Tespih Merakı Mesleği Oldu! Küçücük Atölyesinden Dünyaya Açıldı...

Tespih Merakı Mesleği Oldu! Küçücük Atölyesinden Dünyaya Açıldı...
 Muhabir
Bedesten Çarşı Esnaflarından Yusuf Furkan Yüzügüldü, 13 yaşında başlayan tespih merakının mesleği haline geldiğini ve kısa sürede tespih yapımında ustalaştığı süreci Konya’nın Sesi Gazetesi’ne anlattı.

Konya Bedesten Çarşısı’nda kendisine ait atölyesinde tespih yapan Tespih Ustası Yusuf Furkan Yüzügüldü, “Konyalıyım 13 yaşından beri tespih ile uğraşıyorum. Şu an 25 yaşındayım. 4 senedir de ustalık yapıyorum. 13 yaşından beri tespih sektörünün içindeyim. Tespihe çocukluktan gelen bir merakım vardı. Bizim yan komşumuz Adnan Amca vardı. Annemin arkadaşının eşi. Sürekli onlara gider gelirdik. Onun üst düzey bir koleksiyonu vardı. Ben tabi o zamanlar tespihin bu kadar değerli bir şey olduğunu bilmiyordum. Onlara gittiğim zaman büyük bir vitrini vardı. Oradan tespihleri açar bakardım ama değerli bir şey olduğunu bilmediğim için ucuz bir şeymiş gibi elime alırdım, incelerdim. Gel zaman git zaman biraz daha yaşımız büyüdü. O tespihlerin değerli olduğunu öğrendim. Hep diyordum keşke benimde param olsa bunlardan alabilsem. Sekizinci sınıfa geçtiğimde harçlıklarımı biriktirmeye başladım. Mevlana taraflarında gelip giderdik. Çocuktuk o zamanlar. Tespihçileri geziyordum, tespih alıyordum. Tabi ilk zamanlar çocuk olduğumuz için ucuz tespihleri pahalı tespih diye bize sattılar. Biz de iyice hırs yaptık. O dükkana gitmedik, daha iyisine gittik. Aralarından iyi insanlarda çıktı Allah razı olsun bizi yönlendirdiler. Bak bunları almayın, şunları almayın harçlıklarınızdan biriktiriyorsunuz, yazık etmeyin, ileride satacağınız da değerlensin diye bizi yönlendirdiler” dedi.

KONYA'DA USTA İŞİ TESPİHE DEĞER VERİLMİYOR

Gösterişli tespihler daha ön planda usta işi tespihe değer verilmiyor diyen Yüzügüldü “Zamanla tespihin içine girdik. Mesela bir tespih ustasını bilemedikleri zaman bize getiriyorlar. Biz dört arkadaştık. Dört arkadaşta aşırı derecede tespih meraklısıyız. Ama sadece ben meslek olarak devam ettim. Arkadaşlarım koleksiyon yapıyorlar. Konya'da şöyle bir kısır döngü var. Usta tespihine pek değer verilmiyor. Ucuz tespihler, gösterişli tespihler daha ön planda ama İstanbul, İzmir doğu tarafları hep usta işi tespihleri tercih ediyor. Konya'da pek bilinmiyor” ifadelerini kullandı.

