Okullardaki Tehlike 'Akran Zorbalığı'na Çözüm İş Birliği...

Okullardaki Tehlike 'Akran Zorbalığı'na Çözüm İş Birliği...
 Muhabir
Okullardaki akran zorbalığını Konya’nın Sesi Gazetesi’ne değerlendiren Psikolog Özden Şeker, her çocuğun güvenli ve destekleyici bir ortamda öğrenim görmesi için aileler ve öğretmenlerin iş birliğini elden bırakmaması gerektiğini söyledi.

Okullarda artan akran zorbalığının önüne geçmek için öğrencilere seçmeli ders kapsamında akran zorbalığıyla mücadele eğitimi verilmesini gündeme alan Milli Eğitim Bakanlığı, derslerde önceliği çevreye karşı duyarlılığa vermeyi hedefliyor. Psikolog Özden Şeker, konuyla ilgili günümüzde okullarda karşılaşılan en ciddi sorunlardan biri haline gelen çağın sorunu 'akran zorbalığıyla mücadelede' ebeveynler ve öğretmenlerin rolünü anlattı. Şeker, “Akran zorbalığı, bir veya daha fazla öğrencinin, güçsüz veya savunmasız gördükleri bir başka öğrenciyi, tekrarlayan bir şekilde incitmeye, taciz etmeye veya dışlamaya yönelik davranışlarda bulunmasıdır. Son zamanlarda, okullarda akran zorbalığı giderek artan bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Öğrenciler arasında yaşanan bu tür taciz ve şiddet olayları, sadece fiziksel zararla sınırlı kalmayıp, psikolojik etkileriyle de derin yaralar açabilmektedir. Akran zorbalığının çeşitli biçimleri vardır. Fiziksel saldırılar, sözlü taciz, duygusal manipülasyon, alay etme, dedikodu yayma, dışlama gibi davranışlar akran zorbalığının yaygın örnekleridir. Bu tür zorbalık, mağdurlarda düşük özsaygı, depresyon, kaygı bozuklukları ve hatta intihar eğilimleri gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Ayrıca, zorbalık yapanlar da uzun vadede empati eksikliği, ilişki sorunları ve yasal problemler gibi sorunlarla karşılaşabilirler” diye konuştu.

EBEVEYNLER ÇOCUKLARINI DESTEKLEMELİ

Çocuklarını olası zorbalıklardan korumak isteyen ebeveynlerin çocuklarının okul ortamını ve arkadaş ilişkilerini yakından takip etmeleri gerektiğini ifade eden Şeker, “Akran zorbalığı ile mücadelede, ebeveynlerin ve öğretmenlerin rolü büyük önem taşıyor. Sorunun çözümü noktasında ebeveynlerin ve öğretmenlerin aktif rol alması gerekmektedir. Ebeveynler, çocuklarına empati, saygı ve hoşgörü gibi değerleri öğretmelidirler. Aynı zamanda, çocuklarının yaşadığı okul ortamını ve ilişkilerini yakından takip etmeli ve olası zorbalık belirtilerini gözlemlemelidirler. Ebeveynler, çocuklarına zorbalığa maruz kaldıklarında destek olmalı, onların duygularını anlamaya çalışmalı ve gerekirse okul yönetimiyle iletişime geçmelidirler” dedi.

ÖĞRETMENLER DİKKATLİ OLMALI

Okullarda, akran zorbalığıyla ilgili net kurallar belirlenmesinin öğrencileri koruyacağını belirten Şeker, “Öğretmenler sınıf içindeki ilişkileri gözlemlemeli ve her öğrencinin kendini güvende hissettiği bir ortam sağlamalıdır. Okullarda, akran zorbalığıyla ilgili net kurallar belirlenmeli ve bu kurallara uyulması için öğrencilere sürekli olarak hatırlatmalar yapılmalıdır. Ayrıca, öğretmenler, zorbalıkla ilgili eğitim programlarına dahil edilerek, bu konuda bilinçlendirilmelidirler. Bunların yanı sıra sınıf içindeki ilişkileri dikkatle gözlemlemeli ve olası zorbalık vakalarını hızlı bir şekilde müdahale ederek önlemelidirler. Eğitim kurumlarında oluşturulan sağlam ve destekleyici bir sosyal ortam, öğrencilerin zorbalık gibi olumsuz davranışlara yönelimini azaltabilir” ifadelerini kullandı.

AİLELER VE ÖĞRETMENLER İŞ BİRLİĞİ YAPMALI

Ebeveynler ve öğretmenlerin çocuklara empati duygusunu aşılamasının akran zorbalığının önüne geçebileceğini söyleyen Şeker, “Akran zorbalığını önlemenin en etkili yolu, toplumun genelinde farkındalık yaratmak ve empatiyi geliştirmektir. Çocuklar, kendilerini ifade etmeyi, sınıf arkadaşlarının duygularını anlamayı ve çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözmeyi öğrenmelidirler. Bu süreçte ebeveynler ve öğretmenler, çocuklara empati ve sorumluluk duygusunu aşılayarak, onların toplumsal değerleri içselleştirmelerine yardımcı olabilirler. Sonuç olarak, akran zorbalığıyla etkili bir şekilde mücadele etmek için aileler ve öğretmenler arasında işbirliği ve iletişim büyük önem taşır. Toplum olarak, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişmelerini desteklemek ve onları korumak için elimizden geleni yapmalıyız. Unutmayalım ki, her çocuğun güvenli ve destekleyici bir öğrenme ortamına ihtiyacı vardır” şeklinde konuştu.

-Büşra GÜLTAŞ