Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, AA'nın sorularını yanıtladı: (4)
ANKARA (AA) - Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Şehirlerin yenilenmesi, ülkenin yenilenmesi anlamına geliyor. Artık mikro ölçekte çalışmalar çok önemli. 2023'te bunu yapan ve yapamayanlar üzerinden bir seçime gidilecek. Kim benim derdimi çözüyorsa ona 'devam' denilecek. Kim demagoji yapıp algı yönetiyorsa ona 'bir dakika dur' diyecek. İşte onu başarmamız lazım." dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Atölye Stüdyosu'na konuk olan Şahin, belediyelerin katı atık bertaraf çalışmaları ve biyogaz üretimine ilişkin, biyogaz üretimini artıracaklarını ve çöplerden enerji üreteceklerini söyledi.
Şahin, çöplerin ayrıştırılmadan, karıştırılarak atılmasının en temel sorunlardan biri olduğunun altını çizerek, çöplerin sonradan ayrıştırılmasının pahalı ve zaman alan bir çalışma olduğunu ifade etti.
Avrupa Birliğinden büyük bir proje alarak mekanik ayrıştırma tesisi kurduklarını anlatan Şahin, şunları kaydetti:
"Camı, bakırı, yağı benim cari açığım zaten. Sanayicinin ham maddesini toprağın içinde bekletiyoruz. Şimdi mekanik ayrıştırma ile inorganikleri ayırdığımızda kağıdı, camı, bakırı, geriye ne kalıyor, organik... Direkt organiği çöpün üzerine koyduğumda bu beraberinde verimliliği artıracak. Bir taraftan da ham madde satışıyla cari açığı azaltacağım bir tedbire dönüşecek. Bu önemli ama esas sorun şu. Koronavirüs sürecinde evde kalınca bir hanım gözüyle baktığımda gördüm, çöpleri karıştırıyoruz. Başta mutfakta eğer organik ile inorganiği ayrıştırırsak hiçbirine gerek kalmayacak. Çok basit bir şey. Almanya bunu 50 yıl önce yapmış. İlçelerimiz son zamanlarda çok başarılı çalışmalar yaptı. Elektroniği, tıbbi atıkları ayırdı ama karıştıktan sonra ayırdı. Şimdi baştan ev hanımı gelecek ve bunu ayıracak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın başlattığı Sıfır Atık Projesi'nin bu anlamda büyük bir farkındalık oluşturduğuna dikkati çeken Şahin, "Şu anda Külliye'ye hiç çöp arabası gelip bir şey almıyor çünkü baştan ayrılıyor. Bunu bir seferberlikle evdeki, mutfaktaki hanımın yaşam alışkanlığına dönüştürdüğümüzde bunu başaracağız. Bunu da teşviklerle yapıyoruz." diye konuştu.
Birliğe bağlı belediyelerin yüzde 20'sinin bu çalışmayı yaptığını, çok hızlı bir şekilde bunu yüzde 80'lere çıkarmaları gerektiğini vurgulayan Şahin, son zamanlarda bilincin arttığını ve 5 yılda bunu yapabileceklerine inandığını ifade etti.
- " Yeni Asiye'lerin olmaması için çok dikkatli olmalıyız"
Hayvanlarla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Tarım ve Orman bakanlıklarının da desteğiyle çok büyük bir rehabilitasyon merkezi açacaklarını belirten Şahin, aşı çalışmalarından ameliyata kadar hepsini yapacaklarını aktardı.
Konya Büyükşehir Belediyesinin de kırsalda hayvanların sahiplenilmesine mali destek verdiğini anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her hayvan için mali kaynak veriyor, orada sahiplenmeyi teşvik ediyor. Bununla ilgili çok güzel modellemeler var. Biz de bir mama makinesi aldık. Tek tip mama yediğinde hayvan da bundan sıkılıyor. Gastronomi memleketindeyiz, hemen yemek fabrikalarının olduğu yere mama makineleri koyduk. Bir Asiye örneği yaşadık. Herkesi korumamız gerekiyor. Yeni Asiye'lerin olmaması için herkesin çok dikkatli olması lazım. Bu bir tesisleşme, sahiplenme ve doğru yönetişim işi. Bunları yaptığınız zaman kendi içinde güzel örnekler oluyor. Bursa'dan, Konya'dan, Balıkesir'den örnekler aldık. Bunlar önemli çalışmalar. Ben zaten çok iyiyim dediğin nokta, durduğun noktadır. Çünkü 'Bilenle bilmeyen bir olur mu' diyor ama 'İki günü eşit olan da bizden değildir' diyor. Her gün kendimizi yetiştireceğiz. Çocuk dostu, genç dostu, aile dostu, kadın dostu, insan dostu, canlı ve çevre dostu yeni nesil belediyecilik var. Kim bunun kodlarını iyi görürse yola devam eder. Kim kendini yenilemezse bu onun bitişi olur. Şehirlerin yenilenmesi, ülkenin yenilenmesi anlamına geliyor. Artık mikro ölçekte çalışmalar çok önemli. 2023'te bunu yapan ve yapamayanlar üzerinden bir seçime gidilecek. Kim benim derdimi çözüyorsa ona devam denilecek. Kim demogoji yapıp algı yönetiyorsa ona bir dakika dur diyecek. İşte onu başarmamız lazım."
