Sarp kayalık üzerindeki Micingirt Kalesi turizme kazandırılmayı bekliyor
Tarih boyunca ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetten izler taşıyan kale, Orta Çağ'ın en şöhretli kalelerinden biri olarak nitelendiriliyor.
Tek parça halinde sarp kayalık üzerinde dikkati çeken kalenin 1000 yıldan fazla bir geçmişe sahip olduğu tahmin ediliyor.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Orta Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı'ndan emekli Dr. Öğretim Üyesi ve tarih araştırmacısı Gürsoy Solmaz, Micingirt Kalesi'nde birçok dönemin izlerinin görüldüğünü, surlarında çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan oyma taşların olduğunu anlattı.
Solmaz, "Evliya Çelebi'ye göre burası Akkoyunlu yapısı denilse de tartışmaya açıktır. 1394'lerde Timur'un geldiği, damgalarını vurduğu, kitabesini düştüğü önemli kavşak yerindeki kalemiz ve etrafındaki bir kısım yapılar Saltuklu sınırında olduğunun delili sayılır" dedi.
"İLHANLILAR DÖNEMİNDE DARPHANENİN BULUNDUĞU YER"
Kalenin konumu itibarıyla önemli bir kavşak noktasında bulunduğunu ifade eden Solmaz, şu bilgileri verdi:
"Orta Çağ'da yukarı Pasinler'in merkezi olan bu köy, İlhanlılar döneminde darphanenin bulunduğu yer olarak tarih kitaplarında geçer. Buradan değerlendirerek Orta Çağ'ın en şöhretli kalelerinden birisidir. Değişik kervan yollarının, değişik savaşlara dahil olacak askerlerin geçiş güzergahı, 1202 yılında Selçuklu 2. Rükneddin Süleyman Şah ve Gürcü kraliçesi Tamara'nın savaşmış oluğu yer, köy ve mıntıka olarak bilinir.
Timur'un burada kalenin değişik yerlerinde çintemani denilen, it ayağı da diye anılan ve onun simgesi olan dünyanın 3 küresi, yan yana işlenmiş taşlar var. Burada İslami kitabeler depremde dökülmekle beraber tarihçilerimiz tarafından araştırılıp çevrilmiştir. Timur dönemi ve sonraki döneme ait bir kısım izleri burada görme imkanımız var."
Kalenin tarihi süreç içinde Arapların, Bizanslıların ve Selçukluların eline geçtiğini anlatan Solmaz, şunları söyledi:
"Kalenin arka tarafında bir kümbet bulunur, Erzurum'daki kümbetle benzerlik gösterir. Buradaki çanak, çömlek kırığı, renkler, desenler, buranın tarihi zenginliğinin delilleridir. 9. yüzyıldan beri bu kale var, su künkleri burada bulunuyor. Mağara taşları, kuş ve kaplumbağa başlı taşlar var. Muhakkak turizme kazandırılmalı, gelenler buraya ilgi göstereceklerdir. Böylesine tarihi eserlerin bulunduğu coğrafya ve yerleşke çok az."