Üniversite sınavına ramak kala bu hatalara sakın düşmeyin!

Üniversite sınavına ramak kala bu hatalara sakın düşmeyin!
 İnternet Editörü
Üniversite sınavına 3 ay kaldı. Bu süreçte öğrencilerin yaptığı bazı hatalar olabiliyor. Uzmanı ise bu konuda uyardı. İşte detaylar...

YKS'nin birinci oturumu olan Temel Yeterlilik Testi 21 Haziran, ikinci oturumu olan Alan Yeterlilik ve Yabancı Dil Testi ise 22 Haziran'da yapılacak. Sonuçlar, 22 Temmuz'da ilan edilecek.

Dolayısıyla sınava sadece 3 ay kaldı ve bu süreçte öğrencilerin kaygı ile stresleri de arttı. Peki bu noktada neler yapılmalı veya yapılmamalı? İşte detaylar...

yks-getty-1632879-1.jpg

Eğitim Danışmanı Feruze Meniz, üniversite sınavına 3 ay kala bu süreçten itibaren çalışan bir öğrencinin dersler için alt tabanı varsa faydasını görebileceğini söyleyerek tabanı olmayan ve çok zayıf bir öğrencinin bu saatten sonra üniversite sınavına çalışmasının başarısına çok fazla bir etkisi olmayacağını aktardı. Meniz, “Ancak bu ders çalışamayacağı anlamına da gelmiyor. En azından bir sonraki yılda gerçekleşecek olan üniversite sınavı için şimdiden alt yapı yapmaya başlamış olur. Sınava şimdi çalışmaya başlayan öğrenciler Alan Yeterlilik Testine (AYT) yoğunluk vermeliler. Ama Temel Yeterlilik Testini (TYT) asla aksatmamaları gerekir. Çünkü AYT’ye yoğunluk veren öğrenciler genellikle TYT puanını düşürüyor. Bu süreçte böyle yansıması çok normal bir şey. Öğrencilerin bunu bilmesi ve morallerini bozmaması gerekiyor. TYT sınavı çok değişkenlik gösterecek. Çünkü yüzde 40 etkisi olan bir sınav. AYT sınavının etkisi yüzde 60 ve genelde eleme orada sağlanıyor. O yüzden öğrencilerin AYT’ye yoğunluk vererek her ikisini de birden götürerek TYT’yi daha çok branş denemeleri ve kitap taramaları üzerinden ilerletmeleri gerekiyor” diye konuştu.

universite-sinav-sistemi.webp

KAYGILANMAYIN

Üniversite sınavına az bir zaman kala öğrenci ve ailelerinde stres artabiliyor. Bu noktada önerilerde bulunan Meniz, sadece ailenin yapmış olduğu davranışlar üzerinde değil aslında öğrencilerin kendi kendilerine baskı yaptıklarını belirtti. Meniz, “Çok ilgili ailelerin çocukları bile kendine baskı uygulayabiliyor. ‘Ben ailemin emeğini boşa çıkartırsam ne yapacağım’ kaygısına giriyorlar. Halbuki bu sınav süresinin diğer zamanlar gibi normal olarak algılanması gerekiyor. Daha doğrusu sadece sınav sürecine özel değil de özellikle ortaokul kademesine geçtikten sonra çocuğa sınav süreci aşılanmaya başlanırsa, öğrenci üniversite sınav zamanını çok rahat bir şekilde atlatır. Moral ve motivasyon olarak tabi ki etrafındaki herkesin başta ailenin destek olması şart. Ama temelde iş öğrencinin kendi içerisinde bitiyor. Kafasındaki olumsuz düşüncelerin neler olduğu açık bir şekilde konuşulup sonrasında da bunun gerekli açıklamalarının çocuklara karşı yapılması şart. ‘Ben bunu yapmadığımda ailem bana kızar mı ya da darılır mı’ diye öğrencinin düşünmemesi gerekiyor. Aslında bu sınav sürecinin herkes için yaşandığının çocuğa aktarılması lazım” şeklinde konuştu.

d160911d-ce7d-4154-89ce-2ed7a8d06706.jpg

ZAMAN YÖNETİMİ KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİYOR

Sınav sürecinde zaman yönetimi noktasında da çok fazla stres yaşanabiliyor. Bu konu hakkında bilgi veren Feruze Meniz, şunları kaydetti: “Zaman yönetiminin net bir tanımı yok. Her çocuk için değişkenlik gösterebilir. Ayrıca üniversite sınavına az bir zaman kala öğrenciler genellikle okula gitmemeyi tercih ediyorlar. Bunu daha çok soru çözebilmek için yapıyorlar. Eğer öğrencinin okulda devamsızlık sıkıntısı yoksa ve ders konularını bitirmişse bu uygulamayı destekleyebilirim. Ama çocuğun alt yapısı zayıfsa, konularda eksikleri varsa okuldan uzaklaşması onu ekstra zorlar. Bu noktada okula gidip eksik konularını tamamlayıp zaman planlaması yapması çok daha iyi olacak. Bunların yanında öğrenci verimli çalışma saatini kendisi belirlemeli. Bazı öğrenciler sabah erken kalkıp çok güzel ders çalışabiliyorken bazıları okuldan sonra akşamları çalışabiliyor. Bu süreçte arkadaş faktörü, akraba ziyaretleri, sosyal medya içerikleri, dizi gibi dışsal faktörlerden uzak kalıp tamamen kendilerini derse verdiklerinde, uykuyu da 6-8 saat olarak belirledikleri noktada kendilerine yeterince vakit kalacaktır.”

İSTEKLERİNİZİN FARKINDA OLUN

Üniversite sınavından sonra tercih sürecine de değinen Eğitim Danışmanı Meniz, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Üniversite tercihlerinde plan yapmadan neresi gelirse düşüncesiyle rastgele tercih yapmak çok yanlış bir düşünce. Bu çocukları hedefe götürmüyor. Öğrencilerin kendilerini motive edecek hedefler koymaları ve gerçekçi olmaları gerekiyor. Ayrıca sınava az kaldı diye bu saatte sonra hedef belirlenmez diye bir şey yok. Ancak öğrenci kendisini tam olarak iyi tanımıyorsa, hangi mesleğin ona daha uygun olduğunu bilmiyorsa sıralama hedefini belirleyebilir. Ama çocuk meslek ve hedef olarak bir kriter sıralamasını ortaya koymalı. Bunu YÖK Atlas’tan da inceleyebilirler. En başta Tıp isteyen bir çocuk sonrasında zorlandığı için hemşeriliğe kadar düşebiliyor. Dolayısıyla öğrencilerin tercih unsurları potansiyellerinden ziyade istekleri olmalı.” TUBA KAYA