BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ OLMAK İSTİYORUM

Hafızlık sürecinin keyifli olduğunu ifade eden Muhammed Nabi Yıldız; “Hafızlığa başladığımızda koro ezbere şeklinde ilerliyorduk, çok keyifli ve verimli geçmişti. Ezber yaptıkça beyin açılıyor. Beyin bellek gibi bir şey değil ki içine sürekli bir şeyler atalım. Beyin ve bilinç açılırsa ancak zeka gelişiyor. Biz koro ezber yaparken sınıfımızda geri kalan olmuyordu. Bu ezber yöntemi eğitimi hep beraber bitirmeye yönelikti ve sonucunda çoğumuz hafız olduk. Ben de çoğu arkadaş gibi Bilgisayar Mühendisliği düşünüyorum. Mesleğin önü de çok açık. Günümüzde yapılan çoğu iş bilgisayar üzerinden yapılıyor. Bu konu üzerinde ehlileşirsek geleceğimizin daha parlak olacağını düşünüyorum” dedi.

AĞAŞÇI: DİNİMİZİ GÜZEL ŞEKİLDE TEMSİL ETME MİSYONUMUZ VAR

1,5 senede hafız olurken bu sürecin başında çok zorlandığını belirten Mustafa Cihan Agaşçı; “Bir iş üzerine çok çalışırsanız o iş üzerinde çok iyi olursunuz diye bir tabir var. Bizde emeklerimizin karşılığı olarak zamanla uzmanlaşmaya başladık. Hatta son okumaları yaparken sayfaya bakıp birkaç okumadan sonra adeta sayfanın zihnimizde fotokopisini çeker gibi bir ezberimiz oluyordu. Diğer metinlerde de bize çok katkı sağlıyor bu durum ama Kuran-i Kerim’in feyzinden olacak ki Kuran’ı daha kolay şekilde ezberliyoruz. Böyle bir okulun oturması için siyasi olsun manevi olsun bir zeminin hazırlanması lazımdı. Cumhurbaşkanımız ve diğer bakanlarımızla beraber tüm hocalarımız bize destek oldu. Bizde bunun karşılığını milletimize en iyi şekilde vermek için gayret içinde olacağız. Özellikle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan’ı bizzat görmek beni çok duygulandırdı ve motivasyonumuzu artırdı. Bizim meslek icraatı olmasa bile bulunduğumuz her yerde bu dini güzel şekilde temsil etme misyonumuz var. Allah’ın izniyle bu görevi yerine getirmek için çalışacağız” diye konuştu.

TUĞRA: YAPAY ZEKÂ İLGİMİ ÇEKİYOR

Hafız olduktan sonra üniversite sınavına odaklandığını ve ileride yapay zekayla ilgili çalışmalar yapmak istediğini ifade eden Hasan Faruk Tuğra; “Teknofest’e uğraştıkça mühendisliğe olan alakam arttı. Beyin ve yapay zekâ konusunda bir eğitim hayatı düşünüyorum. Yapay zekayla ilgili şu an çok okul olmasa da bu alanda ilerlemek istiyorum. Ayrıca icazet töreni hayatımın en güzel anlarından biriydi. Akrabalarımdan yine icazet alanlar oldu. Ailelerimize ve ülkemize mutluluk vesilesi olmak bizi de ayrıca çok sevindirdi. İnşallah hafızlığın yanında güncel konularda da donanımlı olup ülkemiz için en iyisini yaparız” ifadelerini kullandı.

