İsmehan Tüfekçi
Dede Korkut Kimdir?
Sizlere bugün Dede Korkut kimdir bundan bahsetmek istiyorum sevgili okurlar. Batı Türkçesinde "Dede Korkut" olarak da anılır. Sirderya havzasında tespit edilmiş halk anlatıları onu bir baksı (Şaman) olarak tanıtırken yazılı kaynaklarda hükümdarlara vezirlik, müşavirlik yapmış bir Müslüman Türk velisi olarak tanıtılmıştır. Elimizdeki mevcut kaynaklar ile Dede Korkut’un tam olarak hangi zaman aralığında yaşadığını bilemiyoruz; ancak Dede Korkut kitabından onun Hz. Muhammed (SAV) zamanına yakın bir zamanda yaşadığını öğreniyoruz. Bunun haricinde onun kim olduğunu, nerede ve nasıl yaşadığını ve ne gibi işler ile meşgul olduğunu çok iyi biliyoruz. Dede Korkut,bilinen bütün ozanların atasıdır. Onun her zaman sıra dışı özellikleri vardır. Kolca kopuzuyla kopuz çalar. İçinde yiğitliğin, mertliğin, gerçek sevdanın, vatan sevgisinin, ana baba ve yar sevgisinin bulunduğu, her köşesinde buram buram İslamiyeti benimseyiş kokan hikayeler anlatır. Çok uzun yıllar yaşadığı rivayet edilir. Aynı zamanda kopuzu ilk bulan ve Türklere öğreten kişidir. Bu kopuzu eşliğinde, kendi halkına ne güzel hikayeler anlatmıştır. Dede Korkut o kadar çok sevilmiştir ki zamanla onun üzerine akademik çalışma yapan akademisyenler çalışmalarında ona “Dedem Korkut” diye hitap etmişlerdir. Dede Korkut hikayelerinin edebiyatımızda birçok önemi vardır; ancak bu hikayelrin öne çıkan en önemli iki özelliğinden birisi destandan halk hikayesine geçişin ilk örnekleri olması ve Türklerin islamiyeti benimseyiş çabalarının anlatılmasıdır. Dede Korkut’un Türklerin İslamiyet ile tanışmadan önceki hayatlarında da olduğu rivayet ediliyor. Ama Dede Korkut, Türklerin en çok islami hayatına yakışmıştır. Hatta Türkler, onun İslamiyet ile olan ilişkisini o kadar çok sevmişler ki ona bir evliya, hatta peygamber gözüyle bakmışlardır. Allah’ın izniyle gelecekten haber verir. Bütün halk onun sözünü dinler. O bir şey hakkında ne söylerse sözü mutlaka tutulur. Onun duası Allah indinde kabul olunur. Kordan çıkmış bir kadının oğludur. Kuşların dilini çok iyi bilmektedir. O, çok uzun yıllar yaşadığı ve evliya gibi görüldüğü için kendisinden bahsedilirken “Ölü desem, ölü değil, diri desem diri değil” diyerek bahsedilmiştir. Kendisi çok büyük bir bilge ve hikmet sahibidir. Hikayelerinde geçen konuşmalarında her sözü hikmetli, her sözü bilgecedir. Öleceği zaman, uykusunda kendisine haber edilmiştir. Dede Korkut Azerbaycan’da da çok iyi bilinir. Onların inancına göre ise dünyadaki her şeyin adını Dede Korkut koymuştur. Zaten hikayelerde de sık sık herhangi bir kahramanlığa imza atan gençlere ad koyarak. Dede korkut gelmeden kimse kendi çocuğuna ad veremez. “Korkut ata gelsin, bu yiğide bir isim versin denilir” ve onun gelmesi beklenir. Şimdiye kadar ulaşılan Dede korkut kitabının varyantlarında en fazla 12 adet hikaye mevcuttur. Bu hikayeler yıllar boyu dilden dile kahraman bir söyleyiş ile anlatılmıştır. 16. yy’da ise yazıya geçirilmiştir. Dede korkut kitabının ön sözünde Dede Korkutun Hz. Muhammed (SAV) zamanında yaşadığı ve aynı zamanda da Oğuzların bayat boyuna mensup olduğu bildirilir.