Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine dikkati çekerek "Ortak tarihimizden aldığımız ilhamla aramızdaki dostluk ve muhabbeti daha da sağlamlaştırıyor, birlik ve beraberliğimizi daha da perçinliyoruz. Her ne kadar diplomatik münasebetlerimiz 30 sene önce kurulmuş olsa da kader birliğimiz tarihin derinliklerine kadar uzanmaktadır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü'de düzenlenen TEKNOFEST Azerbaycan'ın Seçkin Gözlemci Günü'nde yaptığı konuşmada, can Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü'nde katılımcılarla beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getirdi. Bağımsızlığın nasıl kazanıldığını, ne kadar değerli olduğunu çok iyi bilen bir milletin evladı olarak Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü'nü tebrik eden Erdoğan, "İstiklal ve istikbal yolunda verdiğimiz şanlı mücadeleleri, şehadetleriyle taçlandıran kahramanlarımızı rahmet ve hürmetle yad ediyorum. Rabb'im aziz şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Rabb'im bizleri de şehitlerimizin kutlu ve mübarek yolundan ayırmasın." dedi.
İki hafta önce Rize-Artvin Havalimanı'nın açılışını Aliyev ile birlikte gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, bugün ise Bakü'de bir başka tarihi buluşmaya yine birlikte imza attıklarını ifade etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in şahsında can Azerbaycan'ın mümtaz halkına samimi misafirperverlikleri için teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hazar'ın incisi Bakü'de bir millet, iki devlet, tek festival şiarıyla dünyanın en gözde Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST'i gerçekleştiriyoruz. Aziz Sancar hocamıza bu gurur günümüzde heyecanımızı paylaştığı için yine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Rüzgarların şehri güzel Bakü'den Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu'nun Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte mücadele ettiği toprakların her karışına, Natavan'ın gazelinin işitildiği ovalara, şehidimiz Hüdayar kardeşimizin türkü söylediği diyarlara, Gence'ye, Şuşa'ya, Fuzuli'ye, Laçin'e, Azerbaycan'ın her bölgesine selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Bugün bir kez daha burada vücut bulan ebedi ve ezeli kardeşliğimizi Rabb'im daim eylesin."
Bu yıl iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden tesisinin 30. yıldönümünü büyük bir gururla idrak ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ortak tarihimizden aldığımız ilhamla aramızdaki dostluk ve muhabbeti daha da sağlamlaştırıyor, birlik ve beraberliğimizi daha da perçinliyoruz. Her ne kadar diplomatik münasebetlerimiz 30 sene önce kurulmuş olsa da kader birliğimiz tarihin derinliklerine kadar uzanmaktadır. 1915'te Çanakkale'de, 1918'de Gence'de, Bakü'de ve Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde yüreklerimiz ve bileklerimiz ortak mücadelemizde tekrar beraber olmuştur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki muhabbetin gücünü merhum şair Bahtiyar Vahapzade'nin "Bir ananın iki oğlu. Bir ağacın iki kolu. O da ulu, bu da ulu. Azerbaycan-Türkiye. Dinimiz bir, dilimiz bir. Ayımız bir, yılımız bir. Aşkımız bir, yolumuz bir. Azerbaycan-Türkiye" dizeleriyle ifade etmek istediğini söyledi.
"Bizler melali de sevinci de bir olan, sözde değil, özde kardeş olan iki devletiz, iki halkız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Göklerde nazlı nazlı dalgalanan hilallerimiz gibi bizler aynı inancı paylaşan asil bir milletin mensuplarıyız. Tıpkı Anadolu gibi, burası bizim de toprağımızdır. Tıpkı Türkiye gibi, burası bizim de vatanımızdır. Tıpkı doğduğumuz yerler gibi, burası bizim de öz yurdumuzdur. Aynı şekilde Türkiye'nin her bir karışı da sizlerin vatanıdır, yurdudur. Türk milletinin kalbindeki Azerbaycan sevdasını kim söküp atabilir? Kardeşler arasına kim mesafe koyabilir? İki kardeşi hangi hudut ayırabilir? Gönüllerimiz arasına kim sınır çizebilir? 'Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.' Evet biz gönüllerimize çizilen hudutları yıkarak, bugün burada birlikteyiz. Batıdan doğuya kadar nerede bir gardaşımız varsa orası bizim evimizdir, yurdumuzdur, gönül coğrafyamızın ayrılmaz bir parçasıdır."