ATMACA: MEHMET AKİF ERSOY’UN İZİNDEN GİTMEYE GAYRET EDECEĞİM

Lise son sınıf öğrencisi Muhammed Ali Atmaca, Mustafa Büyükkaplan Hafız Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne gelmeden önce Kuran-i Kerim’i dahi az bildiğini belirtirken, “3 ayda hem kuran öğrendim hem de ezber kapasitem gelişti. Okulumuz çok yönlü olduğundan bizi gezilere, kamplara götürdü, tiyatro etkinlikleri düzenledi ve bu süreçte moralimizi hep üst seviyede tuttu. Son olarak icazet törenimiz ve Cumhurbaşkanımızın bize iltifatları, duaları beni o kadar mutlu etti ki gece uyuyamadım. İnşallah hafızlık görevimizi, bilincimizi hayat boyu taşıyıp bildiklerimizi muhafaza edeceğiz. Ben yazmaya eğilimli olduğumdan, Ümmet şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un, Necip Fazıl’ın izinden gitmeye gayret edeceğim” dedi.

BÜYÜKKAPLAN: HAFIZLIĞIN YANINDA AKADEMİK OLARAK DA İYİ ŞEKİLDE YETİŞTİRİLDİK

Mustafa Büyükkaplan Hafız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin kurucusu Mustafa Büyükkaplan’ın kızı Zeynep Büyükkaplan da okulun hafızlık icazeti verdiği öğrencilerden biri. Zeynep Büyükkaplan; “Hafızlık eğitimi hayatımın en güzel zamanlarıydı, dönme şansım olsa tekrar o günlere dönüp yaşayabilirim. Ortaokula başlarken hafızlığa da başladım. Önceleri herkes tarafından çok zor olacağı söyleniyordu ama Allah’ın yardımıyla kısa sürede icazetimi aldım ve hafız oldum. Bizim için 24 saatini veren ailelerimize, hocalarımıza çok şey borçluyuz.Hafızlığın yanında akademik olarak da iyi şekilde yetiştirildik. Diğer okullardaki öğrencilerle aramızda fark olmadı” şeklinde konuştu.

HAFIZLIĞIMI TAÇLANDIRMAK ADINA İLAHİYAT OKUMAK İSTİYORUM

Dedesinin hafızlara çok kıymet verdiğini ve bu yüzden babası Mehmet Büyükkaplan’ın bu mirasa sahip çıkmak için bu projeyi hayata geçirdiğini ifade eden Zeynep Büyükkaplan, aynı mirası sırtlandığını da belirtti. Büyükkaplan; “Cumhurbaşkanımız ile görüşme anımız çok kıymetliydi. Kendisinin desteğini, samimiyetini hissettim. Cumhurbaşkanı’mızın desteğini arkamızda hissetmek bize güven verdi. Umarım bizde bu topraklarda yaşayan insanlara destek olabiliriz. Güzel bir icazet programını yaşadık. Hafızlığımda annemin katkısı çok fazlaydı, salonda onunla göz göze geldiğimizde gözyaşlarını görünce içim titredi, anlatırken de titriyor. Salondaki protokollerimizden, seyircilerden ve ailelerimizden çok güzel dönüşler almak gurur verici. Hafızlık eğitiminin dışında az da olsa drama, ahşap boyama, yüzme ve jimnastik ile ilgilendim. İlerde de hafızlığımı taçlandırmak adına ilahiyat okumak istiyorum” dedi.

ARMUTÇU: ÇOK GÜZEL BİR İCAZET PROGRAMI YAŞADIK

Hafızlığın kutsal bir süreç olduğunu söyleyen Meryem Nur Armutçu; “Hafızlık zor bir süreç, bunu yaşamayan asla bilemez. Hafızlığa başlarken bize hep; bunun meyvelerini öldükten sonra alacaksınız dendi. Ben çok şükür bu dünyada da bunun meyvelerini akademik, sosyal ve entelektüellik olarak alıyorum. Son olarak da çok güzel bir icazet programı yaşadık. Bize Cumhurbaşkanı ile buluşacaksınız dendiği zaman inanamamıştım. Ertesi gün girdiğim YKS deneme sınavını bile heyecandan yapamamıştım. Daha sonrasında bizim için süreç çok güzel ilerledi. Cumhurbaşkanımızla karşılıklı oturduk, unutamayacağım bir fotoğrafım oldu. Ben o andan sonra büyük bir iş yaptığımın daha da farkına vardım. Bu harika organizasyonda kimin emeği varsa Allah onlardan razı olsun” diye konuştu.

