Kariyer yerine konfor! Dış dünyadan kaçıyorlar!
"Ev genci" terimi, özellikle pandemi döneminden sonra popülerleşmiş, evde vakit geçirmeyi tercih eden ya da mecbur kalan gençleri ifade ediyor. Bu gençler genellikle ev ortamında eğitim, iş veya hobileriyle ilgileniyor ve sosyal hayatlarını dijital platformlar üzerinden sürdürüyor. Bu bağlamda Türkiye’de 3 milyon “ev genci” bulunuyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Berna Yaman ise, “Ev gençleri, bireysel ve içe dönük bir yaşam tarzını benimseyebilirken, aynı zamanda teknoloji ve internetin sunduğu olanaklarla dış dünyayla güçlü bir şekilde birbirine bağlanırlar. Ancak bu yaşam tarzı, sosyal izolasyon, hareketsizlik veya yalnızlık gibi olumsuz etkilere neden olabilir” diye söyledi.
DIŞ DÜNYADAN UZAKLAŞIYORLAR
Ev genci kavramının son dönemlerde ortaya çıktığını dile getiren Berna Yaman, ev gencinin; sosyal çevresi olmayan, okula gitmeyen ve gelecek planı olmayan gençlere verilen bir tanım olduğunu aktardı. Yaman, “Aslında bu sorunun temeline baktığımızda, ev gençlerinin artma nedeninin gelecek kaygısından kaynaklandığını görüyoruz. Eğitim hayatını tamamladığında herhangi bir işe girme durumunun olmadığını düşünen gençler umutsuzluk içinde dünyayla ilişiği kopmuş bir şekilde kendilerini eve kapatıyorlar. Dışarıyla ilişkiyi kesmenin, gelecekten bir beklenti içine girmek yerine kendi kabuğuna çekilmenin daha mantıklı olduğunu düşünüyorlar” şeklinde konuştu.
“GENÇLERE DESTEK OLMALIYIZ”
“Aslında bu konuda oku gençlere değil, bizlere çevirmek daha uygun olur” diyen Sosyolog Yaman, herkesin bir meslek sahibi olacağının düşünülmesinden ve bireyleri yetiştirirken toplumun istekleri doğrultusunda yetiştirilmeye çalışıldığından yakındı. Yaman, “Biz eğer bireylerin neyi yapabildiklerine, hangi alanda başarılı olabileceklerine, neye ilgilerinin olduğuna bakarak onlara bir yol çizersek ya da çizmelerini sağlarsak yani onların kendilerini tanımalarında yardımcı olursak hem işsizlik sorunu hem de o işsizlik sorununa sebep olan fazla istihdam, yığılma sorunu ortadan kalkar” ifadelerini kullandı.
ONLARA TERCİH HAKKI SAĞLANMALI
Gençlere doğru yolun gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Yaman, “Herkesin belli başlı meslek gruplarından birini seçmesi gerekiyormuş gibi düşündüğümüz için başta bu yönde ilerliyoruz sonrasında istediğimizi elde edemiyoruz. Herkesten doktor olmasını beklemek yerine bireyin seçimleri doğrultusunda ilerlersek her şeyden önemlisi mutlu nesiller yetiştirmiş oluruz. Yapılması gerekenlerin başında bence eğitimin zorunlu olması ortadan kaldırılmalı. Biz bireyi baz almadan okulla ilişiğinin ne yönde olduğuna bakmadan kısacası neyi istediğini önemsemeden 18 yaşına kadar bazı şeyleri zorunlu tutuyoruz. Sonrasında tercihi öğrenciye bırakıyoruz. Burada gençler tabiri caizse sudan çıkmış balığa dönüyor. O güne kadar ne kendisi ne de çevresi ona ne istediğini sormamış, kendisini tanıması için olanak bile sağlanmamış, sürekli bir kıyas ortamında yarış atı gibi hep birilerini geçmesi bekleniyor. Sonrasında da amaçsız, hedefsiz bir şekilde ilerleyerek bir başarı sağlanacağı düşünülüyor” diye konuştu.
KAYGI, GENÇLERİ KABUĞUNA ÇEKİYOR
Sosyolog Yaman sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bir diğer sorun belli başarıları elde etmiş akademik alanda kendini ilerletmiş kişilerden herhangi bir işte çalışmalarını bekliyoruz. Kendi alanında neden ilerleyemiyor, neden işsiz kalıyor diye bakmıyoruz, iş var ama çalışan yok diyoruz. İş ve gelecek noktasında kendi istediğini bulamayan gençler, evde oturmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyor. Bu noktada gençlere tercih hakkı sağlamalı, onlara kendi düşüncelerini de sormalıyız.” •TUBA KAYA