Film ve dizi bağımlılığı nasıl olur?

Film ve dizi bağımlılığı nasıl olur?
Diziler ve filmler hayatımızın bir parçası hâline geldi. Bağımlılık kavramı da hayatımızın bir gerçeği oldu.

Dizi ve filmlerde gerçek yaşamdan kopma, hiçbir şey düşünmeden, hesap etmeden dizinin içinde olma hâli vardır. Bir nebze de olsa hayatımıza mola vermek avantajı sunar. Bunun sıklığı arttığında, demek ki hayatımızda baş edemediğimiz durumlar artmış ve sığınağımız olan dizilere ve filmlere daha fazla ihtiyaç duyar hâle geliniyor. Atalarımızın bir sözü vardır; “her şeyin azı karar çoğu zarar”, işte bu söz her türden bağımlılığa karşı farkındalık oluşturabilir. Dizi ve film bağımlılığı bunlardan bir tanesidir.

BİLİNÇSİZ TEKNOLOJİ KULLANIMI

Günümüzde teknolojik imkânların artması, bilinçsiz teknoloji kullanımıyla beraber bağımlılık riski de artırıyor. İstenilen bir diziyi bulmak ve seyretmek eskisine göre çok daha kolay. Dizi ve filmlere olan erişilebilirliğin bu kadar kolay gelmesi bağımlılık riskini arttırıyor. Çoğu kişi kendine bağımlı damgasını yakıştırmaz, izlediği sürenin normal olduğunu düşünür. Eğer bu sizin için normal bir şey gibi görünmeye başlarsa da bağımlı olduğunuzun bir işareti olabilir.

BAĞIMLILIK GÖSTERGELERİ

Dışarıdan bakanlar da genelde “sabah-akşam bunun başındasın”, “kalk artık şunun başından”, “onlarla yatıp onlarla kalkıyorsun” demeye başlar. Ne zamanki önemli bir işiniz olmasa, o telefonu alıp kaldığınız bölümden izlemeye devam edersiniz ya da izlemek için başka cihazlar ararsanız, bunlar bağımlılığın ilk göstergeleri olabiliyor.

Gün geçtikçe işlerinizi ertelersiniz, bu durum işlerinizin önüne geçer. Gün içerisinde dizi izlemeye çok zaman ayırır hâle gelmişsinizdir. Asıl işler ise bundan sonra başlar. İradeli biri değil iseniz davranışlarınız üzerinde kontrolünüzü kaybedebilirsiniz. Gün içerisinde izlemek yetmez, akşam da izlersiniz, bazen uykunuzu ertelersiniz, uyumaktan önce gelir hatta rüyalarınıza girmeye başlar. İşte iradenize hâkim olamayıp dur diyemediğiniz bu durum bağımlılığa dönüşür, artık sizi tesiri altına almaya başlamıştır ve etkileri hiç iç açıcı değildir.

Fazlaca izlenilen dizi ve filmlerin fiziksel olarak göz ve beyin sağlığını bozmanın yanında psikolojik etkileri vardır ve bunlar sinsice yerleşir zihnimize, duygularınıza ve yıkımı çok üzücü olur.

DİZİ VE FİLMLERDE EMPOZE EDİLENLER

Bu alanda yapılan çalışmalardan hareketle dizi ve filmlerin bazı genel olumsuz etkilerini sıralayacak olursak, bağımlılık düzeyinde ya da bilinçsizce izleyenlere empoze ettiği mesajlar şunlardır:

İstemediğin biriyle evlendiysen, ona ihanet edebilir, başkalarıyla aşk yaşayabilirsin.

Sana kendini kötü hissettiren bir olaydan sonra içki içip etrafı dağıtmalısın.

Sevdiğin kişi başkasıyla evlendiyse onların yuvasını bozmalısın. Sana yâr olmayanı kimseye yâr etmemelisin.

Kötüler daima güçlüdür, iyiler ezilmeye mahkûmdur, sen ezilmemek için en azından iyilerden olmamalısın.

Her güne yeni elbiselerin, ayakkabıların olmalı, alışveriş için hep lüks yerleri ve markaları tercih etmelisin.

Evde ilgi görmeyen eş dışarıda eşini aldatmalı ve bütün suç eşine yüklenmeli, aldatanın da yaptığı masum gösterilmelidir.

Gençlerin mutlaka sevgilisi olmalı, lise ve ortaokul seviyesinde olsa bile çıktığı biri olmalıdır.