ARMUTÇU: HUKUK ALANINDA İSLAM’A HİZMET ETMEK İSTİYORUM

İdeallerinden bahseden Armutçu; “Benim küçüklükten beri dramaya bir merakım var. Hatta annemler anlatır sürekli küçükken tiratlar ezberleyip evde okurmuşum. Dramaya oradan gelen bir sevgim var Bu okul sayesinde bu ilgim devam etti, tiyatrolar düzenledik. Bunun dışında Kuran-i Kerim’i yüzünden okuma da birçok kez dereceye girdim. Yine hocalarım öncülüğünde diksiyon eğitimlerime başlayacağız. Yine küçüklüğümden beri adalete karşı büyük bir ilgim var. Bu istek hafızlık dönemimde daha da belirginleşti. Kuran’ı hatmederken onun adaletine de bizzat şahit oluyoruz. Kuran’daki bu anlayış beni çok etkiledi, bende bunu dünyaya neden yaymayayım diye düşündüm. İleri de Allah izin verirse Hukuk alanında İslam’a hizmet etmek istiyorum” açıklamalarını yaptı.

AKKOÇ: KARDEŞİMLE BİRLİKTE İCAZET ALDIK

1,5 yılda hafız olduğunu belirten Hande Buse Akkoç, bu süreci annesiyle beraber gayret ile geçirdiğini belirterek; “Benim için olduğu kadar annem için de zor bir dönemdi. Bazı geceler uygusundan uyanıp bana ders anlattığı oluyordu. Gerçekten herkesin yıprandığı ama mükafatını aldığımız önemli bir süreçti. İcazetten önce Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile buluşmak ve onun övgülerine mazhar olmak asla unutamayacağım bir anı olarak bende kaldı. Hafızlık sürecinde yurtta kaldım. Benim kardeşimde hafızlık icazeti alanlar arasındaydı, ailemize çifte mutluluk yaşattık. Hocalarımız yurtta sağ olsunlar bizi ebru, ahşap boyamacılığı, hat gibi farklı alanlara da teşvik ettiler. Biz de bu alanları hafızlık dışında nefes alacağımız yerler olarak gördük. Bunun dışında hocalarımız ve arkadaşlarımızla okul dergisi olan Muhafızı çıkardık. Bana ilerde ne olacaksın diye sorduklarında doktor olmak istediğimi söylüyordum. Bu isteğim şiddetli bir şekilde hala devam ediyor. Ülkeme hafız bir doktor olarak hizmet etmek ve bazı algıları yıkmak istiyorum” diye konuştu.

İLHAN: AİLEM İÇİN GURUR VERİCİ BİR GÜNDÜ

Ortaokul öğrencisi Elif Berra İlhan hafız olmadan önce okulun afişini görüp etkilendiğini ifade ediyor. İlhan; “Gördüğüm afişten etkilendim ve sınava girdim. Çok şükür 3 sınavı da kazandım. Başlarda hafız olamam diye düşünüyordum ve korkuyordum. Fakat başlayınca beklediğimden çok daha kolay oldu. Kimse gözünü korkutmasın, Allah’ın yardımı büyüktür. Babam ve annem dişçi olmalarına rağmen bana çok yardımcı oldular. Bazen babam 5’te işten eve geldiğinde beraber çalıştığımız oluyordu. Cumhurbaşkanımızı ben göremedim ve açıkçası içimde bir ukde oluştu. Neyse ki bu ukdeyi icazet programında büyük ölçüde giderdim. Bizim için yapılan bu anlamı programında gururlu hissettim. Ailem içinde gurur verici bir gündü. Hafızlık dışında fotoğrafçılık kursuna ve resim kursuna gitmiştim. Hafızların sadece İslam yönünde değil, farklı alanlarda da iyi olduklarını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. İleri için tam bir hedef koymadım fakat yazarlığa oldukça ilgim var” dedi.