TESPİH MERAKI MESLEĞİ OLDU

Lise çağlarında ustalarının yanında tespih yapımını izleyerek başladığı tespih merakının mesleği haline geldiğini söyleyen Yüzügüldü, “Lise iki sıralarında tespih yaptırmaya başladık. Ustaların yanına gitmeye başladık. Rahmetli Yasin Yaman vardı ona yaptırdık. Fatih Usta vardı ona yaptırdık. Vehbi Usta var hala devam ediyorlar. Yüz civarında tespih yaptırıp sattık. 100 liraya yaptırıyorduk 150 liraya satıyorduk. 50 lira bizim kârımız oluyordu. Her cumartesi tespih yaptırıp satardım. Rahmetli Yasin Usta’yı izlerken rahmetli bana sen baya meraklısın sen de tespih yap dedi. Usta ben yapamam desem de ısrar etti. Biz tespihe niyetlendik rahmetli Yasin Yaman'ın kanser olduğu ortaya çıktı. İlk zamanlar ağır derecede değildi gel devam et dedi. Bir ay içinde zaten çok kötü oldu, yatağa düştü, tespih yapımım durdu. Benim çıraklar var onların yanına git ben onları arayayım seninle ilgilensinler dedi. Hidayet Çelik ve Vehbi Ertuğrul Usta’nın yanına götürdü. Ben yine Hidayet Ustayı izliyordum. Ustam sen baya meraklısın dedi. Valla ustam izliyorum ama pek yapabileceğimi düşünmüyorum dedim. Niye yapamazsın dedi? O biraz da sert mizaçlı, komik bir insan. Gel buraya dedi beni tezgahın başına oturtturdu. Ben petrole kadar gidip geleceğim, şunları yap ben gelene kadar dedi. Yuvarlama işlemi istedi. Ben oturdum o petrole gidip geldi. Vehbi Ustayla da yan yanaydı masaları. Petrolden döndü geldi baktı Vehbi bunları sen mi yaptın dedi. O da ben hiçbir şey yapmadım dedi. Bana sordu sen mi yaptın diye, ben yaptım olmuş mu usta dedim. Sen haftaya tornanı al seni usta yapacağız dedi. Babam ahşap ustası ben onun yanında çalışıyordum. Oradan gelen bir el yatkınlığı vardı zaten. O hafta tornayı aldık tespih yapmaya başladık. Yaptığım tespihe bayağı talep oldu. İnsanların beğendiğini görünce hoşuma gitti. Bizim birkaç gören abi de biz de yapalım dediler. Onlar da torna aldılar, sonra beraber başladık. Onlar 5-6 ay yaptılar, biz yapmayacağız deyip bıraktılar” diye konuştu.

KÜÇÜCÜK ATÖLYESİNDEN DÜNYAYA AÇILDI

Mesleğe başlama hikayesini anlatan Yüzügüldü, “Bir sene Ali Okur abinin tanıştırdığı ustaların yanına gidip geldim bu arada da babamın yanında çalışıyordum. İşten 6'da çıkıyorum, 6'dan sonra onların atölyesine gidiyordum. Hem abilik hem ustalık yaptılar. Ben beş tespih falan yaptım onların atölyesinde. Sonra usta ben burada hem kalabalık etmeyim, hem sizin başınıza iş olmayayım sizden öğrendiğim kadarıyla evde kendimi geliştireyim dedim. Eve geldim, o arada pandemi başladı. Dışarıya çıkamıyorum evde yatağımın dibine masa yaptım. Toz toprak evin içinde yapmaya başladım. Evlere sıkışınca mecburiyetten yatağın dibine tezgahı kurduk yasak olunca dükkana gidemiyoruz. O arada Fatih Mehmet Kaya Usta Kuveyt'te Arap ülkesinde beni sosyal medya hesabından görmüş. Ben tespihle alakalı Instagram hesabı açtım. Fatih Usta’ya istek attım orada da ilk yaptığım tespihi paylaştım, ilk yaptığım eser diye. Fatih Usta'da maşallah çok güzel olmuş diye bana yazdı. Allah razı olsun ustam sizin beğeninizi kazandıysak ne mutlu bana dedim. Türkiye'ye geldiğimde benim atölyeye buyur gel hem yüz yüze tanışalım dedi. Türkiye'ye geldi Konya'ya geldiğinde beni aradı. Konya'ya geldim bir yemek yiyelim diye. Yemek yedik tanıştık. Sonra Kuveyt'e gitti tekrar. Üç beş ay sonra ben temelli Türkiye'ye geleceğim bu pandemi bitmeyecek, biz burada dışarıya çıkamıyoruz dedi. Ben Türkiye tamamen geleceğim, Kuveyt’i bırakacağım dedi. Sen de evde yapıyorsun rezillik çekme gel benim odamın biri boş küçük ama sana orayı düzeltelim masanı kuralım orada yap birbirimize abi, kardeşlik yapalım sen benim tecrübelerimden yararlan dedi. Ben de tabi ustam dedim burada atölyeye geldik. 2 sene oluyor, 2 sene de önceden var 4 sene. Ben buraya geldim Fatih Usta’nın tecrübelerinden yararlandım kendimi biraz daha geliştirdim derken ben de Araplara tespih yapmaya başladım. Kuveyt'e gittim orada çalıştım biraz. Benim Konya’da çok sosyal bir hayatım var orada 3 ay boyunca çok sıkıldım burada hayvanlarım var onlarda olmayınca baya stres yaptım Türkiye'ye dönmeye karar verdim. Türkiye'den kargoyla çalışalım sizle dedim. Kargoyla çalıştık pandemi de bitmeye yaklaşınca geri gel dediler. Geri gelemem deyince aramızda tartışma oldu. Arap piyasasını bıraktım. Türk piyasasına açıldık” dedi.

