Gel Diyorum Gel

Her gün senin aşkınla yangınlarda yanarken kor alevler içinde bile hep seni zikreden, sensiz saatlerinde bile seni senden dilenen bir dilenciyim.

Sönmüyor bir türlü, durmuyor bu yangın. Anlam veremiyorum bu dertlere, nereden güç oluyor diye her gün düşünürken bile göynük göynük o korlarda yanan yine benim. 

Âh içime attığım yâr! Baktığımda göremediğim, elimi bile dokunduramadığım, beni bu kor alevlerden çekip kurtaracak olan da sensin biliyorum. Biliyorum bir gün öyle bir geleceksin ve diyeceksin “Bitti ıstırabın, işte karşındayım.” Belki sevinçten kalbim duracak belki sevinçten çığlık atacağım belki de sesim kısılacak sadece gözyaşlarım konuşacak her zamanki gibi ama sen bana aldırma olur mu? Ben sevinçten ne yaptığımı belki bilemeyen bir aptal haline geleceğim. Sen gel yeter ki sen arala perdeleri, uzat ellerini, tut beni düşmeyeyim diye ne olursun tut…

Bunlar çokça söylediklerim biliyorsun sen beni. Bir de söyleyemediklerim var boğazımda düğüm düğüm düğümlenen, yutkundukça gözümden yaş gelen. İşte onları da sen biliyorsun ya yine her zamanki gibi gel diyorum sana. Gel, ne olursun gel. Söylediklerim şöyle dursun ne olursun söyleyemediklerim hatırına gel. Asiliğim, hoyratlığım, deliliğim belki bendeki beni söyleyemediğimdendir. İşte diyorum ya söyleyemediğim. Ne olursun gel! Suskunluğum için, mühürlü dilim için, yüreğimi gördüğün ve bildiğin için gel. 

Yüreğim bazen öyle bir kabarıp coşuyor ki onları söyleyemedim hiç. Belki utandım belki hayıflandım, çekindim. Ne bileyim işte söyleyemedim. Ne olursun sen beni söylediklerimde değil söyleyemediklerimde ara, bul, kurtar beni bu yangınlardan. Dokunamadığım, doyamadığım, göremediğim, aşkıyla yandığım yâr…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Halime Doğru Arşivi