"Geniş bir yelpazede güçlü işbirlikleri kurduk"
Türkiye-Azerbaycan olarak bu anlayışla ilişkileri önce stratejik ortaklığa, geçen yıl da Şuşa Beyannamesi'yle "stratejik müttefikliğe çıkardıklarına dikkati çeken Erdoğan, enerjiden kültüre, savunmadan ticari, ekonomik ve beşeri münasebetlere uzanan geniş bir yelpazede güçlü işbirlikleri kurduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Burada Selçuk kardeşime, ağabeyine, Bayraktar ailesine, özellikle bu Akıncı, zirve noktasında olan bir SİHA. İstanbul'dan buraya non-stop uçmak suretiyle o da bir rekora imza attı. Tabii çok daha farklı gelişmeler inşallah olacak. Bunları da yaşayacağız. Bunları da inşallah göreceğiz. İlham kardeşimin de eşsiz katkılarıyla ikili ilişkilerimizi sadece bölgeye değil, tüm dünyaya örnek olacak bir seviyeye taşıdık. İstikbalimizin teminatı olan gelecek nesillerin ülkelerimiz arasında her alandaki örnek iş birliğini daha da ileri götüreceğine inanıyorum." diye konuştu.
"Azerbaycan, Karabağ deyince yüreğinde fırtınalar kopan 85 milyonun selamını getirdim"
Bu ziyaretin Azerbaycan'ın kadim şehri Şuşa yılında gerçekleşiyor olmasının da ayrıca anlamlı olduğunun altını çizen Erdoğan, "Sizlerden aziz şehitlerimizin şanlı mirasına gerektiğinde canınız pahasına sahip çıkmanızı bekliyorum." dedi.
Gençlere, "Bugün buraya aramızdaki muhabbetin nişanesi olarak geniş bir heyetle geldim." diye seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Her birinize kalbi sizinle çarpan gençlerimizin selamını getirdim. Sizlere can Azerbaycan deyince, Karabağ deyince yüreğinde fırtınalar kopan 85 milyonun selamını getirdim. Sizlere ellerini semaya her açtığında Azerbaycan'ın huzuru ve esenliği için dua eden Türkiye'deki kardeşlerimizin selamını getirdim. Sizlere Azerbaycan türküleriyle sevinen, Azerbaycan ağıtlarıyla hüzünlenen milyonlarca dostunuzun, kardeşinizin selamını getirdim. Sizlere bölgesinde istikrar abidesi olarak yükselen Azerbaycan'la birlikte dayanışmamızın özellikle ifadesi olan şu canlı toplulukla birlikte geleceğe zafer dolu, heyecanla, coşkuyla yürümenin anlam ve manasını getirdim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılaştığı onca haksızlığa, hukuksuzluğa rağmen, diplomaside, ekonomide, kültürde destan yazan Azerbaycan'la iftihar ettiklerini vurgulayarak "Kardeşim İlham Aliyev'in dirayetli liderliğinde can Azerbaycan'ın emin adımlarla aydınlık bir geleceğe yürüdüğünü memnuniyetle görüyoruz." dedi.
"Biz baskıyla, tehditle korkutulanlardan olmadık, asla olmayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycanlılara, bu sene doğumunun 130. seneyi devriyesinde rahmetle andığı Azerbaycan'ın milli şairi Ahmet Cevad'ın, "Men Türk evladıyam, derin aklım, zekam var. Ne vahtacan çiynimizde gezecekdir yağılar? Ne kadar ki hakimlik var, mehkumluk var, men varam. Zülme garşı isyankaram, ezilsem de susmaram." sözleriyle seslenmek istediğini belirtti.
Erdoğan, haksızlık karşısında susanlardan olmadıklarını ve olmayacaklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Bu vesileyle Haydar Baba'mızı da rahmetle yad ediyorum. Mekanı cennet olsun. Biz baskıyla tehditle korkutulanlardan olmadık, asla olmayacağız. İşgale ve haksızlığa karşı her ortamda doğru olanı söylemekten meşru davamızı savunmaktan geri durmadık, durmayacağız. Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz olmadığı gibi, habis niyetlilere verecek tek karış toprağımız da yoktur, olmayacaktır çünkü biz tesadüflerin bir araya getirdiği insanlar değil, tarihiyle, kültürüyle, medeniyet değerleriyle büyük bir milletin evlatlarıyız. Nerede bir zulüm varsa, hukuksuzluk varsa, adaletsizlik varsa, sesini yükselten, tüm hücreleriyle karşı çıkan yürekli bir milletin mensuplarıyız. Karabağ Zaferi milletimizin kahramanlık destanlarının en son örneğidir. Aziz kardeşim Muzaffer Ali Başkumandan Sayın Aliyev'in kararlı duruşu sayesinde Karabağ 30 yıl sonra esaretten kurtulmuştur."