Yenidoğan hayvanlarda enfeksiyona bağlı kayıplar azaltılacak
Selçuk Üniversitesi, yürütücülüğünü üstlendiği projeyle hayvanlarda görülen “Escherichia coli” bakterisi tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direncin artmasına bağlı olarak alternatif bir ürün geliştirecek. Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Hasan Hüseyin Hadimli, geliştirilecek ürünle yenidoğan dahil büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvanlarda bakteriden kaynaklı enfeksiyon hastalıkları ve ölümlerinin azaltılmasını hedeflediklerini belirtti.
Proje yürütücüsü, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Hadimli yaptığı açıklamada Türkiye’den “Çeşitli Hayvan Türlerinden Escherichia coli Bakteriyofajlarının İzolasyonu, Moleküler Karakterizasyonu ve Bakteriyofaj Etkinliklerinin Belirlenmesi” adlı Ar-Ge projesinin Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce (TAGEM) desteklenmeye hak kazandığını söyledi. Proje ekibinde Selçuk Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Konya Veteriner Kontrol Enstitüsü, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü, Erzurum Veteriner Kontrol Enstitüsü ve İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsünden 8 ana araştırmacı ile yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yer aldığını ifade eden Hadimli, “Escherichia coli” bakterisinin özellikle yenidoğan süt ineği, koyun, keçi ve kanatlılarda ciddi enfeksiyon hastalıklarına sebebiyet verdiğini; yüksek ölüm oranlarına sahip olduğunu aktardı.
“Escherichia coli’ye karşı bakteriyofaj etkinliğini deneyeceğiz”
Hadimli, bakteriyofajın bakteri tüketen virüs anlamına geldiğini belirterek şöyle devam etti: “Ülkemizde Escherichia coli bakterisinden kaynaklı buzağı ölümlerinin, farklı araştırmacıların yaptığı sonuçlara göre son yıllarda yaklaşık yüzde 11 ile 25 arasında değiştiği belirtiliyor. Çok büyük bir rakam. Dolayısıyla literatüre göre bunun yüzde 5 olması gerekiyor. Çalışmamızı, literatürde belirtilen ölüm oranlarına çekebilirsek başarıya ulaşmış olacağız. Bakteriyofaj tedavisi, 1900’lü yıllarda İkinci Dünya Savaşı’na kadar dünyada yaygın olarak kullanılmaktaydı. Antibiyotiğin keşfi, bakteriyofajların ikinci plana atılmasına sebep oldu. Araştırmacılar, antibiyotik dirençliliğin ülkemizde ve dünyada tedavi edici özelliğinin ciddi bir problem oluşturması nedeniyle bakteriyofaj tedaviye tekrar yöneldi. Bakteriyofajın kullanılacak canlılarda herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Tümüyle doğa dostudur ve çevreye kirlilik vermemektedir. Üretimi de çok kolaydır. Bugün vaka bazlı problemlerde bile bakteriyofaj tedavisi kullanılmaktadır. Biz bu projede sadece ‘Escherichia coli’ bakterisine karşı bakteriyofaj etkinliğini deneyeceğiz.”
“Ekonomik kayıpların önüne geçmek istiyoruz”
Projeye Mart 2022’de başladıklarını anlatan Prof. Dr. Hadimli, “Projedeki amacımız; Türkiye’yi kapsayacak şekilde 5 farklı bölgeden örnekleme yaparak Escherichia coli’nin sebep olduğu enfeksiyonları tümüyle yansıtmak. Aldığımız örneklerden izole edeceğimiz bakteriyofajların kokteylini hazırlamak ve bu kokteyli de sadece bir bölgede değil, tüm Türkiye’de kullanabilecek şekilde bir konfigürasyona dönüştürmeyi hedefliyoruz. Proje çerçevesinde Türkiye’nin farklı bölgelerinden bin 500 hayvan varlığından örnek alacağız. Belirlediğimiz her bir bölgeden 300’er tane örnek, hayvan türleri olarak da 100 süt ineği, 100 koyun ve keçiden, 100 de kanatlılardan örnek alacağız. Ülkemizde hangi Escherichia coli Bakteriyofaj görülüyor, bunu belirlemiş olacağız. Hem veri alacağız hem de proje çerçevesinde bir ürünün prototipini geliştirmiş olacağız. Buna bağlı olarak da umarım ülkemizde, özellikle yenidoğanlarda, çok ciddi hastalık ve ölümlere sebep olan Escherichia coli enfeksiyonlarının önüne geçmiş olmayı hedefliyoruz. Bu sayede hastalanan hayvanların daha kısa sürede tedavilerini gerçekleştirerek ölümlerin ve ekonomik kayıpların önüne geçmek istiyoruz” diye konuştu.
“Proje çerçevesinde ürünümüzün prototipini oluşturacağız”
Hadimli, aktif olarak örnekleme çalışmalarının sürdüğünü belirterek, “Hedefimiz tüm Türkiye’den aldığımız örneklerden 25 tane bakteriyofajı izole etmek. Moleküler karakterizasyonlarını yaptıktan sonra en son olarak bu izole ettiğimiz fajlardan bir bakteriyofaj kokteyli hazırlamayı planlıyoruz. Deney hayvanlarında da bunların etkinliklerinin olup olmadığını değerlendireceğiz. Şu anda 5 tane bakteriyofaj izolesi elde ettik. Bunların 3’ü koyun ve süt ineklerinden, bir tanesi de kanatlıya ait” dedi.
Birçok ürünün, Covid-19 pandemisi ve savaşların etkisiyle ülke içerisinde üretilmesinin önem kazandığını bildiren Prof. Dr. Hadimli, proje çerçevesinde prototipini oluşturacakları ürünü, Turcovac aşının üretimini yapan Dollvet aracılığıyla Türkiye genelinde yaygınlaştırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.