EL İŞİ TESPİHİN ALICISI BELLİ OLUR

Sosyal medya ve e-ticaret üzerinden belirli bir müşteri kitlesi yakaladığını söyleyen Yüzügüldü, “İnternetten sipariş alıyorum. Konya'da çalıştığım 10 kişi anca vardır. El işi tespih yapıyorum bana makineyle yapılan tespih fiyatı söylüyorlar. CNC makinalar var haftada 4 bin tane tespih çıkarıyor. Onunla beni kıyaslıyorlar, o zaman git oradan al diyorum. Bizimki el işi olsun diyor. O zaman fiyatını kabulleneceksin. Elhamdülillah benim işe ihtiyacım yok. Belli bir müşteri kitlem var, onlar yetiyor bana. Bazıları malzeme parasına iş yaptırmaya çalışıyorlar. Bu atölye on yıldır vardı zaten ben 2 buçuk, 3 yıldır buradayım. Pandemi zamanı geldik atölyemizi kurduk. Fatih Usta bir babanın evladına dükkan açması gibi benimle ilgilendi” ifadelerini kullandı.

MALZEMESİNE GÖRE FİYATI DEĞİŞİYOR

Tespih yapım aşamasından ve malzemesine göre değerlenen tespih çeşitlerini anlatan Yüzügüldü, “Katalin yaparsam bir günde tespih yaparım. Sabah sekizde geleyim akşam sekize kadar bitiririm. Belki cilasıyla ip dizimi yetişmeyebilir ama kabası biter. Doğal malzemeyle yaparsam bir buçuk iki gün sürer. Kuka, ağaç türevleri biraz daha zahmetli oluyor. Osmanlı kehribarlar var onlar çok değerli. 200 bin, 300 bin, 1 milyon TL arasında nadirliğine göre değişiyor. Mesela Galip Usta var Galip Usta’nın tespih varsa bunlar baya pahalı 300-500 bin 1 milyon arasında alıcı buluyor ama piyasada çok az. Koleksiyona girdiği zaman koleksiyoner onu zor durumda kalmadıkça çıkartmaz zaten. Tespihi önce şerit testere de kabasını kesiyoruz ondan sonra daire testere var burada 0.50 mikron ile çalışıyor çok değerli malzemeleri burada kesiyoruz. Buradan sonra yuvarlama işlemi yapıyoruz. Burada yuvarlama işleminden sonra delim işlemi var delim işlemi bittikten sonra habbeye şekil veriyoruz. 33 boncuk 99 boncuk var onları yapıyoruz. Onlar bittikten sonra imame sistem takımlarını çekiyoruz. Her ustanın kendine göre bir imame sistem takımı var. Bunu anlayan insanlar eline aldığı zaman bu Yusuf Usta’nın bu ve Fatih Usta’nın diye bilir anlayan insanlar. 10 liraya da kuka var 100 bin TL'ye kuka var. Osman Kiraz’ın kukası var mesela bin 750 dolar. Benim 100 küsür tane koleksiyonum var. Rahmetli Yasin Yaman'ın tespihleri var, sevdiğim birkaç ustanın tespihleri var. Ben biraz daha eski dönem tespihleri 50-60 yıl önceki tespihleri topluyorum. Biraz eski sevgim var antika topluyorum” dedi.

-Büşra GÜLTAŞ

Kaynak:Konya'nın Sesi