- "Anadolu'daki eserler yerine dönse Avrupa'da müze kalmayacak"
Şahin, bölgesel turizme ilişkin de "Yeni dünya düzeninde kim ne istiyor" sorusu üzerinde düşündüklerini ve fikir geliştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Avrupa'da 80 milyon kişinin müzelere gittiğine dikkati çeken Şahin, "Hiçbir eksiğimiz yok, daha fazlamız var ama eksiğimiz olan neydi? Arkeoloji Enstitüsü'nü Avusturya 150 yıl önce kurdu. Gidin Avrupa'daki müzelere, Anadolu'daki eserler yerine dönse Avrupa'da müze kalmayacak." görüşünü paylaştı.
Şahin, Asyalı turistlerin artık kum, deniz, güneş değil kültürel mirası gezmek, görmek istediklerini vurgulayarak, "O zaman ben Kapadokya'ya gelen elimdeki hazineyi bölgeye nasıl getireceğim? Tesis, tanıtım. Bütün tesisler bitti. Hanlar, hamamlar hepsi restore edildi. Geriye ne kaldı? Tanıtım. Bu da sizin işiniz. O yüzden bunu başarırsak eğer milyonlarca insanın buraya geri dönüşünü sağlayacağız." sözlerini sarf etti.
- "Biz coğrafi işaretin ne olduğunu çok geç öğrendik"
Coğrafi işaretli ürünlere ilişkin de konuşan Şahin, "O kadar sinirleniyorum ki geçen gün bir indeks yayımlanmış, biz 17. sıradayız. Birinci sırada İtalya, ikinci sırada Yunanistan. Yunanistan elimizdeki bütün coğrafi işaretlerimizi aldı. Biz coğrafi işaretin ne olduğunu çok geç öğrendik. Şimdi beraberinde 400 coğrafi işaretimiz var ama AB coğrafi işaretini alan ilk ürün baklava. Ne zaman almış, 2008. Kim almış, sanayi odası. Bu bir vizyon. Bütün ürünlerimin AB coğrafi işaretini alacağım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Keşif için Fırat'a gel, keyif için Fırat'a gel"
Fırat Nehri ile ilgili hayalleri olduğunu da dile getiren Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı:
"En büyük hayalimdi Fırat. Keşif için Fırat'a gel, keyif için Fırat'a gel. Fırat'ın etrafındaki bütün medeniyetler, Roma dönemi, Göbeklitepe... İnsanlık tarihi kadar elimizde büyük bir medeniyet var çünkü suyun olduğu yere medeniyet kuruluyor. Baktığınız zaman, dün Arkeoloji Şurası yapmamızın nedeni o. Dün İlber hocalar, bütün hocalar çok heyecanla bu şurayı yaptık çünkü 2014 yılında Işınsu hoca, 'Başkanım bütün eserler bizde, bir enstitümüz yok. Anadolu Arkeoloji Enstitüsü yok' dedi. Adamlar 150 yıl önce kurmuş, Kapadokya'da şube müdürlüğü açmış. Bu iş kültür ekonomisi. Siz biliyor musunuz Fırat'ta somondan daha kaliteli bir balık var. Kimse bilmiyor, şehir de bilmiyor. Şabut diye bir balık var. Şimdi cam terası yaptık, bu balığı yediriyoruz, menengiç kahvesi içiriyoruz. Gelen şoke oluyor. O yüzden herkesin Fırat'a bir gelmesi lazım, Fırat'ı bir koklaması lazım, Fırat'ı bir tatması lazım, Fırat'ı bir hissetmesi lazım. Biz hepimiz Fırat'ın çocukları olarak 'biber kimin, dondurma kimin' ile uğraşacağımıza, 'bu destinasyona dünyayı nasıl getireceğiz' diye bakmamız lazım."
(Bitti)