Birbirinin kuyusunu kazan insanlar, hep maskeler ile dolaşmalı ve suç daima bir iki kişinin üzerine yıkılmalıdır.

Kavga eden, şiddet uygulayan, hırsızlık ve gasp yapan başrol oyuncuları güler yüzlü, yakışıklı olmalı ve hep haklı nedenlerle bu yanlışları yapmalı.

Anneler hep despot, babalar ise daima sert ve anlayışsızdır. Çocuklar ise her zaman haklıdır.

Kayınvalideler hep kötüdür, davranışları iyiyse de vardır altta bir kötü niyeti.

Mutlu olmak isteyen zengin veya ünlü olmalı. Böylece mutlu olmanın yollarından birinin doğru ve helalinden kazanmak olduğu unutturulmalı. Fakir insanlar asla mutlu değil algısı aşılanmalı.

Aile içinde bir sorun, bir kopukluk varsa, bireyler eşlerinden göremedikleri ilgiyi yakınlığı sosyal medya mecralarından iletişime geçtikleri ya da tanıştıkları kişilerde arayabilmeli.

Okullardaki disiplin özgürlüğü kısıtlıyor algısı oluşturulmalı.

Dini değerlerle sadece yaşlılar ilgilenmeli.

Evlilik gereksiz ve zor bir süreç olarak algılanmalı.

Hayatta tek amaç; mutluluğu yakalamak olmalı.

Hayatta baş etmekte zorlanılan sorunlar olunca “intihar edebilirsin” algısı oluşturulmalı.

Ve daha nicelerini sayabileceğimiz, dizi ve filmlerin hayata bakış açımıza, duygu ve düşüncelerimize etkileri var. Bu etkiler bir defada oluşmuyor. Eskilerin ifadesiyle: “gül bahçesinde gezen gül kokar, çöplükte gezen çöp kokar.” Bizler en çok ne ile vakit geçiriyorsak artık vakit geçirdiğimize benzemeye başlarız.

BAĞIMLILIĞA KARŞI NE YAPABİLİRİM?

Dizi ve film bağımlılığının bizde zamanla oluşturduğu en büyük problem ise; “Normalleşme Hastalığı.” İzlediklerimizden ötürü artık yaşananlar bizlere anormal gelmiyor. Sorunlar bizi rahatsız etmiyor. Problemleri zaten olması gerekenler diye düşünüyor ve çözmek için bir gayretin içine girmiyoruz. Bu normalleşme aslında bizi anormalleştiriyor. Daha da kötüsü normal davranıp tepki koymak, tavır almak, çözüm bulmak isteyeni de anormal olarak tanımlamaya başlıyoruz. Sadece bu durum bile bizim dizi ve film bağımlılığından kaçınmamız için yeter bir sebeptir.

Böyle bir sorununuz varsa şunları yapmanızı tavsiye ederim;

Dizi ve film izleme rutininizin aşırı olduğunu farketmeniz iyileşme için size yarar sağlayacaktır. Etrafınızdakilerin dediği gibi dizi ve filmlerle yatıp onlarla kalktığınızı kabul etmekle işe başlayınız.

Hayatınızın önceliklerini belirleyiniz. Dizi ve film izlemeden önce yapılması gerekenler listenizi önem sırasına göre yazınız.

Öncelik sıranızdaki vazifelerinizi yapmışsanız iradeli bir şekilde kendinize müsaade edin. Dizi ve film izlemeyi bir anda bırakamayabilirsiniz ancak bunu aşamalı olarak yapabilirsiniz.

Dizi ve film izledikten sonraya da mühim bir iş ekleyin ki, başından kalkmanız için itici bir güç olsun.

Yapacak bir meşguliyetiniz olmasa dahi dizi ve film karşısında zaman harcamak hayatı harcamaktır, hesabı ağır olur, anın kıymetini bilin ve hesaba çekileceğinizi unutmayın.

Hayatta bir yaşam amacı bulun ve bunu gerçekleştirmek kendinize zaman sınırı koyun, bu sizi daha kıymetli bir yaşama zorlayacak ve boş işlerden yüz çevirmenize imkân tanıyacaktır.

Bunlar kendi başınıza yapabileceğiniz pratik tavsiyelerimizdir. Kendinizde bunları yapabilecek enerjiyi göremiyorsanız veya kendi başınıza bunları yapamıyorsanız ve bu bağımlılıktan kurtulmak istiyorsanız psikolojik destek alabilirsiniz.

Kaynak: Camia Haber